10

1K 480 503
                                    


Herkese iyi okumalar canımlarr🧡

10. BÖLÜM

Öfkenin şiddetti adeta damarlarda akan kanın bir çağlayan edasıyla bedene yayıldığı vakit insanın gözünü nefret bürürdü.

Öyle ki öfke, içini kemiren bir kurt, kanını emen bir parazitti.

Mantığı yok eder. Hiç olmayacağın bir insana dönüşümünü sağlardı.

Nefretle bakan bir göz, aynada gördüğü yansımayı dahi alaşağı etmekle kalmaz. Yok ederdi.

Akın Koraklı burnundan soluyarak çıkmıştı evden. Kuzenine karşı olan nefreti geçmeyecekti hiçbir zaman. Her defasında bu şekilde onu sıkıştıracaktı canını yaktığını bile bile, sonuç her ne olursa olsun yapacaktı.

Arabasında olanları düşünürken direksiyonu sıktığının farkında bile değildi. Yine gidiyordu. Ne zaman bu şekilde sinirlense gittiği yer Sare'nin yanıydı. Yalnızca orada sakinleşebiliyordu. Sare'yle konuşarak ona olan biteni anlatarak ve sonra hala onu çok sevdiğinden onu çok özlediğinden bahsederek. Bunu daha nereye kadar sürdürecekti kimse bilmiyordu en çok da babası genç oğlunun bu haline oldukça üzülüyor çok sevdiği eşine verdiği sözü yerine getiremediğini düşünüp kendini çaresiz hissediyordu. Akın evlenecekti de bu günleri görecekti bu gidişle babasının da son isteklerinden biri bu olacaktı.

Serdar Koraklı ise alnına buzu bastırırken mutfağa doğru giden kıza baktı işte şimdi benzemiyorlardı diye düşünüp buzu hala tutarken yerinden kalktı ve sadece kendisinin girdiği odaya doğru ilerledi. Aklında bariz olan yakınlıkları dönüp dururken başını hızla sallayıp içeri geçti.

Gözünü yavaş yavaş gezdirdi etrafta güçlü durmaya çalışıyordu lakin duramıyordu. Ne zaman bu odaya girse gözleri dolardı ve o buna engel olamazdı. İlerledi karşı duvarın önünde durdu baktı baktı ve sert bir nefes bıraktı. Yorgun hissediyordu. Güç ver bana Sarem.

"Görüyorsun değil mi? Hala katil olduğumu hala seni ondan çaldığımı düşünüyor." Susmuştu elini uzatıp oradaki en büyük çerçeveden kendisine gülerek bakan Sare'nin yüzünü sevdi. Gözlerini kapattı bir damla yaş süzülmüştü. "Söz verdim sana elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Kendimle ilgileniyorum pes etmedim yaşıyorum Sarem ama seni çok özlüyorum." Boğuk sesi can yakan cinstendi.

Bir kaç zamandır rüyalarına da gelmiyordu sevdiği kadın. Bunun yokluğunu derinden hisseden Serdar daha bir hüzünlüydü hele ki karşısına çıkan şu genç kız onu daha garip bir hale sokmuştu. Eline küçük bir çerçeveyi asılı olduğu yerinden alıp oturmuş ve izlemişti konuşmuştu ne kadar zaman orada durmuş bilmiyordu ama artık çıkması gerektiğini düşünüp yavaşça çıkmış ve mutlaka kapıyı kilitlemişti.

Aynanın karşısına geçmiş yüzündeki ize bakmıştı neyseki Sedef buz getirmişti de şişkinlik minimum derecedeydi. Evdekiler ne yapıyor habersiz çıkmak üzereydi ki Sema ablasıyla karşılaşmıştı. "Ben çıkıyorum Sema abla yemeğe gelirim." Gülümsemişti kadın. "Tamam oğlum görüşürüz." Evden çıkmıştı ve kulübesinde kendisini görünce ayaklanıp heyecanla dil çıkartan köpeğine baktı.

"Evet oğlum yürüyüşe gidiyoruz." Kahve ve gri renklerinde olan köpek heyecanla kuyruğunu sallarken gezintiye dünden hazırdı. Genç adam da bir an olsun kafa dağıtmayı umut ediyordu.

"Evet!" Bu kaçıncı deyişiydi bilmiyordu küçük Koraklı. Sıkılmıştı bu durumdan çevresinde neden onu anlayan kimsenin olmadığını düşünüyordu? "Gerçekten personelle arkadaşlık yapıyorsun öyle mi?" Bıkmıştı ve dayanamadı. Kafeteryada oturduğu sandalyeden "Evet evet evet! Ve bu sizi hiç ilgilendirmiyor!" Söylenerek hışımla kalktı kimin ne dediğini daha fazla dinlemeden çıkıp gitmişti. Ne saygıdeğer insanlar ama!

BİR KIVILCIM| 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin