ya kaç haftadır yoktum 1 (bir) kişi bile yeni bölüm istememiş😭😭
ama ben yazdım buyrun,
Harry, kulağına gelen tıkırtılarla gözlerini açtığında saat neredeyse öğlene geliyordu. Kolunu yatağın yan tarafına attı, boş ve soğuktu. Draco yine ondan çok daha önce uyanmış olmalıydı.
Birkaç gerinme hareketi yapıp yorganı üstünden attı, ayaklarını yere sarkıttı. Sarışın adamın yanında uyumak kabuslarını büyük ölçüde azaltmıştı ama Harry korkuyordu. Yine bir kabus görmekten, yine her şeye baştan başlamaktan, Draco'ya geçmişi hatırlatmaktan korkuyordu. Dün gece içine düşen huzursuzlukla uyuyamamış güneş doğana kadar Draco'yu izlemişti. Sonra dayanamayıp uyuyakalmıştı herhalde, hatırlayamıyordu.
Lavaboya gidip rutin işlerini halletti sonra seslerin kaynağına, mutfağa doğru ilerlemeye başladı. Burnuna gelen güzel kokuları içine çekerek gülümsedi.
İşte, sevgilisi oradaydı. Harry karşılaştığı manzarayla sertçe yutkundu. Draco neredeyse belinden düşmek üzere olan bir pijamayla önündeki kaseyi çırpıyor, diğer yandan bir şarkı mırıldanıyordu. Uzun, sarı saçları gelişigüzel bir topuz yapılmıştı. Üstü ise... tamamen çıplaktı.
Harry daha fazla dayanamayarak ona doğru adımladı ve kollarını ince beline sardı. Draco irkilerek elindeki çırpıcıyı düşürürken "Harry..." diye mırıldandı sitemle. Kuzgun saçlının dudakları boynuna ufak öpücükler bırakırken gülümsedi ve arkasını dönüp yüzyüze gelmelerini sağladı.
"Günaydın." dedi Harry onu belinden iyice kendine çekerek. Draco'nun cevap vermek için aralanan dudaklarına kendininkileri bastırdı. Boynuna dolanan kollarla öpüşmeleri arasından gülümsedi. Elleri Draco'nun belinden kalçalarına inerken sarışın adam kendini geri çekti. "Teddy bahçede." dedi boğuklaşan sesiyle.
Harry ise onu tamamen unutmuştu. Hızla geri çekilip bahçeye açılan cam kapıdan dışarıya baktı. Teddy, Cassandra ile oyun oynuyordu. "Aklımı başımdan alıyorsun." dedi işaret parmağını suçlarcasına Draco'nun göğsüne bastırarak.
"Suçlu ben mi oldum şimdi?" diye sordu Draco şaşkınlıkla.
"Yarı çıplak dolanıyorsun evde!"
"Birileri ısıtıcıyı cehennem sıcağına ayarladığı için olabilir mi acaba!"
Harry gözlerini kısıp düşünür gibi yaptı. Draco'yu fazla kıyafet giyme zahmetinden kurtarmak için evi birazcık fazla ısıtıyor olabilirdi, ne vardı bunda canım?
Haksız olduğunu kabullenmemek için uzanıp Draco'nun çıplak omzunu ısırdı. Sarışın adam kolları arasında çırpınırken acıtmayan ısırıklarına devam etti. "Acıktım ve seni yiyeceğim."
"Harry!"
Harry oflayarak geri çekildi ve gözlerini mutfakta dolandırdı. "Biz bu evde üç kişi yaşamıyor muyuz? Bütün Londra'yı doyuracak kadar yemek yapmışsın yine."
Draco gri gözlerini devirip kafasını iki yana salladı. "Hermione ve Ron gelecek ya canım. Sana dün söyledim ya hani bunu."
"Yine mi gelecekler ya! İyi alıştı bunlar da."
Draco abartıyla gözlerini büyüttü. "Tam bir aydır görüşmüyorsunuz Harry." Kuzgun saçlıyı omuzlarından itekleyerek sandalyeye oturtturdu ve iki kupa alıp makineden kahve doldurdu. Gryffindor amblemli kupayı onun önüne bıraktı. "Hermione'nin mektuplarına cevap vermiyor, telefonlarını da açmıyormuşsun. Ben de onları buraya davet ettim."
Harry yüzünü buruşturdu. "Beni sana mı şikayet ediyor artık?" diye sordu şaşkınlıkla. "Sırtımdan bıçakladınız resmen."
Harry, Hermione'den sebepsiz yere kaçmıyordu aslında. Genç kadın Draco ile olan ilişkisini halka açıklamasını istiyordu. Şu an gözden uzakta mutlu mesut yaşıyor olabilirlerdi ama birileri tarafından görülüp medyaya düşmeleri an meselesiydi. Üstelik Draco bir ay önceki davasından dolayı hala gündemdeydi. Harry'nin de ani dönüşüyle yarattığı sansasyonun etkileri aylar geçmesine rağmen devam ediyordu.