6

1.1K 494 411
                                    

KIVILCIM tayfa ben geldimm 🖤 O zaman hadi okumayaaa 🌹


6. BÖLÜM

İstekleri doğrultusunda bir alamete doğru gidiyordu insanoğlu. Bu yolda gözlerini ne bürümüş olursa olsun kendi doğruları vardı.

Kendi duyguları.

Kimini kan bürümüştü kimini hırs.

Kimi şehvetiyle yanıyordu kimi şehvetin göremeyecek kadar sus pus olmuş çevresinde ona sunulanlarla savaşıyor. Bu yolda ne uğruna olursa olsun kim olduğunu unutanlar vardı.

Nasıl olduğunu da...

"Nasıl olur bu!" Genç adam gün boyu oldukça sinirli bir ruh halindeydi ve bu sinir onun bedeninde dinmek yerine körükleniyordu. Asistanı Burcu felaketin farkındaydı. Olabildiğince hatadan kaçınıyor olsa da patronu bu haldeyken ister istemez bocalıyordu. "Efendim size mail atmıştım ben." Haklıydı. Ancak genç adam dalgın olduğu kadar dikkatsizdi bu sıralar. Bir eli belindeyken diğer eli burun kemerini sıkıyordu. Derin bir nefes alıp bakışları ondan cevap bekleyen asistanını buldu. "Tamam Burcu çıkabilirsin." Sesini sakin tutup daha fazla oldukça çalışkan olan asistanını mağdur etmek istemedi. Bir süredir maillere de düzgün bakmamıştı. Oturduğun koltuktan utan Serdar!

Burcu odadan çıktığında derin bir nefes almış sivri topukluların üzerinde dik duruşunu bozmadan ilerledi. Sağ elindeki dosyaları sıkı sıkıya kavramış sol elini de gelişi güzel boyalı kumral saçlarına daldırıp ivme vermişti. Son saatlere doğru olduğundan en azından bu saatler sakin geçsin istiyordu. Bir defa daha sinirli patronunun gazabına uğramak istemiyordu.

Serdar ise sertçe masaya vurmuş birkaç kağıdın hareketlenmesini izlemişti. Boydan camın önünde akıp giden trafiği izledi. Akıp gidenlerin trafik değilde zihnince cirit atan düşünceleri olmasını diliyordu. Bir süre sonra da kendi kendiyle konuştu. "Neden?" Neden bu halde olduğunu merak ediyordu. Ruhu sızlıyordu. Her nefesi ona acı vermekle kalmayıp kalıcı izler bırakıyordu. Dahası sinirli olması için bir sebep yoktu o da biliyordu.

Anlamlandıramadığı bir istek vardı içinde onu sinirlendiren de buydu. Ne istediğini bilmiyordu. Uzun süredir doğrudan kendi evine gidiyor acı çeke çeke Sare'nin fotoğraflarıyla konuşuyordu fakat rüyasına ise personel kız giriyordu. Bu benzerlik oldukça canını sıkmıştı. Düşünmek istemiyordu, sırf böyle öfkeli olmamak için ne Sare'i ne de o kızı ancak Sare bir an olsun aklından çıkmazken onu düşünmemeyi istiyor olması da öfkelenmesine etkendi. Dahası o kız da geliyordu bu benzerlikten ötürü aklına haliyle daha büyük bir etkendi. İyice dengem şaştı!

"Baba hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?" Akın babasına öfkeyle harmanlanmış hüzünle baktı. Babasının onu hiç anlamadığını düşünüyordu fakat yanılıyordu. İdrak etmek için çabalamıyor her şeye yüzeysel yaklaşıyordu. Babası oğlunun bu halini görmek istemiyordu. Talihsiz o olaydan önce de sonra da oğlunun her geçen gün hırçınlaştığını görmüştü. Tek oğlunun da bu şekilde yıpranmasını istemiyor yeğeni Serdar'a düşman olmasını hiç istemiyordu.

"Anlıyorum seni oğlum sanma ki anlamıyorum. Her şeyin farkındayım evladım. Geçtiğin bu yollardan ben de geçtim fakat olmuşla ölmüşe çare yok. Eğer öyle olsaydı ben de anneni geri getirebilmek için her şeyi yapardım."

Akın'ın duyduklarıyla kalbi sıkışmıştı. Babasının gözünde gördüğü hüzün de ayrıca canını yaktı. Onun annesine nasıl bir aşkla bağlı olduğunu biliyor hissediyordu. Babası kadar dik duramıyorsa bunun nedeni sevdiği kızın bir başkası yüzünden öldüğünü biliyor olmasıydı. Bu nedenle Serdar'ı asla affetmeyecek her daim suçlayacaktı dahası gözlerinde gördüğü acıya rağmen.

BİR KIVILCIM| 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin