Pansuman

1.5K 73 11
                                    

"Şebnem, burada ne yapıyorsun?"

Şimdi ne diyecektim ben! Yani benim muhteşem ev arkadaşlarıma da bravo! Önce bir gösterirler Can'ın sevdiceğiyle evlenen adamı değil mi? Ben de böyle yalı kazığı gibi dikili kalmazdım. Ah Selim ah!

Aklımda oluşturduğum acele ve saçma planla Ege'nin yanına doğru ilerlemeye başladım.

"Evleneceğini duydum. E haliyle inanamadım ve gelip kendi gözlerimle görmek istedim. Davetiyem yoktu biraz gizlice girdim, kusura bakma."

Ege iyice yaklaştığımızda bana sıkıca sarıldı. Yüzümü ekşittim. Ayrıldığımızda yüzüme en büyük sırıtışımı koyarken "Sen de evleniyordun sanıyordum Arda'yla?" diyerek soran bakışlar doğrulttu bana. Onu kolundan çekerek "Damat odası falan yok mu burada, oturup laflarız biraz gelin hazırlanana kadar." dedim. Ege gülümseyerek beni yönlendirmeye başladı.

Lisedeyken de yüzsüz bir şeydi bu zaten. Önce en yakın arkadaşımın peşinde koşmuş, onu elde ettikten sonra gözlerini bana dikmişti. Arda'yla çıktığımı bilmesine rağmen. Tabi ben Arda duymadan halletmeye çalışmıştım meseleyi ama bu sırada en yakın arkadaşımı da kaybetmiştim. Yani çocuk uyuzluğun meali diyebilirim.

Ege beni evine getirip üst kattaki odasına çıkarınca çaktırmadan telefondan Selim'e mesaj attım.

"Onu oyalıyorum. Kaçın!"

Telefonumu çantama sokup Ege'ye gülümserken "Sen neden hala evli değilsin Arda'cığınla?" diye alaylı bakışlarla sorusunu yöneltti.

"Evlilik bana göre değil Ege, anlarsın. Hem Arda'dan çok daha iyileri var değil mi sonuçta?"

Ege'ye attığım şuh bakışla yutkunup başını öne eğdi.

"Ne düşündüğün, ne yapacağın her zaman belirsizdi Şebnem Gürsoy. Zaten insanlar sana bundan deli olurdu. Sürprizlerle dolusun."

Ona gülümserken hafifçe kaşlarını çatarak sorularından birini daha yöneltti.

"Sen nereden öğrendin evleneceğimi?"

"Egecim karşında kimin olduğunu unuttun sanırım. Şebnem Gürsoy'dan kaçmaz bu tür skandallar."

"Doğru ya!"

"Hem sen anlat bakalım nereden çıktı bu evlilik? Yani senin evleneceğini öğrenmek beni çok şaşırttı. Benim alışverişe gidip sadece iki parça bir şey almamla senin evlenmen aynı olasılıktaydı benim için."

"Herkes aynı tepkiyi veriyor. İmkansız geliyor anlıyorum. Bence de imkansız. Allah aşkına bende bu genç ve en yakışıklı dönemimde evlenecek tip var mı?"

Ege'nin dedikleri üzerine kalıyorum ortam değiştiği halde renk değiştirmemeye çalışan bukalemun gibi.

"Nasıl yani?"

"Sadece Kainat'a karşısındakinin Ege Soylu olduğunu göstermem gerekiyordu hepsi bu!"

Ona yapmacık bir şekilde gülerken içimden saydırıyordum. Yok yani bu çocuğun pisliklik içinde var!

"Zaten evlenseydim de senin o mankafayla evlenmeyeceğini öğrenince vazgeçerdim. Bu devirde bir Şebnem Gürsoy kolay bulunmuyor."

Hah şimdi sıçtık. Bu çocukla tekrar karşılaşmıştım sonuçta ve elde edemedikleri listesinin başını çekiyordum.

Ona gülümserken gelen bağırışlarla cama döndüm. İki güvenlik görevlisi bir adamı yaka paça dışarı atıyordu. Adam çırpınırken başını döndürünce onun Selim olduğunu anlamıştım. Zaten bir şeyi de becerse şaşardım. Gerçi anladığım kadarıyla Ege kızla evlenmeyeceğine göre Kainat'ın Can'a çektirdiği acıları utancıyla temizlemesi daha iyidi.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin