diğer bölümü atlamayınız lütfen, iyi okumalarr🫶🏼
Bir yerlere gidelim ister misin?
Harry'nin işaret dilinde sorduğu soruya şaşkınca güldü Draco. "Nereye mesela?" diye sordu okuduğu kitabı arasına ayracını koyarak kapatırken.
Kuzgun saçlı oturdukları kanepede emekleyerek kendini sarışının kolları arasına yerleştirdi ve omuz silkti. "Artık seni bağlayan bir şey yok ama hiç seyahat edemedik." dedi kazandıkları davayı ve Draco'nun düşen suçlamalarını kastederek.
Draco dudaklarını büzdü ve düşünür gibi yaptı. "Neden Noel'i beklemiyoruz? Andromeda izin verirse Teddy de bizimle gelir."
Harry kaşlarını çattı. Noel'e daha iki hafta vardı ve kötü bir vaftiz baba gibi görünmeden bu işin içinden çıkması lazımdı. Sadece birkaç günlüğüne dedi işaret diliyle. Noel'de de başka bir yere gideriz.
Draco'nun parmakları Harry'nin kazağının içine girmiş belini okşuyorken sarışın "Böyle kalsak olmaz mı?" diye sızlandı. "Evi yeni yeni düzene koyduk sayılır, biraz keyfini çıkaralım. Hem benim çiçeklerime kim bakacak? Cassandra'yı ne yapacağız?"
"Bahanelere bak." dedi Harry şaşkınca. "İki günde dünyanın sonu gelmez ya, Malfoy. Bir çaresine bakarız."
Draco cevap vermek yerine kafasını kuzgun saçlının boynuna gömerken Harry git gide kırılan hevesi ile sertçe yutkundu. "Sadece böyle kalmak istiyorum." dedi sarışın boğuk çıkan sesiyle. Harry bir süre onun saçlarını okşadı, ara ara öpücükler bıraktı sonra kendini geri çekip gülümsedi. "Peki..." dedi hafif hafif sevgilisinin ensesine masaj yaparken. "Yarın için Paris'e iki bilet aldığımı söylesem ne yaparsın?"
O kadar hızlı konuşmuştu ki Draco onu anlayamadı. "Ne?"
"Bizim için Paris bileti aldım. Yarın sabah."
Draco tekrar "Ne?" diye mırıldandı ama bu sefer anlamadığından değildi. "Paris'e mi?" diye sordu yarı uzanır halinden tamamen doğrulurken.
Gri gözlerindeki parıltıyı yakalayan Harry genişçe gülümsedi. Reddedilme korkusundan tamamen arınırken kafasını aşağı yukarı salladı. "Çiçeklerin sulanması için büyü yapabilirim. Cassandra'yı da Weasleylere bırakırız. Teddy zaten büyükannesinde olacak." Tek bacağını Draco'nun üstünden atıp kucağına oturdu. "Özgür bir adam olarak oraya dönmek istemez misin? Eski evini özlediğine eminim."
"Evimizi." diye düzeltti onu Draco dudaklarından öpmeden hemen önce. Kısa öpücük sonlandığında ikisinin de yüzünde heyecanlı gülümsemeler vardı. Draco fiilen verdiği cevabı kelimelere dökmekten çekinmedi. "Çok isterim."
Umarım, diye geçirdi içinden Harry yeni bir öpüşmenin içine çekilirken. Umarım teklifimi duyduğunda da aynı cevabı verirsin Draco.
***
"Eve gidelim mi artık?" diye sordu Harry gülümseyerek.
"Biraz daha..." diye sızlandı Draco. Sen nehrinin kıyısında el ele yürüyerek güneşi batırmışlardı ama bastıran soğuk sarışın adamı yıldırmıyordu. Normalde Harry için fark etmezdi ama şimdi iç cebinde taşıdığı yüzük kutusu tonlarca ağırlıktaymış gibi onu çekerken gerilmeden edemiyordu.