11.Bölüm

521 75 70
                                    

Önceki bölüm

Esir, Damion'a baktığında kendisine gülümsediğini gördü. Ayrıca elleri nazik bir şekilde başını okşuyordu. Lideri olarak takip ettiği adam, ona yardım etmezse ölse daha iyiydi.

-Kararımı verdim! Onu...
.
.
.
.
.
Esir, bir an cümlesini tamamlamayı bıraktı ve kendisine ilgiyle bakan Damion'a bakıp konuştu.

-Öncelikle bazı sorularım var.

Damion, kahramanın ne yapmaya çalıştığını anlamamıştı. Yine de ilgiyle konuştu.

-Devam et. Dinliyorum.

Esir, biraz tereddüt ettikten sonra konuştu.

-O bir köle gibi görünüyor. Yakın zamanda da ben de köleydim. Acaba kölelerden mi hoşlanıyorsunuz? Yani ikimizi neden aldın? Ayrıca ikimize neden farklı muamele yapıyorsun?

Damion, kısa bir süre şaşırsada gözleri parladı. Beklediği gibi Esir akıllıydı. Akıllı insanları severdi.

Damion, biraz düşündükten sonra gülümsedi ve konuştu.

-Hayır, kölelerden hoşlanmıyorum. Sen ve ben aynı yerden geliyoruz. Fakat piyon, başka bir yere ait. Ayrıca, sen akıllısın, o değil. Onu normalde almazdım. Fakat bana yalvardı. Sonuçta merhamet ettim ve aldım. Yine de kötü niyetleri olduğunu fark ettim.

Esir, başını salladı. Az çok anlamıştı. Liderin merhameti büyüktü. En kötü durumda olan kişilere yardım ediyordu. Fakat piyon isimli köle kötü niyetlere sahip olduğu için onu kendisinden uzak tutmaya karar vermişti.

-Anlıyorum. Fakat kötü niyetlere sahip olduğunu nasıl fark ettiniz? Bana oldukça acınası göründü. Elbette ben de acınasıyım ama...

Damion, Esir'in ağzını kapattı ve derin bir iç çekip konuştu.

-Bak, piyon ve sen bir değilsiniz. İkiniz de farklısınız. O aranan bir suçlu. Onu öldürürsem fayda sağlarım. Tabi ben de iyi biri değilim. Burada çıkarlarım söz konusu.

Esir, bir an şaşkınca baktı. Başını eğdi ve biraz düşündü. Lideri olarak takip ettiği adamın çok da iyi biri olmadığını biliyordu. Çıkarları için kendilerini almıştı. Fakat...çıkarı için....kendisini de öldüreceği anlamına gelmiyor muydu?

Esir, Damion'un onu yanında tutmasının nedeninin akıllı biri olduğu için olduğunu biliyordu. Ayrıca işe de yarardı. Diğeri ise hem aptal hem de işe yaramazdı.

Payon, Esir ve Damion arasında ki konuşmanın dilini bilmiyordu. Sadece sessizce dinliyor ve karar vermelerini bekliyordu. Ona göre Damion, sadece eğleniyordu. Teklifini kabul edecekti.

Damion, Esir'in aklından geçenleri az çok tahmin etti ve konuştu.

-Bak, gerçekten de iyi biri değilim. İnsanları ve canavarları öldürdüm ve kandırdım. Fakat benim de keskin sınırlarım var ve bu şey, sınırlarımı geçmek istiyor. Beni anlıyor musun?

Esir, biraz düşündü. Damion'un sınırları neydi? Bu piyon isimli kişi ne istiyordu?

-Bana biraz daha ayrıntılı bir şekilde açıklayabilir misin bay Junhai?

Damion, geniş bir şekilde sırıttı. Eğleniyordu. Kahramanın ne yapacağını merak ediyordu. Yani aslında kahramanı deniyordu. Hiçbir zaman takipçilerine güven duymamıştı. Ayrıca kahramanları da sevmiyordu. Hepsi kibirliydi. Şanslarına güvenirlerdi.

Damion, şansları sayesinde elde ettiklerinden övünen kahramanları itici buluyordu. Onlar güvenilmez ve sorunlu varlıklardı. Fakat bir yandan da aynı şansa sahip olsaydı kendisinin de aynı şeyleri yapacağını düşünüyordu. Kendisini de itici bulduğu zamanlar olmuştu.

Nameless [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin