Selamlar canlar! Umarım bölümü beğenirsiniz...
Kitaplarımda reklam yapmak yasaktır!
Gerçekten arkadaş yapmak zorunda mıyım? Yada diğer insanlar gibi birileri ile arkadaş olabilir miyim? Sırrımı söylemeden, endişelenmeden veya korkmadan... Bunu başarabilir miyim?
Sınıftaki herkesin çıkması ile ayağa kalktım. Her zamanki gibi kulaklığım kulağımdaydı. Telefonumdaki müziğin sesini kapatmıştım. Benim biraz önümce Jessica ve arkadaşları vardı. Colin ve Alfred önden yürürken Jessia onların bir adım gerisindeydi. Bakışlarımı yere sabitledim ve okuldan çıktım.
Geçen seferki gibi onları bekleyen bir adam vardı. Sanki geldiğimi hissetmişçesine bakışlarını bana çevirdi. İstemsizce nefesimi tuttum.
"NOVA!"
Duyduğum karga sesi ile bakışlarım hızla ormana kaydı. Yaşlı karga bana sesleniyordu. Yardıma ihtiyacı var gibiydi. Son kez baktım adama. Gözlerini benden ayırmamıştı.
Koşarak ormana girdim. Karga geldiğimi gördüğü an bana yol göstermek istercesine havalandı ve uçmaya başladı. Hiç yorulmadan 15 dakika koştum. Lakin kulağıma gelen gelen acı inlemeler beni korkutmaya başlamıştı. Bir kaç adım ötemde kanadı kanayan bir karga görmem ile hızla yanına koştum. Kenara çantamı attım ve kargayı kucağıma aldım.
Çantamın içinden batikon ve pamuk aldım. Ne olur ne olmaz diye küçük bir ilk yardım kutusu taşırdım çantamda. Batikonu pamuğa damlattım
"Biraz yakacak. Ama endişelenme, mikrobu öldürür"
Dedim ve pamuğu yaranın olduğu kısma hafifçe bastırdım. Karga'nın acı içindeki sesleri gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Pamuğu kenara bıraktım. Çöken omuzlarım ile yaşlı kargaya baktım.
"Deneye bilir miyim?"
Sorum üzerine kafasını aşağı yukarı salladı. Onu enerjim ile iyileştirmeye çalışacaktım. Derin bir nefes aldım ve kapattım gözlerimi.
Tamam. Sakin ol. Odaklan. İçindeki güce odaklan...
Ciğerlerimden yükselen ısı ve enerji ile açtım gözlerimi. Etrafı hafif puslu ve yeşil görüyordum. Ama her şey çok net gibiydi. Kucağımda yatan karganın yaralı kanadının üstünde tuttum elimi.
İçimdeki bu gücün o yaraya aktardığımı hissettim. Yaranın gittikçe kapandığını ve geriye hiç bir acı bırakmadığını hayal ettim...
-----------------------
Başımdaki ağrı ile açtım gözlerimi. Bir dakika. Neden bir yatakta yatıyorum? En son ormandaydım! Korkuyla doğruldum. Ama başıma giren ağrı ile gözüm karardı.
'Sakin ol'
Ron'un sesi ile hızla sağıma baktım. İki kişilik yatağın diğer yastığına konmuş bana bakıyordu.
"Tanrım! Ron başım çatlıyor. Nasıl geldim ben buraya?"
Ron dediklerimin ardından kucağıma uçtu ve kondu.
'Sen bayılınca yaşlı karga yardım çağırmaya gitti. Okul bahçesinde yeni gelen öğrenciler ve bir adam vardı. Onların kıyafetlerini falan çekiştirerek getirdik yanına. İlk başta o adam senin yanına gitmeye çalıştı ama izin vermedim. Jessica aldı seni kucağına. Sana söylemiştim. Onlar normal değil diye. Kız seni tüy gibi taşıdı buraya kadar'
Başımı aşağı yukarı salladım ve yataktan kalktım. Aynı anda Ron odadaki dolabın üstüne uçtu. Aniden odanın kapısının açılması ile korkuyla sıçradım ve bu da popo üstü yatağa düşmeme neden oldu. Jessica büyük bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
"Nova! Uyanmışsın"
Şüpheyle süzdüm onu. Neden bu kadar sevinmişti ki? Başımı hafifçe aşağı yukarı salladım
"Evet. Kusura bakma. Sanırım tansiyonum düşmüş"
Elini önemli değil dercesine havada salladı ve yanıma oturdu.
"Önemli değil. Nasılsın daha iyi hissediyor musun? Gel bak seni bizimkilerle tanıştırayım"
Başımı aşağı yukarı salladım ve ayağa kalktım. Son kez odayı süzdüm. Odada genellikle siyah tonlar tercih edilmişti. Jessica'nın odası değil gibiydi.
Jessica'nın koluma girip beni yönlendirmesi ile çıktım odadan. Hala biraz başım dönüyordu. Bu yüzden dikkatlice yürüyordum.
Merdivenli bir yere gelince ondan ayrıldım ve korkuluğa tutundum. Jessica bendne önde koşarak aşağı indi. Ben ise yavaş ve dikkatli bir şekilde iniyordum. Ron'un uçarak gelip omzuma konması ile hafifçe gülümsedim.
"Nova uyanmış"
Jessica'nın neşeli sesi doldurdu kulaklarımı. Merdivenlerden indiğim an karşıma çıkan salon benzeri yer ile durdum. Salondaki koltukta sınıftaki 2 çocuk oturuyordu. Tekli koltukta ise dirseklerini bacağına dayamış o adam vardı. Herkesin gözü bana kayarken Ron yerinde biraz kıpırdandı. Herhangi ters bir durumda doğruca üzerlerine uçacaktı.
"Selam Nova. Yüz yüze tanışamamıştık. Ben Alfred"
Diyerek ayaklandı Alfred. Elini bana uzatsa da sadece bakmakla yetindim. Benim yerime Jessica açıkladı
"Tensel temas pek sevmiyor sanırım"
Başımı hafifçe aşağı yukarı salladım. Alfred geri yerine otururken Colin oturduğu yerden bana baş selamı verdi
"Bende Colin"
Başımla ona selam verdim. Geriye o gizemli adam kalmıştı. Bir eli çenesinde beni süzüyordu. Gözlerimi kıstım ve ona bakmayı sürdürdüm. Bakışlarını benden çekmesi için enerjimi kullandım. O inat ettikçe daha çok güç kullandım.
Bakışlarımı yer indirdim ama enerjimi doğruca ona yolluyordum. En sonunda pes etmesi ile aniden sapa dönen başı ile hafifçe gülümsedim. Ron gülmeye başlayınca istemsizce kıkırdadım. Gülüşümü saklamak için hızla başımı sola çevirdim.
Adamın ayağa kalkması ile hafifçe kenara çekildim. Bana bir kere çaksa yeri boylardım. Neyin artisliğindeyim bilmiyorum XD
Yanımdan geçip giderken göz ucuyla baktım yüzüne. Keskin yüz hatları ve biraz önce kendisini kasmaktan ortaya çıkmış olan damarları onu fazla çekici kılıyordu.
Adını söylememişti ama olsun. Enerjisi benimki kadar güçlüydü. Hatta daha güçlü diyebilirim. Yani sanırım...
Eğer hatam olduysa uyarırsanız sevinirim. Sonraki bölümde veya bir sonraki kitabımda görüşmek üzere.
Gençler erkek karakterin ismi ne olsun? Ben Derek diye düşündüm. Siz ne dersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islık -Ara Verildi-
FantasyNova yanlış insanlara güvenmenin acısını çekerken, her bir yanlışta doğruya daha çok yaklaştığının farkında değildi. O bir zamanlar herkesin hor gördüğü, kargalarla konuşan tuhaf kızdı. Şimdi ise krallıklar arasındaki barışı sağlayacak ve dünyalar a...