Bir süre bu sarkı çalabilir. Tam da bu üçüncü sezonun havasına göre bir şarkı olmuş resmen.
Oya - Bora Sevme zamanı
1 hafta sonra
Etrafta koşuşturup duruyordum. Kızımı ve Savaş'ı arıyordum. Her yer o kadar ıssızdı ki istemsizce yutkunmak zorunda kaldım. Bir canavar çıkar korkusu vardı içimde.
Bahçeli evlerin duvarlarında bir yerde soluklanırken düzgün yolların bir labirent gibi olduğunu fark ettim. Sanki kaybolmuştum.
Etrafta yürümeye devam ederken birden Çilem diye seslenen bir ses geldi. O anın heyecanıyla arkamı dönerken bir duvarın ardından kapıya doğru yürüyen birini fark ettim. O an Savaş olduğunu anladım. Heyecanla kapının olduğu tarafa doğru koşarak heyecanla Savaş'a sarıldım.
"Seni çok özledim. Çok özledim sevgilim."
"Ben de seni çok özledim Peri kızı. Hem de çok özledim."
"Kızımız. O nerede?"
"Hemen arkamdaydı." Onun ardından ben de bakarken bana doğru koşan bir kız çocuğu gördüm. O an heyecanla kollarımı açarak ona karşılık verdim ve kucağıma alarak sıkıca sarıldım. Sonra da o gül kokusunu içime çekerek mutluluk göz yaşları dökmeye başladım. "Alya, nihayet sana kavuştum. Nihayet seni buldum benim güzel kızım."
O sırada Savaş kaybolmuştu. Korkuyla etrafa bakarken tekrar kızıma döndüm. Fakat o da yoktu. Birden bire herkes kaybolmuştu. Fakat buralarda olduklarını nedensiz bir şekilde biliyordum. Sanki bir yere saklanmışlardı da benim bulmamı istiyorlardı. Fakat ister istemez içime bir korku düşmüştü. Onları zarar görmeden bulmaya çalışacaktım.
Bir süre sonra soluk soluğa yataktan kalktım. Etrafıma baktığımda yatakta olduğumu anca kavrayabilmiştim. Hepsi bir rüyaydı. Her zaman ki rüyalardan. Gerçek olmayacak kadar güzel olanlardan. "Allah'ım neden? Neden ben yaşıyorum. Bu beden ne zaman üstümde hafifleyecek? Ne zaman bu hasret bitecek. Kızım için ayakta durmaya çalışıyorum ama artık dayanamıyorum. Ben hâlâ toparlanamamışken kızıma nasıl annelik yapacağım?"
Kızım için ayakta durmaya çalışacaktım. Fakat kendim için aynı şeyi söyleyemiyordum.
"Allah'ım bana öyle bir mucize yarat ki kızım için dolu dolu mutlu olabiliyim. Kendim için huzurlu olabileyim. Ben sende bir mucize istiyorum Allah'ım. Her şeyin yoluna gireceği bir mucize. Tüm acılarımın geçmese de hafifleyeceği bir mucize."
Hüzünle yüzümü kapatırken bıkkınca soluklanarak ayağa kalktım. Sonra banyoya girip elimi yüzümü yıkayarak
kendime gelmeye çalıştım.Yaşamanın ızdırabı her geçen gün artıyordu. Kızımı bulsam belki hafifleyecekti. Fakat hâlâ onu da bulamamıştım.
Odaya geçerek saçımı başımı topladıktan sonra salona geçerek pencereleri açtım havalandırayım diye. Sonra mutfağa geçerek bize kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Erken kalktım çünkü bugün Reyyan ana kahvaltıya, bize gelecekti. Zaten hemen yan kapı onun ve Emin'in eviydi. Komşu gibi bir şey olmuştuk.
Bu sabah daha bir enerjik olmam gerekiyordu. Çünkü Adana'daki kardeşim Ardanın düğününe gidecektik. Annemin oğlu olan kardeşime. Uzun süredir hoşlandığı bir kıza evlenme teklifi etmişti. O da okulu bitirdikten sonra evlenmek istemişti. O zamana kadar nişanlı kaldılar. Fakat nedendir bilmiyorum ama oranın bize iyi geleceğini hissediyorum. Hem benim için hem de Beren için. Kim bilir belki kaderindeki kişiyi orada bulur.
Emin konusuna gelirsek o konuda pek umutlu değilim artık. Çünkü Beren'in Emin'i tıpkı benim onu kardeş olarak gördüğüm gibi görüyordu. Fakat aralarında bir arkadaşlık var ister istemez. O da benim aracılığımla oldu sayılır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilem
RomanceSavaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olacaktır. Şimdiden söylemek istiyorum finali burada yayınlanmayacaktır. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendi...