14.Bölüm

210 33 2
                                    

Gözlerini zorla açtığı yer aynı karanlıktı. Zorla getirildiği yerde güneşin yokluğu günü ve geceyi ayırt etmesini esir tutulduğu yerde ne zamandır var olduğunu hesaplamasını engelliyordu. Gıcırdayan, pirinç karyolayının üzerinde kalktı. Kuru bir yatak ve üzerinde eski bir battaniye vardı. Battaniyeyi üzerinden kaldırdı Uyurken üzerinde birşey yoktu. Kendisini kaçıran adama güneşi görebilmek için yalvarmıştı. Cevap ise sahip olduğu tek ışığın alınıp götürülmesiydi. 

Bacaklarının arasından süzülüp, yer yer kurumuş kan lekelerini gördü. Regli olmuş olmalıydı. Her ayın neredeyse anı günlerinde regli olduğunu bilirken neredeyse 20 gündür orada olduğunu hesapladı hemen. Yaklaşık yirmi gün... Yaklaşık 480 saat. Odasının kapısı açıldığında bacaklarını poposunun altına doğru kıvırıl yatağın köşesine doğru çekildi. 

" Uzun zamandır uyuyorsun." Dedi adam. Elindeki feneri, yatağın dibinde yerde bıraktı. İçinde bulunduğu küçük oda aydınlanırken kendisini kaçıran adamın yüzünü gördü Dina. Elleri kucağında adamın yüzüne bakmaktan kaçınarak " Tampon' a ihtiyacım var." dedi. 

" Hala benimle inatlaşıyorsun Dina. Birşey isteyeceksen nasıl söylemek geektiğini sana anlattım." Dedi Adam. 

" Lütfen! Temizlenmeye, temiz kıyafetlere ve tampon' a ihtiyacım var Maxwell." Dedi Dina. Adam elini dizine koyduğunda bütün bedeni korkuya titredi. 

" Zamanla bende korkmayacaksın." Dedi adam. Dina' nın dizini okşadıktan sonra elini çekip ayağa kalktı. " Ayağını çözeceğim." Köşedeki kapı banyoya açılır. Sıcak su akıyor. Sen yıkanırken ben rica ettiğin şeyleri getiririm. Artık benimle konuşak konusunda ketumluk etmeyeceğine inanıyorum." Dedi. Dina yüzüne bakmadan " Evet efendim." Dedi. 

" Güzel." Diye mırıldandı adam. Cebinden çıkardığı anahtarla Dina' nın ayağındaki kelepçeyi açtı. Kadının eli yaralanmış ve yer yer mormarmış ayak bileğine gtmişken " Karşı koymak ve direnmek yerine beni dinlemeliydin. Zarar görmen beni üzüyor Dina. Kendine daha fazla zarar vermemlisin." Dedi adam. Feneri bıraktı ve odadan çıktı. 

***

Adamın ayağına bağladığı kelepçeyi çıkarmış olmasına ilk önce inanamadı. Yüzyıllardır oradaymış gibi hissettirdiği kesin. Çok sıkmamasına rağmen birçok kez çıkarmayı denemesinden ve ayakbileğini zorlamasından ötürü ardında morluklar ve yara izleri bırakmışı. Maxwell' in öfke nöbeti sırasında adam öldüren birinden çok daha derin psikolojik sağlık sorunları olduğunu üzerinde kurmaya çalıştığı mutlak hakimiyet isteği ve beklediği boyun eğişten anlıyordu genç kadın. Odayı aydınlatan lambayı yemek yemesi için konan küçük masanın üzerine koydu. Maxwell' in ziyaretleri sonrasında genellikle karanlığıa bürünürdü hapishanesi. Adam getirdiği ışığı beraberinde götürürdü. Altı yedi metre kare olamayacak kadar küçük bir yerdeydi. Duvarlar temiz ve beyazdı. Yerler temizdi. Görünürde onu izleyen bir kamera yoktu. Sesini duyduğu havalandırmanın yerini şimdi görebiliyordu. Klozet ve yanındaki küçük bir lavabo vardı. 

Yarım yamalak hatırladığı ilk birkaç gün odanın içinde bir onaya bir buya yürümüş, özgürlüğü çalan adama kendisini bırakması için yalvarmıştı. Ardından onu dinleyip ne istediği amacının ne olduğunu öğrenebilmek için sessiz kalmayı denedi. Katilin adı Rob değil Maxwell' di. Kendini böyle tanıtmıştı. Sessizliği karşı tarafta ona karşı bir güven duygusu uyandırırken Dina, kaçmak için en doğru anı beklemeye karar vermişti bile. Onunla ancak ruhuyla savaşabilirdi. 

" Sana havlu ve istediğin diğer şeyleri getirdim." Dedi Maxwell. Havalandırmaya dalgın dalgın bakarken kapının açıldığını duymamıştı. Getirdiklerini yatağın üzerine baraktı ve " Beni tanıdıkça neden seninle birlikte olmak istediğimi, ikimiz hakkındaki düşüncelerimin ne denli doğru doğru olduğunu göreceksin. Sen ve ben hayatındaki en dürüst ilişkiyi kuracağız Dina." Dedi ve kadının hemen arkasında, dibinde durup ellerini çıplak omuzlarına koydu. Dudakları kulaklarına o kadar yakındı ki. Dina nefesini tutup bekledi. ' Tanrım Lütfen bana zarar vermesin.' 

Uzun Boylu, Esmer AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin