DEAN

258 47 3
                                    

Alita ve Dean'a odaklanmaktan dans etmeyi unutmuştum. Ragar'ın ayağına basınca fark ettim. Özür dileyip elimi ellerinden çektim. Fakat Ragar ellerimi yine kavrayıp dansı bitirmemiz gerektiğini söyledi. Açıkçası gerekmiyordu ama zaten çok kalmamıştı ilk dansın bitmesine.

Dans bittikten sonra Prenses Josette yanıma geldi. İlk defa birisine reverans yapmıştım. O gerçekten inanılmaz derecede ihtişamlı giyinmişti. Kısa boylu, zayıf ve özgüvenliydi. Ortama girdiğinizde Kraliyet üyesi olduğunu hem giydiği kıyafetlerle hem de yüzündeki egoyla belli ediyordu.

Josette elindeki kadehi sallayarak;

- Ragar'la akraba olduğunuzu biliyorum ama dansınız fazla samimiydi Artemia.

Direkt ismimle hitap etmesi benden yukarıda bir konumda olduğunu göstermeye çalışmasındandı. Ragar'la dansımın hangi seviyede olması neden onu ilgilendiriyordu? Ragar'a karşı bir hissi mi vardı?

- Prenses dansımı bu kadar dikkatli izlemiş olmanız gururumu okşadı. Lakin yanlış fikirlere kapılıyorsunuz. Umarım bu fikirleriniz zamanla dedikoduya dönüşmez.

Elindeki kadehi tek seferde bitirerek uzaklaştı. İkinci dans için tekrar müzik çalmaya başladı. Bu defa ilk başlayanın ben olmasına gerek yoktu. Yine de Dean'dan dans teklifi bekledim. Gözlerim Dean'ı ararken yine Alita ile dans ettiği sahneye şahit oldu. Bir defa aynı kişiyle dans etmek dedikoduya iki defa dans etmek aşka sebep olur. Bunu biliyordum. Kitapta her şey olması gerektiği gibiydi. Dean, Alita'ya aşık olmuştu. Bunu asla değiştiremezdim.

Yüzümü somurtmamalıydım ama canımı sıkıyordu bu durum. Elime bir kadeh alıp yavaşça yudumlamaya başladım. Atiam arkamdan gelip kadehi yavaşça elimden aldı. Daha sonra beni dansa kaldırdı.

- Günün yıldızı sensin ama senin yaptığın tek şey duvar çiçeği olmak.

- Şey, sanırım haklısın. Günün yıldızı "biziz."

Atiam hızlı dans ediyordu ona yetişemiyordum. Bir kaç defa ayağına bastıktan sonra pes edip gidecekken Atiam ayaklarımı, kendi ayaklarının üstüne koyarak;

- Böyle yaparsak ne sen kötü bir dansçı olursun, ne de dansımız yarım kalır.

- Evet, sanırım yine haklısın.

Atiam'la birlikte olunca rahatlıyordum. Kardeşimmiş gibi hissettiriyordu. Beni koruyup kollayan ve arada uyuz olduğum kardeşimmiş gibi.

İkinci dansta bitmişti. Artık sıra kralın beni varis yapmasındaydı. Kovlos Dükü, Kızıl Gül Markisi ve bir çok dükle marki daha vardı. Özellikle Kont Aron'un burda olmasıyla kral sözünden cayamazdı. Yoksa bu Zepose Dükkalığı'na karşı bir kine dönüşecekti. Kont Aron bir çok ülkeyle irtibatı olan Zepose Dükkalığı komutunda olan bir konttu. Kral gözünü gezdirince kendisinin fanatiği olanları çağırmadığımı anladı. Baron Ulrich'de bunlara dahildi.

Kral ve prensesin olduğu yere gidip kral tarafından takdim edilmek için dizlerimin üstüne çöktüm. Kral altın varaklı kılıcını çekerek beni Zepose Dükkalığı'nın Düşes'i ilan etti. Böylece dizlerimin üstünden kalktığımda Prensesten bile yüksek konumda olan biriydim. Artık insanların göz temasından bile kaçacak kadar önemli biri olmuştum. Kral memnun bir şekilde sözümü yerine getirmemi bekliyordu.

Ben de bir kadeh kaldırarak;

- Bugün buraya girerken henüz vasfı olmayan bir varistim. Şimdi ise Zepose Dükkalığı Düşesiyim. Henüz siyasetten ve ticaretten anlamıyorum.

Kral bu söylediklerimden hoşlanmış bir şekilde elleri sakalında her şeyi ona devretmemi bekledi.

- Bugün yeni düşes olarak size Zepose Dükkalığı'nın tek oğlunu takdim etmek istiyorum.

İnsanlar fısır fısır birbirlerinin kulağına bir şeyler anlatmasına rağmen çok gürültülüydü. Herkes ağzı açık bir şekilde beklerken Atiam öne atıldı. Kızıl Gül'ler bile şaşırmıştı.

-Biliyorum Atiam'ı hep akrabam olarak tanıdınız. Lakin işin aslı ailem onu uzun zaman önce kaybetti. Halam ise onu varoş mahallelerin birinde buldu. Artık ailem yoktu. Halam da kendince en doğru şekilde ona bakıp bu sırrı ben ortaya çıkarana kadar tuttu.

Kral delirmeye başlamış gibiydi. Ağzından küfür mü çıkıyordu yoksa yine büyü mü yapıyordu anlamadım. Birden askerlerin dibimde bitmesine kadar.
Kral;

- Bu ne cüret! Sen kim oluyorsun da onu varisin yapabiliyorsun?! Kralın arkasından iş çevirmeye etmeye cüret edersin!

Kral hala farkında değildi olayın. İnsanların içinde bunu yapması doğru değildi. Aramızda yaptığımız anlaşmayı insanlar bilmiyor ve bilmemeliydi. Beni tutuklatmazdı. Gözlerim bunları düşünmekten öylesine dalmıştı ki kılıcı bana doğru çekenin Dean olduğunu henüz fark ediyordum.


Arkadaşlar lütfen desteğinizi beğenerek göstermeyi unutmayın. Arada yorum atarsanız sevinirim.

KRALLIĞIN  KATİBESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin