Selamlar canlar! Umarım bölümü beğenirsiniz...Kitaplarımda reklam yapmak yasaktır!
Gözümden akan bir damla yaş ile izledim evi. O kadar beklenmedik olmuştu ki, ne hissedeceğimi bile bilmiyorum. Hayatımda kalan tek kişiydi o. Beni diğerleri gibi yargılamayan ve hor görmeyen tek kişiydi. Kanımdan bir parça, hayatımın merkeziydi teyzem.
Ama ne oldu? Tam olarak sebebi neydi? Benden alamadıkları intikamı ondan mı almaya çalışmışlardı? Benim yüzümden değil mi? Benim yüzümden öldürmeye kalktılar onu...
Aklıma dün geldi aniden... Sıcak telefonu kulağıma dayadığım an sabırsızca açılmasını beklemiştim... Ama açan kişi teyzem olmamıştı...
Şimdi ise yatağında yarı baygın yatıyordu."Teyze iyi misin?"
Teyzem sorum üzerine hafifçe gülümsemekle yetindi. Hiç gücü yok gibiydi, bende bu yüzden yanından ayrıldım ve oturma odasına gittim. Colin telaşlı sesi ile seslendi
"Nova"
Bakışlarımı ona çevirmem ile konuşmaya devam etti
"Tam olarak ne olmuş? Öğrenebildin mi?"
Onlara gördüğüm sanrı sonrası hiç bir şey söylememiştim. Aniden yerimden kalkmış ve eve koşmuştum ama yetişememiştim. Derin bir nefes bıraktım ve ağırlığımın bir kısmını sağ ayağıma verdim.
"Ormanda bir hayvan saldırısına maruz kalmış. Büyük pençeleri olan bir hayvan saldırmış, kolunu ve bacağını yaralamış"
Hepsi aynı anda kaşlarını çattı ve birbirlerine baktı. Ron'un sesinin kafamda yankılanması ile göz ucuyla baktım ona. Dolabın üzerinde durmuş onlara bakıyordu.
'Tanıyorlar veya biliyorlar. Bu bakışları her yerde tanırım Nova, teyzene saldıran şeyi biliyorlar ve tedirgin oldular.'
İstemsizce Derek'e kaydı bakışlarım. Sağ elindeki küçük topu yere atıyor ve sonra tekrar tutuyordu. Bakışlarını düşünceli ve anlamlandıramadım bir duygu ile doluydu. Vücut dili sinirli gözükse de bakışları sakin olduğunu gösteriyordu.
'Yanlarında bir düşman getirme olasılıkları sence ne kadar?'
Başımı hafifçe yana eğdim ve her birini süzdüm. Hepsi tedirgin olmuştu be sakladıkları bir şey olduğu çok belliydi. Hepsi birbirinin gözleri içine bakıyordu. Zihinden konuşuyor olmamalılar.
Ormana gidip o yaratığı bularak yok etmek istiyordum ama şu an bunu yapmam onlarda soru işaretine yola çıkmasına neden olur, ayrıca dostları ve düşmanının ortadan kaybolması da normal olmazdı. Bacaklarım beni kapıya götürmek için yalvarırken mantığım itiraz ederek sabit kalmalarını istiyordu.En sonunda dayanamadım ve çıkış kapısına yöneldim
"Benim biraz işim var, hemen dönerim"
Ben evden çıkarken Ron'da teyzemin yanına gitmişti. Teyzemi yalnız bırakmaması ile hafifçe gülümsedim ve doğruca orman adımladım. Teyzeme saldıran o şey ne bilmiyorum, ama ölümünün ellerimden olacağını gayet iyi biliyorum!
Ormanın derinliklerine bir süre yürüdükten sonra yeterli olduğuna karar verdim ve derin bir nefes aldım. Başım hafifçe dönse de bunu umursamadan bütün kargalara sinyal yolladım
'Gelin dostlarım, gelin ve yardım edin bana'
Gözlerim kapalı bir süre bekledim ve çevremde duyulan yüzlerce kanat çırpışı ile yavaşça açtım göz kapaklarımı. Çevremde yüzlerce karga vardı, bazıları yere konmuş diğerleri ise ağaçlardaydı.
"Ormanımızda dolaşan o canavarı bulun bana "
Fısıltım ile hepsi aniden havalandı ve ormanın 4 bir yanına dağıldı. Kargalar bütün ormanı talan ederken gözlerimi kapatmadan derin bir nefes aldım ve görüş açımın renk değiştirmesine izin verdim. İçimden yükselen o güç ile derin bir nefes bıraktım. Göğüsümün ortasına kadar tırmanan bu güç dalgası başımı döndürmeye yetiyordu. Umursamadım ve onları hissetmeye çalıştım.
Sağ tarafamda duran bir kargaya odaklandım ve bakış açımı değiştirerek zihnine tırmandım. Ruhum onun gözleri ile bağ kurarken derin bir nefes bıraktım ve görüşüm değişti. Karganın havalanması ile anlıkta olsa kendimi gördüm, ellerim büyü yaparmışçasına tuhaf ama zarif bir şekilde kasılıyor ve çevreme tuhaf bir duman yayıyordu. Duman sanki beni korumak istercesine çevremde bir yılan misali dolaşıyordu. Kafam hafif gök yüzüne kalkık, gözlerim ise yemyeşil bir şekilde parlıyordu.
Karga olağandışı bir hız işe kuzeye kanat çırpmaya başladı. Öyle hızlıydı ki biraz önce kanatlanmış olan kargaları bir kaç saniyede geçmişti. Karganın bakışları ile ormanı taradım hızla. Şüpheli bir şey görememem ile başka bir kargaya odaklandım. Onda da şüpheli bir şey görememem ile başka bir karga derken, 10 dakika geçmişti bile.
"N-Nova?"
Duyduğum ses ile bedenime döndüm ve tam tepemde duran kargaya elimi uzattım, elimdeki duman hızla ona ulaştığı an elimi sesin geldiği yere çevirdim. Karga olağandışı bir hızla saldırmaya geçerek o kişiye doğru uçtu. Saniyeler içinde gerçekleşen bunca şey ile bakışlarımı eş zamanla o kişiye çevirdim. Beklediğim kişi ise kesinlikle bana şokla bakan Jessica değildi...
Kargaya son anda dur komutu vermiştim ve o saldıra santi metreler kala gök yüzüne doğru havalanarak gözden kaybolmuştu. Gözlerimdeki yeşil parıltının ve ellerimden çıkan dumanın yavaşça yok olması ile bedenimi Jessica'ya döndürdüm. Ben ona burada olmasının verdiği şokla bakarken, o bana gördüklerinin verdiği şok ile bakıyordu. İşte şimdi korktuğun başıma gelmişti. Her zaman kaçındığım o şey yaşanmıştı... Peki ya şimdi ne olacak?
Eğer hatam olduysa uyarırsanız sevinirim. Sonraki bölümde veya bir sonraki kitabımda görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islık -Ara Verildi-
FantasyNova yanlış insanlara güvenmenin acısını çekerken, her bir yanlışta doğruya daha çok yaklaştığının farkında değildi. O bir zamanlar herkesin hor gördüğü, kargalarla konuşan tuhaf kızdı. Şimdi ise krallıklar arasındaki barışı sağlayacak ve dünyalar a...