Herkese selamm uzun bir aradan sonra burdayımm umarım beğenirsiniz ❤️15. Bölüm
Damarlarımda akan her litre kan ağırlaşarak hızını artırmayı seçerken sakin kalmak, tek bir sebep için yalvaran hücrelerim ondan çıkan her kelimeyle intihar etmişlerdi.
O benim sakinliğimi öldürdü.
Vücuduma yayılmış olan sinir dalgasıyla beraber oldukça gerilmiş hissediyordum. Bu kadar azarı hak edecek bir şey yapmamıştım ben. Çocuk muydum da bana bu şekilde bağırıp çağırıyordu? O kimdi ayrıca? Kendi kararımı vermiş sonuçlarına katlanıyordum. Ha ama doğru bana neydi öyle değil mi? Madem odayı boşaltmış o zaman kilitlemeseymiş. Bizleri mi test ediyordu kendince?
Hiç bir şey konuşmak istemiyordum sadece gidip sinirden söylenip söylenip ağlayacaktım. Şu son günler bir hayli yıpranmış olmam şuanı kolay sindirmeme engel oluyordu. Arkamdan seslenen kaba adama dönüp bakmak istemedim. Sahi hiçbir şey göründüğü gibi değildi işte! Bu mu kibardı bu mu naifti! Görmüştüm nasıl kibar olduğunu! Bize hep yabani davranmıyor muydu zaten!
Saydırmalarımın ardı arkası kesilmezken kolumdan çekilip kendimi Serdar Bey'in kolları arasında bulduğumda her şey saniyelik bir şekilde gerçekleşmişti. Şaşkınlıktan kaskatı kesilen bedenim olanı idrak etmeye çalışıyordu.
Bana niye sarılıyordu ki şimdi? Kafam göğsünde yapışmış kendi sıcaklığı beni de ısıtırken hala tepki veremiyor dahası onun beni kendine bastırmasına izin veriyordum. Nesef al Sedef!
"Bir kişinin daha benim yüzümden hayatını kaybetmesini kaldıramazdım." O ne demek?
Hayretle havalanan kaşlarıma açılan ağzım eşlik ederken neyse ki bu halimi görmüyordu. Ne demek istiyordu? Bir kişinin daha mı? Bu nasıl mümkündü benim yaşadığımı bir başkası da mı yaşamıştı? İçimden bir şeyler kopmuş ve ben bunu hissediyordum iliklerime kadar. Şimdi duyduklarım sıcak bedenine ters düşüp beni buz keserken beynim karıncalanmaya başlamış kulaklarım uğultulara teslim olmuştu. Yok canım katil değildir.
Tamam bu olanlar belli ki Serdar Bey'den haz almayan insanlar tarafından gerçekleşmişti lakin bana isteyerek zarar verecek biri değildi. "Çok korktum." Sonra korku dolu bakışları geldi gözümün önüne ve gözlerimi kırpma ihtiyacı duymuştum. Çenemde biriken gözyaşlarımı fark ettiğimde bir kez daha şaşırdım. Ben hangi ara ağlamaya başlamıştım? Kendimi hiç mutlu hissetmiyordum. Sende sarıl!
Üzgündüm böyle bir kaybından haberim yoktu. Gerçi olsa ne değişecekti muhtemelen ben yine doğru bildiğimi yapacaktım. Bu kaybın ona yaşattırdıklarını tahmin edemezdim ancak o benim kayıplarımı biliyor lakin ne hissettiğimi biliyor mu? Muamma.
Benden uzaklaştığında hemen yüzüme bakmadı belli ki sarılmanın aydınlanmasını şimdi yaşıyordu önce çevreye ardından yüzüme bakmıştı. Ağladığım farkediliyor olacak ki kaşlarını çattı. Uzanıp göz yaşlarımı silmeye başladığında kısık gözlerle onu izledim. Ateş saçan gözleri yerini şevkate bırakmış olmalıydı. Bana öyle bakma!
"Sana bağırmak istemedim Sedef sadece bir defa daha bu gerçekle yüzleşmek canımı yaktı." İfadesiz yüzüne tezat sesindeki tını oldukça mahçubiyet barındırıyordu. Aynı ifadesizlik benim yüzüme de yerleşti. "Bu konudaki hassasiyetinizi anladım Serdar Bey. Merak etmeyin böyle bir şey yaşanmayacak." Yaşanmayacaktı çünkü işi bırakacaktım. Az daha kalsaydık?
Bana sarılmasının yaşattığı sıcaklık hala üzerimdeyken kendisi bir adım karşımdaydı. Kokusunu bu denli solumak kalp atışlarımı hızlandırmış baharatlarla harmanlanmış kokusu beynimi uyuşturmuş olsa da neyseki hemen geri çekilmişti yoksa ona karşı hislerim olduğunu anlayabilirdi. His mis yok kendine gel!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KIVILCIM| 18
Teen FictionMeğer aramızda olan bağ biz henüz hiçbir şeyin farkında olmadan oluşmuş. Öncesinde sonrasında her zaman bir kıvılcım bizi bir araya getirmiş ancak biz bunun farkında olmamışız. Hatta sırf farkında olmayalım diye gözümüze ateşten perdeler inmiş. Bir...