8

1K 452 415
                                    

Fındıksoslukeklerim nasıllarmış 🌸 Ben oldukça iyiyim kısa sürede 2K olmuşuz bu çok güzel geldi bana ❤ o zaman buyrunuzzz 🔱 İyi okumalar 🌺

8. BÖLÜM

Mesken olurdu sessizlik. Yara açar kapattırdı. İzler bırakır ağlatırdı.

Onun kabuk tutmayan bir yarası vardı ve kabuk tutacak sadece silik bir izi kalacak diye ruhu sancıyordu.

O acılarıyla vardı. Yarasıyla bütündü.

Kapanacak diye ödü kopuyordu.

Gün boyu kendini sorgulamıştı genç adam. Ne istiyordu? Henüz kendisine dahi veremediği bu cevap karşısında oldukça çaresiz hissediyordu. Başı sıkıştıkça Sare'yi sayıklıyor ona sığınıyordu lakin kendisi de biliyordu ki bu sadece bahaneydi artık bu bile yeterli gelmiyordu. Evine almıştı hem de çalışmasına müsade etmişti. Peki neden? Görünce sinirlenmiyor muydu ya da afallayan kendisi değil miydi? Henüz ne durumda olduğunu bilmiyorken ne yapıyordu? Sen sen değilsin artık Serdar diye içinden geçirdi.

Tabletinde hakkında çıkan haberlere bakıyordu. Asılsız bir dolu kılıf uydurulmuştu her zamanki gibi. Yalnız hiçbir karede genç kızın yüzü belirgin değildi. En azından bu onu rahatlatmıştı. Hepsi saçma diyerek tableti bir tarafa fırlatıp işine döndü.

Yığınla iş onu bekliyordu. Kapısı çalmış ardından da pişkin pişkin sırıtan Melih'i görünce konuyu anlamıştı ancak yine de şaşırmış görünüyordu. Arkadaşı bu saatte kendi iş yerinde olmalıydı. Konuyu anladık!

Melih hiçbir şey demeden karşısına oturup öylece arkadaşını süzdü. Genç arkadaşı renk vermemiş olabilirdi ancak o da anlamıştı. "Nasılsın?" Diyerek konuşmaya başlamayı seçti. Serdar kendini geriye atmış durgun bir şekilde bakmıştı. Gönder gelsin Melih.

Hala zorlanıyordu ancak buna gerek var mıydı? İstese o kızı uzaklaştırabilirken şimdi evine alması her gün göreceği anlamına geliyordu. "İyiyim Melih." Kısa kesmişti. Melih inanmamıştı elbette tanıyordu yandaşını. Bu cevaba sesli gülmeden edemedi. Serdar'ın ise aklına genç kızın verdiği tepki geldiğinde kısa bir gülümseyecek oldu ama sadece oldu.

"Tabi ya iyisin! O kız da kim Serdar?" Şaşkınlığını kahvaltı masasında oldukça gizlemişti artık buna gerek görmüyordu. "Gördün işte yeni çalışan." Bunu sormadığı gün gibi açıktı. "Anladın ne sormak istediğimi." Belirtmesine gerek yoktu halbuki ama bunu yapmakta ihtiyaç duymuştu. Serdar sert bir nefes bıraktı ve iyice koltuğuna yayıldı.

"Bir anda hayatıma girdi Melih. Otelde çalışan sıradan bir personeldi. Bizim küçük hanımın gönlünü nasıl oldu da fethetti bilmiyorum dahası ailemi de kazandı." Melih anlamamıştı eş zamanla da kaşları havalandı. "Dün eve gittiğimde bizimkilerle sohbetin dibine vuruyorlardı. Yıllardır sessizlik içinde olan ev dedem dahil herkes kahkahalar eşliğinde yemek yiyordu." Arkadaşı bu durumu oldukça sevmiş ve gülmeye başlamıştı. "Ne hünerler varmış bak sen şu işe ama haklılar beni de güldürdü." Serdar boş boş yüzüne bakıyordu. Gülmeye yer arar hâlbuki!

"Eve niye getirdin?" Sert bir nefes bırakan Koraklı çıkmakta olan sakalını sıkıntıyla sıvazladı. "O konuya hiç girme Melih." Yandan sırıtarak baktı. "Elbette gireceğim." Bakışı Serdar'ı rahatsız etmeye yetmişti. Yüzünü buruşturdu. "Sağlığına uygun iş verdin kardeşim. Nasıl girmem. Dökül hemen!" Genç adam anlatmadan kurtulamayacağını anlamış ve en baştan anlatmaya başlamıştı. Eksiksiz bir şekilde anlattığına kanaat getirdiğinde başını ovmaya başlamıştı.

Neden böyle bir şeyi kendine yük yapıyordu ki? Melih ciddiyetle bakmıştı. "Ne hissediyorsun?" Sare'yi o da çok severdi. Kaybettiklerinde o da bir hayli üzülmüş yasını tutmuştu lakin öleni unutmuyor olsa da yoluna devam etmesini bilecek kadar bilinçliydi.

BİR KIVILCIM| 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin