Meğer aramızda olan bağ biz henüz hiçbir şeyin farkında olmadan oluşmuş.
Öncesinde sonrasında her zaman bir kıvılcım bizi bir araya getirmiş ancak biz bunun farkında olmamışız. Hatta sırf farkında olmayalım diye gözümüze ateşten perdeler inmiş.
Bir...
Geç geldim evet, ancak durgunluk yaşadığım o dönemdeydim ve kendimi zorladım. Umarım beğenirsiniz fındıksoslarım✨
İYİ OKUMALAR 💙
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✨
30. Bölüm.
Çiçek, açmadan önce çöl kadar kuru toprağa canını vererek tutunmuştu. Öyle güzel açıyordu ki kimsenin gölgesi üzerine uğramaz dahası güneşiyle arasına giren olmazdı. Peki çiçek sadece sulanmadığı zaman mı kururdu? Öyle anlar vardı ki geldiğinde iki saniye olsa dahi geriye almak isterdiniz. Ne yazık ki bir saniyenin bile telafisi olmadığı bir düzende yaşarken tüm bu olanlar karşısında yaşayıp görmekten başka bir seçenek söz konusu değildi.
Serdar, kerpetenle söküyormuşçasına boynuna kenetlenen ince kolları kendisinden uzaklaştırmış ve derin bir nefes almıştı. Girdiği sıkıntıyı iliklerine karar hissetmekle kalmadı kaçma isteğini bastırmak zorundaydı.
"Geleceğinden haberim yoktu." Halinden hiç memnun görünmeyen genç adam gömleğinin düğmesini açıp rahatlamak istedi. Sıkıntıya hiç gelemiyordu. Genç kız ise kendisine yapılan bu saygısız tavır karşısında kafayı yemek üzere olsa da sadece dişlerini sıktı. O hiçbir zaman fevri olmamıştı. Ayağa kalktı ve dikkatleri üzerine çekti. Kendinden emin dik duruşu ve silik tebessümüyle laciverte dönen gözlerini sevgilisine dokundurdu. Bu rengin anlamını çok iyi bilen Serdar gerilmişti. Ne dese hak!
"Ben biliyordum hayatım, baban söyledi ve hatta bu akşam hep birlikte yemek yiyeceğiz." Serdar duyduğuyla affallasa da belli etmedi. Asıl hoşuna gitmeyen konuyu anlamış oldu ve bu onun da asla hoşuna gitmemişti. Yaklaşıp sevgilisinin ince belinden tutup kendisine çekti ve yüzüne gülümseyerek baktı. Bakışlarının arkasındaki öfkeyi elbette görüyordu, kör değildi. Lakin bu öfkeye içi gidecek kadar seviyordu yanında gülümseyerek duran kadını.
"Bana neden söylemedin Meleğim?" Ses tonu oldukça sorgulayıcı ve rahatsız olmuş gibi çıksa da genç kızın dudağı yana kıvrıldı ve sevgilisine dikkatle baktı. "Gerek duymadım." Kollarını göğüs hizasında bağlamış tek kaşı havada oldukça gergin yüz ifadesiyle bakmakla kalmayıp bir ayağıyla ritim tutan Yıldız ikiliye karşı büyük haset duydu. Çünkü Serdar'ın bu bakışları onun kalbini durdurmaya yeterdi ve kendisine bakmıyordu.
"Bir dakika? Magazinde söylenenler doğru mu?" Sesi bunun aksini istediğini o kadar haykırıyordu ki genç çiftin dikkatinden kaçmadı. Konduramamıştı. Yıllardır yanına dişi sinek yanaştırmayan adamın şimdi kolları arasında aşkla baktığı bir kadın vardı ve o yalan haber deyip görmezden gelmişti.
"Elbette doğru." Taviz vermeyen sesi tok çıkmıştı. Genç kız ise bu durumu öylece izliyordu. "Tanıştırayım şimdilik Sedef Tunç." Yarım ağız duyduğuna gülen kız kendini tutamayıp kıkırdamıştı. Aklına geçen hafta olanların gelmesi normal miydi?
