Final

1.3K 52 32
                                    

Ellerim klavyenin üzerinde gezinirken duraksadım. Hadi ama, kötü çocuk da olsa çıkarları da olsa Selim Şebnem'i seviyordu. En azından sevmeye başlamıştı. Hayır ben olan Şebnem Gürsoy'u değil. Yazdığım saçma kitaptaki Şebnem Gürsoy'u.

Aslında çok severek yazmaya başlamıştım Kaçak'ı. Sonuçta kanser hastası bir kızın kemoterapilerle boğuşurken az efor sarfettiren bir hobi bulmasışarttı. Ve bir gün Songül'ün -hastanede benden sorumlu olan hastabakıcı- izin almasıyla başka biri gelmişti yerine. Selim İnan. O iğrenç hastane üniformasında bile o kadar yakışıklıydı ki. Belki de ben kafamda büyütmüşümdür, iki yıldır tedavi gördüğümü hesaba katarsak bu oldukça doğru bir tespitti.

Arda'dan sonra yaşadığım enkaz hastalığımla birlikte üzerime gelince dayanacak gücüm kalmamıştı. Zaten hep şu ezik tiplerden olmuştum bu hayatta. Beni bile Arda savunurdu. Bu yüzden pek arkadaşım yoktu. Sadece aile dostumuzun kızı Serra. O bana iyi davranırdı. Elimdeki en iyi arkadaş oydu. Öğle yemeklerini bile benimle yerdi. Lise anıları gözümün önüne gelince oranın nasıl da berbat bir yer olduğunu anımsadım. İki kız vardı. Kainat ve Almilla. Hep onlarla takılmak isteyip, onları rol model almışımdır lisede. Tabi Kainat platonik aşkım Arda'yla çıkmaya başlayıncaya kadar. Üniversitede her şey değişmişti. İstanbul'daydık ve sadece Arda ve ben vardık. İşin üzünç tarafı orada daha fazla güzel kız olmasıydı. Bunu kendime baz alıp Arda'yı başkasına kaptırmak istememiştim. Bu yüzden lisedeki ezik tipimin yerine gayet güzel ve alımlı bir bayan getirtmiştim. Ama karakterimi hiçbir zaman değiştirememiştim. Yine de istediğim olmuştu sonunda. Arda benim farkıma varmış, artık bana kardeşi gibi davranmamaya başlamıştı. Üniversite 3. sınıfa kadar 4 yıllık bir birliktelik yaşamıştık. Çok severdim onu. Hala da seviyorum belki de. Hiçbir zaman bir kalemde silip atamamışımdır insanları zaten. Herneyse, mezun olduktan sonra evlenmeye karar verdik. Düğün hazırlıkları sırasında üniversitenin son yılı beni esir alan bitkinlik sürüyordu. Ve sırtımda yoğun stresten yaralar çıkmaya başlamıştı. En azından ben öyle sanıyordum. Nikah işlemlerini hallederken kaç aydır ertelediğim hastaneye gitmiştik. Genel kontrol. Hayatımdaki tünelin ucunu görmeye başladığım ilk an. O tünelin sonunda geçit olmadığını.

3 gün sonra doktorun acilen beni görmek istediği çağrısı üzerine Arda'yla yola çıktık. Daha sonra cilt kanseri olduğumu öğrendim. Hayatımın çürük çilek kokmaya başladığı andı.

Arda'ya ayrılmak istediğimi,bununla yüzleşmesine gerek olmadığını söyledim. Kabul etmedi. Hastalığın 3. aşamasında olduğumu, sona yaklaştığımı kabullenemedi. En sonunda beni ina etti. Benimle evlenecekti. Beni o kadar seviyordu ki hastalığıma rağmen son anlarını benimle paylaşacaktı. Bu da ikinci yanılgımdı.

Düğün günü gelip çattığında saçlarımın henüz dökülmeye başlamamasına şükrediyordum. Biraz solgun ve bitkin de olsam hayalimdeki gibiydim. Ve Arda'yı beklemeye başladım. Gelecekti. Biz evlenecektik. Hayatımın son zamanlarını sevdiğim adamla geçirecektim.

Ama gelmedi.

Geçen sene de Serra ile Brüksel'de evlendi.

Dedim ya benim hayatım çilek gibiydi. Hastalık yıllarımsa o çileği çürütmüştü.

Sevdiğim adam benimle bu yüzden evlenmemişti. Hasta olduğum için. Öleceğim için.

Derin bir kuyunun dibini boylamış gibiydim. Siyahtan başka bir renk yoktu.

Ve hastabakıcım bana bir mum verdi. Selim İnan. O mumu yakmak benim elimdeydi. O umudu.

Bende binlerce hayat içinden en gerçekçi olanı yazdım. Arda'yı ben terk etmiştim mesela. Ama yine de şeref yoksunu olması doğruydu. Sonra sözüpek, gözüpek, mükemmel bir Şebnem Gürsoy yaratmıştım. Kimse onu ezemezdi. Sevenleri vardı onu bu halde bırakmayacak. Cancağızı vardı mesela. Özgürü vardı. Almillası vardı. İmzası vardı. Şuan sahip olmadığım her şey on parmağımın ucunda olan Şebnem Gürsoy'da vardı.

Bunların olacağına da ümitliydim.

Doktorumun aileme bir haftam kaldığını söylemesini duyana kadar.

Mumun sonuna gelmiştim.

Tekrar bir mum verileceğini düşünmekse aptallık olurdu.

Karanlığın açık tonunu aydınlık sanmıştım.

Sadece sizi seviyorum. Yanımda olduğunuz için teşekkürler.

***

Songül ve Nurten hemşire Şebnem'in ölümü ardından wattpad deki hikayeyi bulup okumuştu. İkisi de ağlarken Nurten 'Songül, sen ne zaman gelmedin hastaneye? Selim diye bi hastabakıcı var mıydı burada?' diye sordu iç çekerek.

Songül ellerinin tersiyle yanaklarını silerken 'Ben dün kayıtlara baktım, hatta yetinmeyip İzmir'deki tüm hastanelerin hastabakıcı ve hemşirlerini gözden geçirdim. Ama Selim İnan diye birisi yoktu. Demekki o mum Selim'in hayalinin kendisiymiş.' diyerek tableti kapatıp başka mumlara ihtiyacı olan hastaların yanına gitti.

Başka mumların ışığı olmaya söz verdi.

Tamam beni dövmenize müsade edebilrim sanırım. Finalin böyle olmasını istemezdim ben de. Bu hikayeyle ilgili o kadar güzel fikirlerim vardı kş yazmaya zamanım ve enerjim olsa en az 50 bölüm yayınlardım.

Ben bu hikayeye başlarken sürekli aktif olabileceğimi düşünmüştüm açıkçası. Ama 11seniz ve fen lisesindeyseniz öyle olmuyor malesef. Bir de 3-4 proje yarışmasına proje yetiştirmeye çalışınca ki daha konferansları katmıyorum meşguliyet listesi uzuyor. Tabi boş zamanlarım da oluyor. O zaman da yan gelip yatıyorum tabi sürekli bir koşuşturmaca halinden eser kalmıyor.

Uzun zamandır yb atmadığımdan hikayenin soğuduğunu ve hikayeden koptuğunuzu fark ettim. Finalden başka yol yoktu. Açıkçası o kadar entrikann içinde bizimkileri de sarma dolaş yapamayacağım için böyle bir final seçtim. Eğer şuan iyi bir ruh halinde olsaydım emin olun bu kanser empatisi üzerinde daha çok dururdum ama neyse. Bu final belki şükretmenizi ve kötü anlar yaşıyorsanız gülümsemenizi sağlar. Ayrıca kanser hastaları için yapılan etknliklere ve yardımlara da olumlu bakışınızı biraz daha arttırır umarım. Biz ne kadar sıkılsakta, ezilip büzülsekte onların yerinde olsaydık belki sağlıklı olup kötü şeyler yaşamayı düşleyecektik. Şebnem gibi. Kız hayalinde bile komplo uğrunda sevgi gösterilerine maruz kalıyor.

Lafı uzatmayacağım. Sadece hasta kardeşlerime bolca şifa dilekleri ve bolca mum ışıltısı gönderiyorum burdan. Umarım en kısa zamanda iyileşirsiniz.

Ayrıca sizden koptuğum içinde üzülüyorum. Kaçak gelinler fanları olarak çom tatlış insanlarsınız ve hep yanımda oldunuz. Size buradan çok teşekkür ederim. Geçen bölüme attığınız yorumları gördüm fekat yorum atmaya yüzüm olmadı.

nys..

Sizi çooook seviyorum. Kendinize iyi bakın. Bolca öpücük :*

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin