Selamlar canlar! Umarım bölümü beğenirsiniz...
Medya'daki gözü erkek gözü olarak düşünürseniz daha güzel olur <3
Kitaplarımda reklam yapmak yasaktır!
"Söyle, dile getir!"
Kaşlarım sinirle çatılırken, yüzlerimiz arasında santimetreler bırakmış o gözlere bakmayı sürdürdüm. Kesinlikle bunu sesli bir şekilde dile getirmeyeceğim! Asla!
Parlayan mavi gözleri parlarken hafifçe kısıldı. Hemen ardından dudakları rahat bakan gözlerine inat neşeyle kıvrıldı. Çenemdeki eli başımı hafifçe yukarı kaldırdı ve yüzlerimizi yaklaştırdı
"Asla olmaz dediğin şeyler bir gün mutlaka olur Nova"
Nefes nefese açtım gözlerimi. Bedenim refleks ile doğrulurken sol elim hızla çarpan göğüs kafesimi buldu. Bu da neydi böyle? Rüya mı gördüm? Oysa çok gerçekçiydi...
Gözümün önüne gelen mavi gözler ile kafam hafifçe yana eğildi. Bu tanıdığım birinin gözleri değildi, buna oldukça eminim. Üstelik neyi dile getirmeyeceğim ki? Neyi söylemekten kaçınıyorum bu kadar?
Göğüs kafesimdeki elimi saçlarıma daldırdım ve yataktan kalktım. İşler giderek ilginçleşmeye başlamıştı. Tüm bu olanlara bir anlam veremiyorum. Sürekli bu tür rüyalar görüyorum. Hepsi çok kısa sürüyor ama bana bir şey söylemek istiyor gibiler. Rüyalarıma giren bu adam kim? Ne saklıyorum? Ve daha önemlisi, neden saklıyorum?
Kapımın tıklatılması ile bakışlarım oraya döndü, hemen ardından yavaşça açılan ve meraklı gözlerle içeri bakan Jessica, beni görmesi ile odaya girdi. Kapıyı ardından kapatarak sanki gizli bir şey yapıyormuşçasına yanıma adımladı
"İyi misin?"
Sorduğu soru ile başımı aşağı yukarı salladım. Odadaki aynanın karşısına geçerek yüzümü inceledim. Göz altlarımdaki morluklar neredeyse kaybolmuştu. Uykularımdan tuhaf uyansam da, oldukça rahat uyuyordum. Belki de bunu sağlayan o adamdı, bilmiyorum.
"Bir süre sadece biz varız. Diğerleri büyük şehire gitmek zorunda kaldı"
Kaşlarım merakla çatılırken vücudumu Jessica'ya döndürdüm.
"Nasıl yani? 'Biz' derken kimleri kast ediyorsun Jess"
Jessica sıkıntılı bir nefes bırakarak yanımdan geçti ve masamın üzerindeki kağıtları incelemeye başladı
"Ben ve Derek. Diğerleri kısa sürede geleceklerini söylediler ama emin değilim Nova"
Kaşlarım gevşerken eline aldığı resimde gözlerini gezdirdi. Mavi gözlü adamın gözlerini çizmiştim. Aslında neden çizdim bilmiyorum, sanki çizmem gerekiyormuş gibi hissetmiştim ve bir anda kendimi masamda resim çizerken buldum.
"Bu kim?"
Bilmediğimi belirtmek için omuz silktim ve üzerimi değiştirdim. Jessica ise gözlerini çizimde gezdirmeye devam etti. Bu kadar süre ne inceledi bilmiyorum, sadece bir şey anımsamaya çalışıyor gibiydi
"Tanıdık geliyor"
Fısıltısı ile bakışlarım tekrar ona döndü, elindeki kağıdı yerine bıraktı ve odamın kapısına adımladı
"Kahvaltıyı kaçırma"
Jessica odamdan çıkar çıkmaz neden yaptığımı bilmediğim bir şey yaptım. Onun hakkındaki bütün çizimleri çekmecelere sakladım. Neden bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Bu içimden gelen bir histen başka bir şey değildi.Sanki onu gizlemem gerekiyor gibi hissediyordum.
Üstelik Colin ve Alfred neden büyük şehire gitti? Derek'in sürüsünden kurtlar olarak onun yanında olmaları gerekmez mi? Alfalarından ayrı düşmek onları güçsüzleştirmez mi?
Aklıma takılan tüm bu soruları görmezden gelmeye çalışarak kapıya yöneldim. Tam o sırada camdan gelen bir tıklama sesi ile adımlarım durdu. Sağ topuğumun üzerinde dönerek cama baktım.
Ron gagası ile tekrar cama vurdu, sabırsızca camı açmamı bekliyordu. İçime dolan özlem ile koşarak camı tüm gücümle açtım. Cam havalandığı an altından geçerek üzerime atlayan Ron ile ellerim kanatlarını buldu. Kanatlarını iki yana açarak bana sarılıyordu.
"Tanrım Ron! Seni çok özledim!"
Ron hiçbir şey söylemeden benden ayrıldı, odada gözlerini gezdirdikten sonra masamın üzerine uçtu.
'Önemli haberlerim var Nova'
Aceleci tavrı kafamı karıştırsa da bunu çok düşünmemeye çalışarak ona bir adım yaklaştım
"Bırak şimdi haberi falan Ron! Sonunda döndün"
Tam ona sarılmak için kollarımı açmıştım ki biraz önce içine resimleri koyduğum çekmeceyi gagası ile araladı
Adımlarım anında dururken kollarım iki yanıma düştü. Beni özlememiş miydi? Üstelik o resimlerin orada olduğunu nasıl biliyordu? Yoksa bunca zaman camda mıydı?
'Hayır, yeni geldim. Ama bu haberler önemli Nova!"
Pes ederek yatağımın üzerine oturdum. Ellerimi iki yana dayayarak arkama hafifçe yaslandım.
"Tamam, sen kazandın. Bir an önce anlat şu haberlerini de özlem giderebilelim Ron"
Ron sözlerim üzerine mavi gözlü çocuğun çizimini gagası ile işaret etti
'Şu adam. Teyzen Lessy'den değil, ondan kaçıyormuş'
Kaşlarım çatılırken istemsizce ayağa kalktım.
"Teyzemi mi buldun Ron?"
Ron telaşla yatağımın üzerine doğru uçtu ve yastıklarımın birinin üzerine kondu.
'Sessiz ol! Evde kurt adamlar var Nova!'
Nasıl yani? Bunu neden onlardan gizliyoruz ki? Teyzemi bulmak için bana yardım dahi etmişlerdi
'Şuan bizi dinlemiyor oldukları, dinlemeyecekleri anlamına gelmez Nova! Onlara her şeyi söyleyemeyiz'
Kafam çorbaya dönmüş durumda! İlk başta bana onlara güvenmem gerektiği söylenmişti! Birilerine güvenmem gerektiği söylendi ve güvendim! Sırlarımı paylaştım! Şimdi ne değişti? Ne değişti de tekrar sırlar saklamaya başladım ben?
'Anlamıyorum Ron!'
Dedim zihnim ile Ron'a bakarken. Masamın önünde duran sandalyeye kendime atarken ellerim şakaklarıma gitti
'Öğrenince benimde kafam karıştı, ama bunları bilmen gerek Nova'
Ron'un sözleri zihnimde dolanırken derin bir nefes bıraktım. Hemen ardından tekrar konuştu
'O adam seni istiyor Nova, ne pahasına olursa olsun seni elde etmek istiyor'
Eğer hatam olduysa uyarırsanız sevinirim. Sonraki bölümde veya bir sonraki kitabımda görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islık -Ara Verildi-
FantasyNova yanlış insanlara güvenmenin acısını çekerken, her bir yanlışta doğruya daha çok yaklaştığının farkında değildi. O bir zamanlar herkesin hor gördüğü, kargalarla konuşan tuhaf kızdı. Şimdi ise krallıklar arasındaki barışı sağlayacak ve dünyalar a...