86.bölüm:umut ışığım (2.sezon finali)

1.5K 115 20
                                    

Sevgili okurlarım bu hikayenin kitap olma gibi bir ihtimali var. Ama yok da yani karışık. Zaten profilde gösterdim. Eğer olursa sadece üçüncü sezonu yayınlamak için elimden geleni yapacağım. Cevap bekleyene kadar bitirme niyetindeyim. Umarım da biter. 

Fakat finali buradan göremezsiniz de lütfen bana kızmayın🙏

Sizi seviyorum. Şimdilik hoşça kalın. Dilerim tüm mutluluklar sizi bulur.😘💞🌸🌺

🌺🌺🌺

Sinirle yakasını tutarken uğradığım şeyin gerçekliğini bir an sorguladım. "Kızımı kendi bebeğinle mi değiştirdin sen!"

"B...Ben b...buna mm...ec"

"Kekelemeyi bırak! Bana adam akıllı söyle şimdi."

Kadın bir anda kendini yere atarak dizlerine vurdu. "Evet, ben yaptım! Ama buna mecburdum! Buna mecbur kaldım ben!"

Sinirle bu sefer koluna yapışarak arabaya sürüklemeye çalıştım. Kadın korkuyla "Nereye?" Diye sorarken "Senin evine. Senayı almaya!"

"Orada değil artık." Diyerek kendini geri iterken bir an da durarak elini karnına sardı. "Onu aldılar. Eşimin ailesi onu aldı ve götürdü."

Bunu demesiyle kalbim duracak gibi hissettim. Endişeyle ona bakarken birden sinirlenerek boğazına yapıştım. "Bana sakin yalan söyleme. Seni buna pişman ederim."

"Yemin ederim. Dört yıl önce aldılar. Bir şey yapamadım." İyice nefes alamayacak hale gelirken öfkeyle iterek etrafımda turlamaya başladım. Sonra tekrar ona döndüm. "Seni ve kızını korumak için adam tuttum! Sonra bir gün kızınla beraber ansızın kayboldun! Uzaklara gitmen gerektiğini söylediğin bir mektupla çekip gittin! Sonra...güvende olduğunu ve artık kayınlarınla aranın düzeldiğini söyledin. Bebeğinle gittin!.."

Bir an acıyla yutkundum. "Benim bebeğim miydi?" Durumun gerçekliğini hâlâ kavrayamamıştım. Kızım yaşıyor olabilir miydi yani?

"Söyle bana, Sena gerçekten benim kızım mıydı?"

Birden önümde diz çökerek göz yaşları içinde ağlamaya başladı. "Ne olur affedin beni. Ben buna mecbur kaldım. Kızımı onların eline veremezdim. Veremezdim." Son sözünden sonra acıyla başını sallarken, ben ise sinirle çenesini tuttum. Kızarmış gözlerim öfkeyle kararmıştı. "Kendi bebeğini veremezdim ama benim bebeğimi verebilirsin öyle mi? Bunda sorun yok."

"Hayır. Onu elimden geldiğince korumaya çalıştım yemin ederim. Ama...ama annemi öldürmekle tehdit ettiler. Yemin ederim buna mecbur kaldım."

"Bana niye söylemedin!" Dedim çenesini savurarak yere düşürürken. "Sen nasıl bir annesin. Nasıl bir kadınsın sen! Sırf kendi kızın için benin kızımı kurban ettin sen! Kuzuyu kurtlara teslim ettin! Sen aşağılık bir kadınsın!"

"Yemin ederim buna mecburdum. Sizin beni koruyacağını aklımın ucundan bile geçirememiştim. Sizin güçlü olduğunuzu bilseydim yemin ederim bunu yapmaz sizden yardım ister..."

"Kes! Bu bir bahane değil! Bu bir bahane değil!" Birden saçından tutarak mezara sürükleyerek Alya'nın toprağının yanına yaklaştırdım. "Bak! İyi bak! İşlediğin günahın cezasını kimin ödediğini bak! Eninde sonunda yine kızından oldun. Tabii eğer senin kızınsa." Dedim hâlâ bundan emin olamayarak.

"Kendi menfaatin için bir yavruyu annesinden ayırdın. Pardon pardon iki yavruyu. İki masum cana kıydın! Hem kendi bebeğine hem de benimkine!"
Hızla doğrularak başımı tutmaya başladım ve hızlı nefes alıp vererek etrafımda deli gibi dolanmaya başladım. Kalbime bir ok saplanmış da yeni çıkarmış gibilerdi. İşin kötü tarafı yerinden çıkan ok da canımı acıtmıştı.

ÇilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin