24

704 340 297
                                    

Geç geldim çünkü ikiz bebeklerle ilgileniyor ve bir hayli tempolu zamanlar geçiriyoruzz✨

Canım yeğenlerime sağlıklı güzel ömürler diliyor ve ablamla kendime de bir hayli güç istiyorumm 💫

Herkese iyi okumalar🔥

Başlamadan önce oy verebilirsiniz✨


24. Bölüm

Gün gelmiş insanın içinde filizlenen umut, dallanıp budaklanarak yaşam veren toprağa kök salmıştı.

Her ağaç meyve vermezdi ancak kimse onun kadar da insanoğluna yaşam vaad etmezdi.

Eğer ki bu bir üstünlükse meyve akıllara gelecek en son ihtiyaçtı.

"Her geçen gün oğlum daha da yakınlaşıyor Sedef'e." Sesindeki memnuniyet yüzüne yansımıştı Ender'in. Bu durum ona bir hayli güzel hissettiriyordu. Sadece ona değil herkesin modunu olumlu etkilemişti.

"Kader oğlum kader. Onlar birçok kez bir araya gelip ayrıldılar her defasında birbirlerini buluyorlar. Buna mani olmak bize düşmez." Ender mani olmak istemiyordu hatta Ender çok mutluydu.

Yıllar sonra oğlu yaşıyormuş gibi hissediyordu bunu hal ve hareketlerinden anlamıştı daha ne isterdi ki gözünün önünde eriyip giden oğlu yoktu artık. Serdar'ın yüzüne kan gelmişti.

Serdar eve daha sık gelip gitmeye dahi başlamıştı. "Baba mani olmak istemiyorum ben bu birliktelikten memnunum ama öğrendikleri zaman tepkileri ne olacak kader deyip geçerler mi?" Bedir de düşünmüştü elbet bunu lakin biliyordu ki torunu böyle bir şeyi kasten yapmamıştı hayat onlara bilmedikleri bir kıvılcım daha çakmıştı sadece. Bu kıvılcım kötü bir oyun olsa da iki genç de böyle olmasını istemezdi.

"Başka ne yapsınlar Ender?" Öğrendiği günden bu yana içi içini yemişti. Sedef aklından çıkmamış zavallı kızcağızı düşünüp durmuştu sonra oğlunu.

"Söyleyelim çocuklara bilsinler." Bedir başını hemen iki yana salladı. Yüzü kadar kiyu kahverengi deri koltukta oturuşu da ciddiydi.

"Bilmesini isteseydim o gün söylerdim Ender." Babasının ciddiyeti karşısında sadece sıkıntıyla nefes verebilmişti.

Kader iki gence iyi davranmıyordu. Habersiz birçok defa sorunlar yaşıyorlardı ve bilmiyorlardı. Bedir kattiyen söylemeye niyeti yoktu. Bir de bu yüzden torununun hayata küsmesini izleyemezdi.

"Kapat konuyu Ender." Kapatmıştı ancak içi içini yemeye devam edecekti.

"Ne zamandır görüşemedik çok iyi oldu bu hadi şu mağazaya da bakalım." Küçük Koraklı kuzeni Oya ile bir araya gelmiş alışveriş çılgınlığı yapıyorlardı.

"Oya daha ne alacaksın?" Ondan geri kalan değildi o da çok fazla ürün almıştı. Kuzeni duyduğuna alayla gülüp yetmemiş yüzüne de aynı ifadeyle bakıp baştan aşağı iki defa süzmüştü.

"Hah diyene bak." Gülüşerek girdikleri mağazadan büyük ilgi görerek ayrılmışlardı. Koraklı ailesinden olmanın yanında getirdiklerinden biriydi bunlar.

"Al işte fotoğrafımız çekildi güzel çıkmış olalım bari geçen gün yaptıkları haberde şaşı gibi çıkmıştım." Duyduklarıyla gülen Sedef kuzenine baktı. "Dediğine bak benimde gözlüklerim patlıyor bir şey demiyorum." Kahkaha atan Oya yorulduğunu fark etmişti.

"Bir şeyler içip dinlenelim Sedef." Kesinlikle olur vermişti küçük Koraklı çünkü ayak tabanları sızlıyordu artık.

"Ne oldu hoşlandığın çocuk neydi adı Tuna mıydı?" İç çekmişti yüzü asıldığında da bu konuda dertli olduğu anlaşıldı.

BİR KIVILCIM| 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin