3

3K 251 80
                                    

Harry asansörün aynasından kendine baktı. Göğsü hızla inip kalkıyordu, yanakları kızarmıştı, saçları her zamanki gibi karmakarışıktı, tişörtünde ne zaman olduğunu bilmediği lekeler vardı.

Dağınık duruyordu.

Gözlerini yanında duran adama çevirdi. Onun da saçları düzenli değildi, üzerinde normal bir tişört ve eşofman altı vardı, köpeği yüzünü yalayıp duruyordu ama o hiç de dağınık gözükmüyordu.

Harry ona bakarken okul zamanlarından kalma kıskançlık hissini tekrar hissetti. Draco Malfoy asildi. Bu onun kılığından kıyafetinden ayrı bir şeydi. Onun duruşu, bakışı, kokusu, jestleri ve mimikleri her şeyi asildi ve Harry görüyordu ki geçen yıllar bunu değiştirmemişti.

Geldiklerini belirten zil sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı, Draco'nun peşinden asansörden indi.
Yine aralarındaki gergin sessizlikle beraber eve girdiler.

"Ben Cassandra'ya mama verip geliyorum." Harry belli belirsiz kafasını sallayarak onayladı, evini incelemekle meşguldü.

Draco'nun evi küçük ve sadeydi. Salonun güzel ışık alan geniş camları vardı. Hiç perdesinin olmaması dikkatini çekti. Belki neden olmadığını sorabilirdi. Evet, hiçbir sıkıntı yokmuş gibi perdeler hakkında konuşabilirlerdi.

Geniş ve rahat görünen L koltuğun karşısında duvarı boydan boya kaplayan bir kitaplık vardı. Oraya sığmayan kitaplar da yere üst üste dizilmişti.

Harry onun kitap okumayı sevdiğini hiç fark etmemişti. Belki de savaştan sonra sevmeye başlamıştı. Perdelerle beraber bunu da sorabilirdi.

"Otursana."

Harry irkilerek ona döndü, geldiğini duymamıştı. Draco'nun oturduğu köşeye en uzak yere oturdu. Komik görünüyorlardı.

Harry zorlukla konuştu. "Güzelmiş, evin."

Draco sadece kafasını salladı.

"Ne zamandır buradasın?"

"8 yıldır."

Bu sefer Harry kafasını salladı. Aynı anda konuştular, "Savaştan beri." Draco tekrarladı, "Savaştan beri."

Bu sefer Draco sordu. "Sen, sen ne zamandır burdasın?"

Harry omuzlarını silkti. "İki ay olabilir belki üç, emin değilim." Daha sonra hızla ekledi. "Ama yakında gideceğim." Konuşurken zorlanıyordu ve Draco'nun doğrudan dudaklarına bakması işini hiç kolaylaştırmıyordu.

Draco arkasına yaslandı ve kafasını eğerek ona baktı. "Rezil görünüyorsun." dedi yarı eğlenir bir ifadeyle. Harry güldü. Ona doğru eğilerek fısıldadı. "Öyleyim." Bu da Draco'yu güldürdü.

"Şaşırdım, açıkçası hiç böyle olacağını düşünmemiştim."

Harry lafa atladı. "Muggle dünyasında yaşayan bir Malfoy'un olduğu dünyada her şey mümkündür, artık beni hiçbir şey şaşırtamaz."

Draco burukça gülümsedi ve "Haklısın." dedi.

Harry onun düşmüş modundan hoşlanmadı ve konuyu değiştirmeye çalıştı. "Peki anlat bakalım, nasıl olacağımı düşünmüştün?"

Draco gözlerini kısıp düşünüyormuş gibi yaptı.

"Aziz Potter..." Harry bu hitaba güldü. Sanki özlemiş gibiydi.

"Başseherbaz olmuşsun ya da hayır sihir bakanı olmuşsun. Büyü dünyasının kurtarıcısısın, onlar için tanrısın."

Harry gözlerini devirdi ve "Abartma." diye söylendi ama Draco onu umursamadı.

"Herkes senin peşinde. Fotoğraf istiyorlar, imzanı istiyorlar, röportaj istiyorlar... Herkese istediğini veriyorsun."

Draco duraksayınca Harry gülerek yanındaki yastığı alıp ona fırlattı. "Devam et bu Harry Potter'a bayıldım."

"Evlenmişsin." Draco garip bir ifadeyle ona baktı. Harry'nin gülümsemesi yavaşça soldu.

"Hem de kızıl kafanın kız kardeşiyle. Eve dönünce o karşılıyor seni, üçüncü çocuğunuza hamile."

Harry içinin sıkıntıyla dolduğunu hissetti. Belki de o kaçıp gitmeseydi bunlar gerçekten gerçekleşecekti. Olmadığı için mutlu mu yoksa üzgün mü olması gerektiğine karar veremedi.

"Mutlu muyum peki?" dedi halıyı incelerken.

Draco bir süre sessiz kaldı. Harry'nin az önce ona attığı yastığı geri fırlatarak "Bu sorunun cevabını bence biliyorsun." dedi.

Harry bilmiyordu. Biraz düşündükten sonra bilmek de istemediğine karar verdi.

Draco ayaklandı. "Pekala, ben kahve yapacağım, sen de gidecek gibi görünmüyorsun." dedi bir yandan saçlarının örgüsünü açıp yeniden toplarken. Harry cevap vermedi, gerçekten gidesi yoktu, utanmazca gülümsedi. Arsızlığına kendisi de şaşırıyordu ama ipin ucunu kaçırmıştı bir kere.

Hem yıllar sonra ilk defa birisiyle karşılıklı oturup konuşuyordu. Bu kişinin sözde düşmanı Draco Malfoy olması umrunda değildi.

Beklemiyordu ama ona iyi gelmişti.

——-

bu arada hinny🤮🤮🤢

silence | drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin