11.Bölüm

279 38 1
                                    

Beyaz ışığa boğulmuş bir odada gözlerini açtı Dina. Gözlerini tekrar kapatıp " Lanet olsun." Diye mırıldandı. Hastanedeydi. Martin' in onu arabada kucağında taşıdığını, hastaneye giden yolda önden giden polis arabasının siren sesini hayal meyal hatırlıyordu.

" Dina, canım." Annesi yanındaydı.

" Annem." Derken ellerini gözlerini siper edip açtı.

" Uyanmana sevindim canım. Babana ve Martin' e haber vereyim." Dedi ve odadan çıktı Eppie. Birkaç saniye sonra Martin, Erhan ve Eppie sırayla içeri girdiler. Martin' i itmiş, kusmuş ve ardından kendini kaybetmişti. Bilinci zaman zaman gelip gidiyordu. " Özür dilerim." Dediğinde Martin elini tutmuş yatağın kenarına, yanına oturdu.

" Bebeğim bizi çok korkuttun." Dedi Erhan. Kızının yanındaki diğer yanında ayaktaydı.

" Baba ben iyiyim. Sadece buraya gelişim biraz bulanık." Dedi genç kadın.

" Kustuktan sonra bayıldın, seni hastaneye getirdik. Tansiyonunun çok düşük olduğunu söylediler." Dedi Martin. Dina adamın elini sıkıca kavradı ve " Teşekkür ederim." Dedi. Annesi ve babasının iyi olduğuna inanması için doktorun Dina' yı kontrol etmesi ve genç kadının neredeyse on dakika dil dökmesi gerekti.

" Seni birkaç saat sonra taburcu edeceklermiş. Dina, bayılmadan önce Louise görmek istiyordun, hatırlıyor musun?" Diye sordu Martin. Genç kadın yaşadığı karşılaşmanın her anını hatırlıyordu.

" Evet. Sanırım birkaç şey hatırladım ve onu söylemem gerektiğini düşündüm." Dedi genç kadın. Martin' in bakışlarında şüphe vardı. Yüzünü inceliyor ve kadın her ne saklıyorsa anlamak için çabalıyordu. " Martin Louise iyi bir polis. Bana saldıran adamın elinde bir dövme gördüğümü hatırladım ve söylemem gerektiğini düşündüm. Bu paranoyadan bir an önce kurtulmalıyım. Yoksa hızla tükeneceğim. Şu manyak herifin bir an önce bulunmasını istiyorum." Dedi. Martin' in kendisine inanmadığını anlamak Dina için güç değildi. Elini bırakıp ayağa kalktı ve " Louise dışarıda uyanmanı bekliyordu. Çağırayım." Dedi ve odayı bir hışımla terk etti.

" Hey Didi." Diyerek gelen Louise. Gülümseye çalışıyordu ama Louise' de Dina2 yı seven herkes gibi çok endişeydi.

" Louise lütfen yaklaş." Dedi Dina. Louise kadının yattığı yatağın dibindeki sandalyeye oturdu. " Ben onu gördüm Louise. Kimseye söyleyemeyiz. Kimse bilmemeli." Dediğinde Louise neredeyse küçük dilini yutacaktı. " Dina! Bu ne demek?" Dedi ve ayağa fırladı.

" Sakin ol. Otur ve beni dinle. Senden başka güvenebileceğim kimse yok. Aileme ve Martin'e zarar verebilecek kadar manyak bir herif var peşimde." Dedi genç kadın. Louise birkaç kez konuşmak için ağzını açtı ve kapadı. Odanın içinde ileri geri birkaç kez yürüdükten sonra sandalyesine oturdu. " Asıl aklımı ben kaçıracağım. Her şeyi anlatıyorsun." Dedi.

" Çalışıyordum, vermek için ayağa kalkmıştım. Martin' in ışığı yanıyordu pencereden onun salonuna doğru baktım. Sonra ön bahçeye bakmak istedim. Daha önce kurt indiğini biliyorsun. Sadece bakacaktım ama caddenin karşısında durmuş bana baktığını gördüm. Çok düşünmedim Louise. Babamın silahı portmanto duruyordu. Aldım ve çıktım. Silah kullanmayı bilmem ki ben. Sadece kurtulmak istedim. Yolun kenarından ormanın içene doğru ilerledi. Koşmuyordu Louise, on beş yirmi adım ilerimde hızla yürüyordu. Yüz yüze gelmek istiyordu. Adı Rob muş. İsmiyle seslendiğimde durdu ve bana döndü. Yüzünü görmedim. Ay ışığı sırtından vuruyordu ve yüzü karanlıktaydı. Ağaçların olmadığı küçük bir açıklığın ortasında duruyordu. Adam bir manyak, deli Louise bizim artık ortak olduğumu söyledi. Bundan böyle ikimiz birmişiz ve ortak olacakmışız." Dedi genç kadın.

Uzun Boylu, Esmer AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin