3

1.4K 529 544
                                    


SELAMM ORGANİK ŞEKERLERİMM YAVAŞ YAVAŞ BÜYÜYORUZ BAKIN BU OLDUKÇA MOTİVE EDİCİ BEĞENMEYİ UNUTMAYINNN😍
İYİ OKUMALAR...

3. BÖLÜM

Kara delik bir merkez olmuş beni içine çektiği o vakit kulağım duymaz dilim dönmezdi artık.

Kara bir merkezde olmayı ben istememiştim bu bana bahşedilmişti.

Duyduklarımın beni yanıltmakla kalmamış ne hikmetse kendimi utanmış olarak bulduğum bir an yaşamama neden olmuştu. Doğru duyduğuma emin olmak için etrafıma bakındım. Yüzüme haykıran adamın etkisiyle istemeden de olsa buz kesen bedenim onun buraya gelmesiyle de ayrıca gerilmişti.

Zihnim bir bilinmezlikle boğuşurken birkaç defa gözlerimi kıprtım ve ona bakıp birkaç defa yutkunurken ağzımdan dökülene engel olamadım. "Nasıl?" Bakışların beni bulmasına neden olmuştu bu söylediğim. Gözler beni bulduğunda refleks olarak bir adım gerilemiştim. Bakışları korkunç değil ancak keskindi. Gördüğüm kahve çekirdeğini andıran renginde soğukluk yutkunmamı sağladı. Bakışlarını üzerimde uzunca hissetmek gerilmeme neden oluyordu.

Adama bak be!

"Her şey anlaşılır." Ağzım bir açılıp bir kapanırken Serdar Bey'e sadece bakakaldım. Anlaşılan o ki duyduklarım doğru olsa dahi utanç duymak kaçınılmaz olmuştu. Diğerlerini bilmem ancak beni bu durumda görmesini istemezdim. Yüzümü buruşturdum. Kovulmadım ama halimden de memnun değildim. Kanlı canlı karşımda sol eli celinde beni izleyen adama baktım bir süre. Siyah takım elbisenin içinde ulaşılmaz görünüyor adeta zırhına kuşanmış gibi duruyordu.

Sen insansan burda muhattap olamadıklarım nedir? Sert çehresi sence de hoş değil mi Sedef?

Yüzümden silinmeyen şaşkınlık ifadesi oturmuş bir hayali kalıcıydı. Neye şaşırıyordum ki bu gün Koraklı ailesiyle epeyce bir muhabbet ettiğime şaşmadım buna mı şaşıracaktım! Ama şaşırıyordum çünkü Serdar Koraklı'ydı bu. Sahi ne işi vardı burada? Oysa tüm Koraklı ailesi de en az yarım saat önce gitmişlerdi. Anlam vermek bir hayli güçleşirken sorar gözlerle etrafıma bakındım kimseler kalmamıştı.

Ercan Bey desen hala şokta olmalı ki tepki vermiyordu. Bir Koraklı sözünün üstüne başka söz diyebilir miydi? O da ayrı bir mesleydi.

Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste! Yüzümde pek de hoş olmayan gaddar bir gülümseme yapışmıştı adeta.

Hiç bir şey demeden giden Serdar Bey'in arkasından bakıp bozulan sinirlerimle güldüm. Gerçi daha ne desindi ki beni bir yükten kurtarması yetmemiş daha büyük bir yükten de kurtarmıştı. Geç olsada kendine gelip patronuyla konuşma çabasına giren Ercan Bey'e bakıyordum ki ikisi de gözden kaybolmuşlardı.

Kızım ne yaşadın sen?

Huh! Sonunda üzerime kendi kıyafetlerimi geçirmenin verdiği mutlulukla ağır adımlarla personel çıkışından ilerliyordum. Saat de epey geç olmuştu. Neyseki pamuğuma fırsat bulup da haber vermiş zor da olsa uyumasına ikna etmiştim. Otobüs durağına geldiğimde kimseler yoktu halbuki saat o kadar da geç değildi. Yollar desen zaten ışıl ışıl saat fark etmeden aktıkça akan trafik vardı. Ancak belirli bir saatten sonra sefer aralığı artan halk otobüsünün geleceği yoktu. Beklemeye devam etmiş otobüs olmasa dahi taksinin gelmesini umut etmiştim.

Ne bitmez çilen var Sedef!

Ben bekleyedurayım ne gelen vardı ne giden. İyiden iyiye yorgunluk üstümde baskısını artırmış artık ayakta duramaz hale gelmiştim. En son evden çıkmadan önce kahvaltı masasında oturmamış mıydım? Sanırım yorgunluktan ağlayacak kıvama gelmiştim. Bir süre daha gelen olmayınca kaldırıma öylece çöktüm. Başımı dizlerime yaslarken otobüsün geleceği yöne bakıyordum. Göz kapaklarımın ağırlaşıp inmesine mi yanayım gecenin bir yarısı otobüs bekliyor olmama mı? Trafik de durağan bir hal almıştı nadir geçen arabaların farı gözlerimi yakıyordu artık. Direniyordum oldukça yaklaşan beyaz ışığa yüzümü buruşturup yerimden kalkmıştım çünkü tam önümde duran arabanın neden durduğunu anlamak istiyordum ki içindeki kişiyi görünce ne tepki vereceğimi bilemedim.

BİR KIVILCIM| 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin