Mektubu bulmak için arenaya doğru yürüdüm. Kafam sürekli yerde, gözlerim ise mektubu arıyordu. Bir yandan tırnaklarımı kemiriyor diğer yandan mektubu kaybettiğim için kendime kızıyordum. Mektubu bu karanlıkta nasıl bulacaktım ki.
Arenada uzun bir süre gezinip ararken bile bulamamıştım. Her yer karanlıktı. Eğer telefonum olsaydı flaşım sayesinde hemen aydınlatabilirdim diye düşünürken aklıma mum geldi. Odamdaki mumu getirebilirdim. Ne kadar aptalım. Odama gitmeliydim. O mektubu kimse görmeden bulmalıydım.
Odama vardığımda Dean kapıda duruyordu. Elinde kraliyet mühürü olan bir mektupla. Benim mektubumdu. Aksi şeyler hep beni buluyordu. Dean üstümden düştüğünü görmüş olmalıydı yoksa benim odamın kapısında durması bir tesadüf olamazdı. Fakat bana dair hiçbir iz yoktu mektupta. Bir şey bilmiyormuş gibi yapıp kapımı açtım Dean'a dönerek yapmacık bir gülümsemeyle " iyi geceler" dedim. Tam hızla kapımı kapatıyordum ki Dean kaslı kollarıyla kapıyı tutup içeri girdi ve ardından kapıyı sessizce kapattı.
Dean'a gözlerimi dikerek meraklı aynı zamanda korkak bir şekilde bakıyordum.
Yutkunup "Ne yapıyorsun? Bu neydi şimdi?" Dedim.Dean mektubu açtı ve bana kısık gözlerle baktı. Tekrar mektuba baktı. Arkasına çevirip baktı. Sanki mektup fazlasıyla yetersiz gelmiş gibi başka bir şey aradı. Ama o şahin pençeleri ve kanatlardan başka bir şey yoktu. Sanırım Dean'da benim gibi anlamamıştı.
Dean mektubu katlayıp şömineye attı. Lanet olsun mektubu yaktı deli mi bu çocuk?!
Hemen şömineden mektubu almaya çalıştım sanki kurtarabilirmişim gibi.
Dean elimi tutup geriye çekti. Sonra yatağın kenarına oturup
- Ne zamandan beridir bu görevi yapıyorsun? Bu mektubu aldıktan sonra krala hiç bilgi gönderdin mi? İnandığımdan değil ama kral bile peşine düştüyse doğru olabilir o yüzden soruyorum.Ne diyordu bu. Artık canım sıkılmaya başlamıştı. Birileriyle bir türlü açık açık konuşamamak hep gizemli hallerde kalmak sinirimi bozuyordu. Dean'a dürüst olmaya karar vermiştim ve yaptımda.
- Dean ben mektuptan hiçbir şey anlamadım. Hatta bu mektubun kraldan geldiğini İris benimle konuşuncaya kadar farkında bile değildim. Oh be sıkıldım artık şu mektubun gizeminden nedir bu mektup anlatsana.
Dean bir şaşkın bir sinirli bir tuhaftı. Dediklerimi düşünüp bana döndü.
- İris sana ne söyledi. İris'te mi seninle çalışıyor? Lanet olsun. Kralın nasıl bir herif olduğunun farkında mısınız siz? Ayrıca mektupta senin dövmen var ve bana anlamadığını mı söylüyorsun? Kralın oyuncağı olduğunu biliyordum ama bir ihtimal kralın nasıl biri olduğunu görürsün diye umut ettim. Ama sen kalın kafalı bir aptalsın. Hep kukla kalacaksın. Korkak.
- hey İris bizim tarafta falan değil, kaldı ki bizim taraf diye bir şey yok. Kral'ın tarafı olmak krallığa sadık olmak demektir. Sürekli insanların bana kukla demesi artık canımı sıkmaya başladı. Ben değilim katibe öyle demekten de sıkıldım. Bu salak bedene girdiğimden beri bu karaktere yapılan hakaretleri üstüme alınmamaya çalıştım ama artık yeter. Bu bedeni ben taşıyorum ve biraz saygıyı hak ediyorum. Öyle değil mi?
Çok sinirlenmiştim ve ağzımdan çıkanları herhalde başımı yastığa koymadan anlamayacaktım. Olsun pişman değilim, yani henüz.
Dean sessizlik yemini etmiş gibi sadece yüzüme bakıyordu. Daha sonra tek kelime etmeden odamdan çıktı. Hemen ardından çıktığımda Dean çoktan kaybolmuştu. Koridordaki sessizlik ürkütücüydü. Odama geri döndüm ve aklıma mektuptaki işaretlerin, üstümde dövme olduğunu söylediği geldi.
Kıyafetlerimi çıkardım ama dövme yoktu. Tekrar bakındım hayır kesinlikle dövme falan yoktu. Tam yatağa giderken ay ışığında cama yansıyan sırtımı gördüm. Doğru söylüyordu. Sırtımda bir dövme vardı. Sadece pençe ve kanat değildi. Hatta bir hayvandı. Yakından bakmak için cama yaklaştım.
Yerimde donakalmıştım. Hemen arkama dönüp korka korka kıyafetlerimi aradım. Camdan birinin yansımasını görmüştüm. Odamda saklanıyordu ve benim üstüm çıplaktı. Üstümü arıyordum ki bir el bana uzattı. Yüzüne bakmaktan korkuyordum. Üstümü yavaşça elinden alıp hızlıca giyindim. Sonra kafamı kaldırıp baktığımda arkasına dönük bir şekilde Atiam'ı gördüm.
LÜTFEN BEĞENMEDEN GEÇMEYİNİZ. 🙏🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALLIĞIN KATİBESİ
FantasyHiç bir kitabın içine düştüğünüzü hayal ettiniz mi bilmiyorum ama benim hayal etmeme gerek kalmadı. Normal bir aşk romanı da değildi. Şanslı olmadığımı biliyordum ama iblislerle dolu bir fantastik romana düşmek biraz fazla sanki? Neyse ki okuldaki e...