İYİ OKUMLAR🖤
35. Bölüm
Durdu zaman, akrep ve yelkovan ezeli düşmanlığı bırakmış ansızın birlik olduğu ilk vakit, zehrini ruhuma batırdıktan sonra da durmuştu. Bir saniye ileri akmaksızın, acımazsızca, en acı şekilde belki de beni kendine düşman seçmişlerdi. Artık zaman dokuz yıl geriden geliyordu ve beni de yok ediyordu.
Zaman ile beni alıp adeta uzay boşluğuna bırakmışlardı. Bilinçli hareket edemiyor öylece başıboş göktaşı gibi salınıyor ve asla da yolumuzu dahası bunun sonunu bilmiyorduk. Belki de uzay boşluğunda değil bizi savuran bir girdaptaydık.
Hiçbir şey yolunda değildi. Kulaklarımdan silinmeyen tek kelime, iki heceden oluşan Serdar’ın sesi, her şeyi yüz seksen derece tersine çevirmiş ve kimseye çıkar yol sunamayacak kadar şuursuzdu.
Koskoca yıl öncesinde hiç tanımadığım o adam, Serdar Koraklı olsa da hiçbir şey aynı değildi. Aklım almıyordu, bu hangi işlediğim günahın bedeliydi?
Tüm uğultular yok oldu, zihnim aynı berraklıkla benimle baş başa kalmıştı. Sıkıntıyla yüzümü gayri ihtiyari bir istekle yumuşak olmayacak bir şekilde sıvazladığımda üzerimde hissettiğim delici bakışlar Suna’ya aitti. Saatler öncesinde yüzleştiğim acı gerçek sonrasında yanımda iki kız arkadaşım kalmıştı. Babaannem yorgun düşmüş olmalı ki yoktu, gerçeği söylemem gerekirse nerede olduğuna dair hiçbir fikrim de yoktu.
İçimde tek bir his filizlenmiş boy gösteriyordu, korkuyordum. Tüm bu olanlar korkunçtu.
“Biri bize ne olduğunu anlatacak mı?” Sesi bilinmezlik denizinde, endişeden boğuluyordu. Kafamı yavaşça kaldırdım ve kızlara sırayla baktım. Ve ben tüm bunları Ceren’in zaten bildiğini o an fark ettim. Açıkçası bunu nasıl bildiğini merak etmedim. Ne acı ki o biri tam yanında duruyordu ve Suna her zamanki gibi olanlardan bir haberdi.
“Sormaya deli gibi korkuyor olsam da,” kısa bir es verdi. “Sare kim Allah aşkına! Dahası sen nasıl Serdar’ın gözünde bir başkası olabiliyorsun.” İnlercesine bir ses çıkardı ve belli ki acı gerçeği yüzüme vururken bir saniye olsun düşünmemişti. “Sedef susma, şimdi bunun sırası değil.” Yalvarırcasına bakıyordu gözlerime tek yağabildiğim ona dolu gözlerle bakmak oluyordu. Şu an ne desem boş gelecekti.
Dişlerimi kabaca sıktım, adını anmak dahi zor geliyordu ki sevdiğim adamın bunu ben zannederek zikrediyor oluşu beni yakıp yıkmaktan daha kötüsü varsa o da bitiriyordu. Bu gerçek beni tüketmeye şimdiden başlamıştı. Hiçbir şeye mecalim yoktu.
“Sare,” aldığım nefes boğazımdan aşağıya inecek gücü bulamıyordu ve ben boğuluyordum. “Serdar’ın vefat eden sevgilisi.” Kaşları duyduklarıyla havalanmıştı ve hiçbir anlam veremiyor oluşu gayet normaldi. Gerilmişti, ikimiz arasında bakışları mekik dokudu ancak asıl şaşkınlık, “Sen biliyordun?” Ceren’i fark ettiğinde yaşanmış oldu. Ne tepki vereceğini kestiremediğim için sessiz kaldım. “Önce Sedef’i dinle.” Bakışları beni buldu ve tüm bunları sindirmeye çalışırken tartışmanın yersiz olacağını düşünmüş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KIVILCIM| 18
Teen FictionMeğer aramızda olan bağ biz henüz hiçbir şeyin farkında olmadan oluşmuş. Öncesinde sonrasında her zaman bir kıvılcım bizi bir araya getirmiş ancak biz bunun farkında olmamışız. Hatta sırf farkında olmayalım diye gözümüze ateşten perdeler inmiş. Bir...