26

1.8K 190 89
                                    

Harry, Draco'nun kapısının önünde öylece dikiliyordu.

Gergince kol saatine baktı. Gece ikiyi çoktan geçmişti. Sıkıntıyla iç çekip ellerini ensesinde birleştirdi. Kendini hazır hissetmek için birkaç dakikaya ihtiyacı vardı ama kapının diğer tarafından aniden yükselen havlama sesleriyle irkildi.

Telaşla kapıya yaslanırken havlama sesleri uzaklaştı, bir süre sonra da sustu. "Gerizekalı Cassandra." diye homurdandı. Evin dışında bile rahat vermiyordu. Sessizliğin tekrar hakim olmasıyla tuttuğu nefesi bırakırken kapının aniden açılmasını beklemiyordu tabii.

"Potter?"

"Malfoy?"

Harry bir süre far tutulmuş tavşan gibi Draco'ya baktı. Sarışın adam şaşkınlıkla kapıyı daha çok açarken Harry kazık yutmuş gibi dikiliyordu. Draco'nun evinde Draco'yu görmekten daha normal ne olabilirdi ki? Niye bu kadar şaşırıyordu?

"Saçlarına ne yaptın?" diye sordu kendine gelebildiğinde.

Draco birkaç parmak kısalttığı saçlarını geriye atarken "Kestirdim." dedi. Harry boş boş bakarken "Yakışmamış mı?" diye sordu. Sesindeki endişe Harry'i telaşlandırdı. "Yakışmış." dedi hemen. "Çok yakışmış."

"Teşekkür ederim."

Sarışın adam kenara çekilip Harry'e içeri girmesini işaret etti. Harry eve adım attığı anda etrafını sarmalayan tanıdıklık hissiyle gülümsedi. Draco'ya duyduğu özlem attığı her adımla kendini daha çok belli ederken adımlarını bir zamanlar odası olan salona yönlendirdi. Arkasını dönüp Draco'ya koltuğunu ne kadar özlediğini söyleyecekti ki boynuna sarılan kollarla tüm konuşacaklarını yutmak zorunda kaldı.

Elleri hemen sarışın adamın belini bulurken onu daha çok kendine bastırdı. İşte şimdi tam olarak evine dönmüş gibi hissediyordu.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandı Draco kafasını boynuna gömerken. "Geldiğin için."

Harry saçlarına uzun bir öpücük kondurmakla yetindi. Draco çağırsaydı iki eli kanda olsa da gelirdi ki zaten. Teşekküre hiç gerek yoktu.

İstemeye istemeye ayrıldıklarında koltuğun kenarına sıkışmış Gelecek Postası'nı gördü. "Hey," dedi eline alırken. Kapakta kendisi vardı. "Çok yakışıklı çıkmışım."

Draco gözlerini devirip koltuğa oturdu. Harry de gülümseyerek yanına yerleşti. Ona gittiğinden beri yaşadığı her şeyi tek tek anlatmak için deli gibi bir istek duyuyordu ama önce onu dinlemeliydi. Kendisini çağıran oydu sonuçta.

"Mesajını aldığımda çok mutlu oldum." dedi gergin gözüken Draco'yu biraz olsun rahatlatabilmek için. "Gittiğimden beri seni düşünmediğim tek bir günüm geçmedi."

Sarışın adamın solgun yanakları pembeleşirken Harry mümkünmüş gibi onu daha çok özledi. Karşısında dururken bile onu özleyebiliyordu.

"Özür dilemek istedim Potter." dedi Draco kucağındaki ellerine bakarak. "Sinirle istemediğim şeyler söyledim. Seni kırdığımı biliyorum, özür dilerim."

"Ben de özür dilerim." diye mırıldandı Harry. "Seni zorlamamalıydım. O an adam akıllı hiçbir şey düşünecek durumda değildim. Üzgünüm."

Draco kafasını anlayışla sallarken Harry uzanıp dizini okşadı. Draco'nun sakinliği daha eve gireli on dakika olmadan bütün yorgunluğunu almıştı bile.

"Burayı çok özledim." dedi. "Kısa süreliğine de olsa güzel bir hayatımız vardı. Sadece bize özel. Kalabalığın içinde ama aynı zamanda bütün kalabalıktan uzakta. Sadece ikimiz."

silence | drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin