Sevgili okurlarım. Yeni editim instagramda yayındadır. İzlemek isteyen açıklama linkinden girebilir.
Eve gidip olayı anlattığımda herkes çılgına dönmüştü. Yer yerinden oynamıştı diyebilirim. Bu bir hafta zor geçecekti. Aileme gerçeği söylemeden nasıl dayanacağım bak onu hiç hesap etmedim. Burnumun dikine giderken sonuçların ne olacağını hiç tahmin etmemiştim.
"Ağzından çıkanın kulağın duyuyor mu Çilem!" Annem öfkeyle kollarımı tutarken Beren annemi yavaşça uzaklaştırarak bu sefer sakin bir şekilde konuşmaya çalıştı. "Çilem. Bak o Savaş değil. Bunu...bunu idrak etmen lazım."
"Biliyorum. Ben Ömer Asaf ile evlenmeyi kabul ettim. Onu seviyorum." Beren sinirle gülerek başını iki yana salladı. "Sen ona aşık falan değilsin. Sen onda Savaş'ı arıyorsun ve bir gün..." duraksayarak bana bakarken devam etti. "Bir gün bunu anladığında çok geç olacak. Kendinden nefret edeceksin."
Haklıydı. Bu dedikleri gerçek olsaydı sonuna kadar haklı olmuş olurdu. Fakat hiçbir şey bilmediği için itiraz da edemiyordum.
"Bırak yeniden yaşamayı öğreneyim." Dolan gözlerime rağmen yutkunarak devam ettim. "Hiçbir şey yapmasam bir şey değişmeyecek. Yine acı beni hapsedecek. Belki kızıma yeni bir baba veririm." İçimden bu dediklerim için binlerce kez küfretmek istedim. Kendimden tiksindim resmen.
"Onu hiç görmemiştim bile. Bu Savaş'ı aldattığım anlamına gelmiyor. Öyle değil mi?"
Annem elindeki telefonu kulağına alırken bizden uzaklaşarak birileriyle konuşmaya başladı. O an içimde bir şüpheyle Berenden uzaklaşıp onu takip etmeye başladım. Beren ise endişeli bakışlarla beni izliyordu.
"Eser bey, Çilem hiç iyi görünmüyor. Sanırım onu bir görmeniz lazım." Annemin konuştuğu kişinin kim olduğunu öğrenince dehşete kapıldım. Psikiyatrim Eser Miray idi.
Telefonu kapatıp arkasına dönerken sinirle ona baktım. "Sen...sen bunu nasıl yaparsın? Doktoru neden aradın? Yine beni o hastaneye mi tıkacaksınız!"
Annem endişeyle kolumdan tutmaya çalışıyordu. "Sakin ol. Bak sen iyi değilsin. Doktorla görüşelim biraz konuşsun seninle."
Beren de yanımıza gelirken birden öfkelenmeye başladım. "Siz el birliğiyle kuyumumu kazıyorsunuz ne yapıyorsunuz?"
"Hayır. Yok öyle bir şey kızım. Saçma sapan konuşma." Annem bu sözümün şaşkınlığıyla elini hayır anlamıyla sallarken Beren hiçbir şeyden habersiz "Ne oldu birden bire." Dedi hayretle. "Ne saçmalıyorsun, ne oldu?"
Beren'in olanlardan haberi olmadığını anladığımda sinirle anneme döndüm. "Mavi bak..." Beren hayretle "Mavi mi?" Diye soru eklerken Mavi de bu tepkime şaşırmıştı. En son kaçırılmamdan sonra bir daha anneme Mavi dememiştim. Sadece anne olarak seslenmiştm.
"Mavi, eğer bunu yaparsan. Eğer ki yine beni hastaneye koymaya kalkarsanız sizi silerim. Bir daha yüzümü bile göremezsiniz. Anladınız mı beni? Sakın nefretimi kazanmayın!"
İşaret parmağımı sallayarak ikisine tehdit vari bir şekilde bakarken "Bu uyarıyı bir kere yapacağım. Sakın bana yaklaşmayın. Eğer bana bunu yapmaya kalkarsanız sizi silerim. Yüzüme, sesime hasret kalırsınız." Diyerek oradan uzaklaştım ve içeri girdim. İçeri geçip odaya kapandıktan sonra etrafımda turlamaya başladım. "Kahretsin bunu hiç düşünmedim. Benim delirdiğimi düşünüyorlar." Gerçi iki yıl önceki halimi hatırlayınca hak vermeden edemiyor insan. Kaç defa kendimi öldürmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Burada bu yüzden Savaş devreye girmek zorunda.
Hemen telefonu cebimden çıkartarak Emin'i aradım. Aceleden Savaş'ın telefonunu almayı unutmuştum.
"Alo, Emin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilem
RomanceSavaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olacaktır. Şimdiden söylemek istiyorum finali burada yayınlanmayacaktır. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendi...