Herkese merhabaaa ben ve sevgili bölümümle geldimm. Nasılsınız bakalım?? Okullar da açıldı yeni öğretim hayatınızda başarılar dilerim minnoşlar❤️ İyi okumalar canlarım 🥰13. BÖLÜM
Hiç ışık yoktu. Her yeri karanlık bağrına basmış yetim kalan beni sarıp sarmalıyordu ve ben ne hikmetse bunun sıcaklığını bedenimin her santiminde hissediyordum.
Büyük bir susuzlukla huzursuz bir şekilde gözlerimi kırpıştırdığımda başımda serum askısından boş torbayı alan hemşireye baktım. Uyandığımı fark ettiğinde ciddi ifadesi gitmiş küçük yüzü aydınlanmıştı ve ilgiyle yüzüme bakmıştı. "Geçmiş olsun Sedef Hanım ben hemen doktor beyi çağırıyorum." Koşar adım hızla odadan çıkmıştı. Üzerinden dozer geçti anlaşılan.
Tüm bedenim uyuşmuş hareket edemiyordum adeta kafam zonkluyor üzerimde ağırlığı atamıyordum. Bedenim kadar zihnimde uyuşuk olduğundan görüntüler yavaş yavaş zihnimde canlanıyordu. Vurulmuştum! Elim refleks olarak karnıma gittiğinde canımı acıtmış inlemeye başlamıştım. Sabah hayatı sorgularken şimdi hayattan daha büyük bir tekme yemek bu oluyordu sanırım. Haline şükretme sanatı gururla sunar.
Odanın kapısı açılmış aynı hemşire ve doktor geldiğinde doğrulmaya çalışsam da başaramamıştım. "Dikkatli olmalısınız Sedef hanım henüz bunları kendi başınıza yapmanız zaman alacaktır. Dikişlerinizi kontrol edeyim." Dikkatli bir şekilde bandajı açtığında yattığım için dikişleri göremiyordum. "Dikişler gayet iyi durumda şimdilik gözetim altında olacaksınız." Başımı uysal bir şekilde hareket ettirmiştim. "Başım çok dönüyor." Anlayışla gülümsemişti. "Çok kan kaybettiniz bundan kaynaklanıyor. Merak etmeyin kısa zamanda geçecektir." Kafamı hareket ettirdiğim sırada aptal adamı düşünüyordum. Gerizekalı!
Kan kaybederken bile beni sürüklemiş kafama silah dayamıştı. Son olarak Serdar Bey'i hatırlıyorum ya da hayaldi bilmiyorum ancak korkuyla bana baktığını gördüğüme yemin edebilirdim. Sonrası zaten yoktu. Gözlerimi kapattığımda aklıma olanlar sıralanıyordu. Huzursuzca kafamı hareketlendirdiğimde kapı çalmıştı.
Pamuğum? Diye düşünürken Serdar Bey gelmişti. Yerimden kımıldayamadığım için öylece durdum. Saçı başı dağılmış bir haldeydi evde bile bu şekilde görmemiştim onu ve yorgun görünüyordu. Bense büyük acılar içindeydim canım acıyor gözlerim yanıyor ve dahası aşırı susuz olduğum için boğazım isyan ediyordu. Yavaş bir şekilde yaklaşmıştı. "Nasılsın?" Gözlerine yorgun ve endişeli bir şekilde bakmıştı.
"İyi olacağım." Sesim beni destekler nitelikteydi. "Canın acıyor mu?" Acı karışık gülümserken başımla onaylamıştım. Üzerimde gözlerini gezdirmişti. "Bizleri çok korkuttun." Endişeyle baktım. "Babaannem?" Başını hemen hayır dercesine salladı. "Henüz bilmiyor çünkü beni aramadı oysa her yerde olanlardan bahsediliyor." Yer yerinden oynamış mıdır?
Sıkıntıyla ellerini saçlarına daldırmıştı. Bu hali nedense çok hoş görünüyordu şuan bunu düşünmemin sırası mıydı? Evet, gözümüz boşuna mı var Sedef?
"Lütfen ararsa söylemeyin." Boğazımı acıyla temizlemeye çalıştığımda susuzluk hissi artmıştı. "Su alabilir miyim?" Hemen başıyla onaylamıştı ve baş ucumda duran bardağa su doldurup uzattığında durdu. Kalkamayacağımı fark etmiş olmalı ki bardağı bırakıp önce beni dikkatli bir şekilde doğrulttu ardından bardağa uzandığında öyle yakındı ki kokusu tüm genzimi doldurmuştu yeri değildi ama kokusu ferahlatıcıydı. Acı baharatların şöleniydi bu!
Suyu yaklaştırdığında ise yavaşça alıp içtiğimde oldukça rahatladığımı hissetmiştim. "Teşekkür ederim." Hiç görmediğim sıcak ifadesiyle bakıyordu. Emindim ki bunun tek nedeni başıma gelenlerden dolayıydı. Yoksa Serdar Koraklı benimle böyle ilgilenmesi zor diye düşünürken kaburgalarımdan dolayı hastaneye götürdüğü zaman aklıma gelince düşüncelerime ferman çekmiş patronuma bakmaya başlamıştım. Utan biraz düşüncelerinden!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KIVILCIM| 18
Teen FictionMeğer aramızda olan bağ biz henüz hiçbir şeyin farkında olmadan oluşmuş. Öncesinde sonrasında her zaman bir kıvılcım bizi bir araya getirmiş ancak biz bunun farkında olmamışız. Hatta sırf farkında olmayalım diye gözümüze ateşten perdeler inmiş. Bir...