Multimedia: Bahar Vural
'' Vardığında mutlaka haber et. '' Diyen anneme bir kez daha sarılıp taksiye bindim. Hava oldukça bunaltıcıydı. Şoför Bey'e camı açmasını rica edip elimi camdan sarkıttım.
Ben Bahar Vural.
Sıradan bir hayatın sıradan birisiyim, herkes gibi.
İzmir'deki yolculuğum tahminimden de kısa sürmüştü. Devamlı yaptığım aile ziyaretlerinden biriydi bu da. istanbul'daki yaşantıma geri dönüyordum. 27 yaşında biri olarak fazlasıyla işkolik biriydim. Yaşıtlarım evlenip çocuk sahibi olmuşken bense iş hayatımda her geçen gün daha fazla gelişiyordum. Bundan rahatsız mıyım? Asla.
Dedemden bize kalan bir oteli işletiyorum. Ben mutfak bölümünden sorumluyum. Diğer işlerle kardeşim ilgileniyordu (!)
Uçağa bineceğim sırada telefonumu sessize aldım. Yerime oturduğumda kafamı koltuğa dayayıp gözlerimi kapattım. Bir süredir İstanbul'da olmadığımdan dolayı işlerin fazlasıyla biriktiğini biliyordum. Çok uzun olmasa da bu yolculuk iyi gelmişti. Yoğun bir tempoya sanırım artık hazırdım.
Çantamdaki defteri çıkarıp yapacağımız toplantılara göz gezdirdim. Her zaman ki gibi kardeşimin arkasını toplamaktan gocunmuyordum. Ben hatırlatmasam toplantıların aksayacağını gayet iyi biliyordum. Benim işim tek mutfakla sınırlı kalmayıp ayrı zamanda da otelin yönetiminden de ben sorumluydum.
Uçaktan indiğimde gözlerim Umay'ı arıyordu. Umay ev arkadaşım, hemde iş arkadaşım. Gözlerim Umay'ın arabasını gördüğünde ona doğru ilerledim. Emre'nin de orada olduğunu gördüm.
'' Kaçak şef geri dönmüş. Hoş geldiniz Bahar Hanım. '' Emre'ye gözlerimi devirip çantamdan telefonumu çıkardım. Sesini açıp gelen aramalara baktım. Anneme İstanbul'a geldiğimle ilgili mesaj yolladım.
'' İşler nasıl? Ben Efsun'dan gerekli bilgileri aldım ama bir sıkıntı yok değil mi? '' Efsun, aşçıbaşı yardımcısı oluyordu. İşlerden benim kadar o da sorumluydu. Efsun'a güvenim tamdı. İşini severek ve özenle yapıyordu. Bir sıkıntı çıkmayacağını tahmin ediyordum.
'' Bir sıkıntı yok Bahar. Sen ne yaptın? Biraz olsun kafanı dinlemişsindir. '' Dedi.
'' Serkan yokken gayet güzel kafa dinledim. '' Serkan, oteldeki işler bırakıp benimle beraber İzmir'e gelememişti. Bu sebeple surat asacağını çok iyi biliyordum ama çokta umrumda değildi.
'' Kardeşin biraz huysuz kanka. Restorana gelip ahkam kesti herkese. '' Gözlerimi Emre'ye çevirip dediklerini algılamaya çalıştım.
'' Bir dakika. Ne yaptı? Anlat şu meseleyi baştan. ''
Emre, bana doğru dönüp Serkan'ın yokluğumda neler yaptığını anlatmaya başladı. Eve gidene kadar ona yapacağım işkenceleri düşündüm. İş konusundaki hassasiyetimi bildiği halde kendinden yaşça büyük insanları rencide etmesini kabul edemezdim.
Umay, evin kapısını açtığı gibi içeri girip kendimi koltuğa attım. Ne kadar annem ve babamın evinde de olsam kendi evim gibisi yoktu. Koltuklarımı bile özlemiştim. Ev bıraktığım gibi temizdi.
'' Güzel temizlemişsin. Galiba bu titizliğin yüzünden senelerdir seninle ev arkadaşıyım. '' Deyip Umay'ın saçlarını karıştırdım.
'' Bekle hemen iki kahve yapıp geliyorum. '' Deyip kolumun altından çıktı. Bu kadar hevesli olduğuna göre anlatacağı şeyler vardı. Umay'ı beklerken çantamdan telefonumu alıp annemi aradım. Geldiğimi söyleyerek sesini duyduktan sonra da kapatıp Umay'ı beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ BAHAR
Teen Fictionİşine fazlasıyla düşkün bir Şef, işine fazlasıyla düşkün bir Mühendis. Karşılaşmaları işte böyle başladı. İkisi de işi için en iyisini isterken hedefleri bir noktada buluştu. Bu sadece hedeflerin buluşması mıydı yoksa hayatların mı?