20k okunma olmuşuz ya🥳🥳
teşekkür ederim beni yalnız bırakmadığınız için... çok seviyorum sizi
🥺🤍
Harry Potter, tam iki saattir huzurla uyuyan sevgilisini izliyor ve uyanmasını bekliyordu. Yastık kılıfının dört bir yanına dağılmış uzun, sarı saç tutamlarını parmaklarına doladı. Onu ilk gördüğünde babasını anımsatmıştı o saçlar ama şimdi aklının ucundan bile geçmiyordu.
Draco Malfoy, yıllarca babası ile beraber Harry'nin uykularını zehir etmişti. Esmer adam onu hala rüyalarında görüyordu, evet. Ufak bir farkla tabii. Artık Draco karşısında değil, yanındaydı. Harry artık kabus görmekten o kadar da korkmuyordu. Sarışın adamın onu her şeyden koruyacağını biliyordu çünkü. O yanında olduğu sürece herkesle savaşabilirdi.
Birbirine kenetlenmiş altın kirpikler titremeye başladığında Harry onun uyanmak üzere olduğunu anladı. Nitekim saniyeler sonra Draco'nun gözkapakları aralandı ve o çok özlediği buz grisi gözlere kavuştuğunda kendine engel olamadan kocaman gülümsedi.
"Günaydın."
Sanırım Harry'nin dünya üzerinde duymayı en çok sevdiği ses buydu. Yeni uyanan Draco sesi. İçi kıpır kıpır olurken "Günaydın." diye mırıldandı.
Draco kollarını yorgandan kurtarıp gerindi ve gözlerini kapatıp gülümsedi. "Biraz daha uyuyabilir miyiz?"
Harry onun gözleri kapalı olduğu için konuşmadı. Demek ki bir süre daha yataktan çıkmayacaklardı, ona uyardı. Draco kendisini cehennemin dibine de götürüp orada durmalarını istese, hay hay, o da uyardı.
Uzanıp Draco'nun boynuna kafasını sakladı ve derin derin soluklandı. Nefesleri gıdıkladığından olsa gerek sarışın adam kıkırdayıp duruyordu. Harry onun köprücük kemiklerine uzun öpücükler bırakıp başını kaldırdı. "Üşüyor musun?" diye sordu, bir yandan da cevabını beklemeden onu yorganın altına sokmaya çalışıyordu.
"Harry!" diye sızlandı Draco onu engelleyemeyince. "Üşümüyorum."
"Ama soğuksun."
"Ama üşümüyorum." Sarışın, kollarını tekrar yorganın içinden çıkardı ve sevgilisinin büzdüğü dudaklarına kendi dudaklarını bastırdı. "Senin gibi içimde bir alev topu yok ama," Tekrar bir öpücük. "Evin içi yeterince sıcak, üşümüyorum, merak etme."
Harry itiraz etmedi. Kendi vücut ısısının daha yüksek olduğu doğruydu. Uzanıp Draco'nun dudaklarını tekrar öptü ve ondan memnun bir gülücük kazandı. "Buraya bu kadar yakışacağını tahmin bile edemezdim." dedi hayran hayran güneş ışığını yansıtan saçlarını parmaklarına dolarken. "O kadar güzelsin ki... Seni anlatacak kelime bulamıyorum."
Draco yaramazca gülümsedi ve çevik bir hareketle üstüne çıktı. "Kelimelere gerek yok Potter. Zaten duyamıyorum." dedi kucağına iyice yerleşirken. Harry kasıklarının üzerindeki hareketlilik yüzünden kendini tutamadan inlerken Draco iki elini iki yanına koyarak onu kıskacına aldı ve eğilip dudaklarını birleştirmeden önce "Ne kadar güzel olduğumu bana hareketlerinle anlatabilirsin." diye fısıldadı.
Draco'nun her cesur oluşunda olduğu gibi Harry boynundan başlayarak kızardığını hissetti. Elleri anında sarışının çıplak sırtında gezinmeye başladı. Yumuşak başlayan öpüşmeleri git gide sertleşirken kendini zorlanarak geri çekti ve alnını alnına yaslayarak soluklandı. Ona karşı koymak belki de yaptığı en zor şeydi ama konuşmaları lazımdı. Harry dün geceden beri aklından yapacağı konuşmayı çalışıyor, bu hassas durumu nasıl içine etmeden çözebileceklerini düşünüyordu.