Uzun Boylu, Esmer Adam

21.Bölüm

Uyarı: Metnin içinde geçen yabancı cümlelerin anlamlarına sayfanın altından ulaşabilirsiniz. Seygiyle kalın.

Uzun Boylu Esmer adam

Dorian kadının atının üzerinde verilen komutları yerine getirişini izliyordu. Dina çabuk öğrenenlerdi. Karşısındaki manzara onu yine son zamanlarda sıkça kendini bulduğu düşünce denize itti. Dina Osmanoğlu' nun aşkını kazanmak nasıl olurdu. Bunca yalanı ve insanı geride bırakıp Dina' a aşık olmak nasıl hissettirir? Ajan Brandon ve Gabriel kadının hayatına hileyle dahil olmuştu. Biri ona yalan bir adam sunmuş diğeri ise zorla tutsak edip aşkına kavuşmak istemişti. Ne kadar başarılı olduklarını bilmiyordu. Dina önceki hayatına dair bir kez olsun konuşmak istememişti. Konudan söz açılacak olsun istemsizce kendini kapatıyor ve uzaklaşıyordu.

" Bu mükemmel." Gabriel kadının sesiyle olduğu zamana döndü. Penisi dar pantolonunun içinde zorluk çıkaracak kadar sertleşmişti.

" Çok iyi." Atın bakıcısı kadın ve atın yanında yürüyordu. Söyledikten sonra kadına çıkışı işaret etti ve " Telefon etmelisin." Diyerek koşar adım gitti. Karşısına çıkan insanları görecek hali yoktu. Ahırın boş tuvaletlerinden birine girip kapıyı kilitledi ve dar pantolonun fermuarını açıp penisini eline aldı. Gözlerini kapadığında Dina' yı eğerin üzerinde değil kucağında olduğunu hayal etti. Dina onu sürüyordu. Hafif süratle üzerinde oturup yavaşça yükseliyordu. Kolları boynundaydı ve sıcak nefesi adamın boynundaydı.

" Daha hızlı aşkım." Kadının kalçalarından tutup hızla indirip kaldırdığını hala ederken nefesi hızlıydı. Boynundaki damarlar tenini yırtacak gibiydi ve yüzü kıpkırmızdı. Nefesi tutmuş son hamleyi yaparken Dina' nın içinde, onun sıcaklığına kendini bırakmış olmanın verdiği hevesle şiddetle patladı. Bedeni titrerken kenini klozetin üzerine bıraktı. Bacakları, kolları ve dudakları tirtir titremekteydi. " Siktir." Daha önce böyle bir tatmin yaşamadığına yemin edebilirdi. Gözlerini açmak ve gerçekle yüzleşmek istemiyordu. Aciz bir sapık gibi bir Dina' nın , spor antremanını kendisini ayartmak için yapılmış bir pornografik bir gösteri gibi yorumladığı alçaklığını kabul edecekti. Gözlerini açtığında kendisine güvenen bir kadına ihanet etmiş adi bir adam olmanın sorumluluğunu üstlenecekti. Gerçekleri birkaç nefes kadar öteledi.

" Lanet olsun." Gözlerini açtı. Kendine duyduğu öfke şehvetiyle boy ölçüşemezdi. Bir parça tuvalet kadığı alıp temizlendi ve pantolununu düzeltip fermuarını çekti. Dina onu gördüğünde anlayacak mıydı? Kesinlikle hayır. Tuvaletten çıktığında yalnızdı. Dina'nın eğitildiği kapalı sahaya gitti. Başı öndeydi ve farkında olmadan elindeki kaskın kayışıyla oynuyordu. İçeri girdiğinde Dina' nın atından inmek üzerine olduğunu gördü. Adama çekilmesini söyledi ve basama basarken elini tuttu.

" Atı götürün." Dediğinde emri yerine geldi.

" Ona bayıldım." Diye heyecanla şakıyan kadının yüzüne baktı. Saf gülüşü ve ardından bedeninin bedenine çarpıp kollarını boynuna dolayışı adama bir hayli şaşırttı. Onu arzulayıp mastürbasyon yaparkenki adam değilmiş gibi elleri hava da kaldı ve bir an nereye koyacağını bilemedi. Oysa Dorian böyle bir adam olamazdı. O kendini beğenmiş, biraz kibirli ve umursamazdır.

" Sen iyi misin?" Diye sordu Dina. Dorian kadının çenesini parmağıyla hafifçe destekleyip kaldırdı. Dilini ıslatmak için yutkundu ve " İşle ilgili bir sorun. Eve dönmeliyim. Sen takılmaya devam et. Beni önemseme. Senin şu güzel gülümsem yüzünde eksik olmasın diye buraya geldik." dedi. Dina yanağına öperken birkaç saniyeliğine taş kesildi ve ardından kadını öylece bırakıp evine kaçtı.

Yolda yürürken kastını lanet okuyarak yere fırlattı. " Lanet olsun Gabriel. Senin yüzünden neyin içine düştüm ben." Diyerek ardı ardına küfür ederken öfkesi alevleniyordu. Geldiğini gören bir hizmetli kapıyı açtığında saki kapı hiç orada olmamış kapının ardındaki adam yokmuş gibi evine girdi ve odasına gitti. Penisine saran elindeki eldivenin derisi kirlenmişti. Çıkardığı gibi odanın bir köşesine fırlattı. Diğeri ise başka bir köşeye... Yatağın kenarına çökmüş elleri başını sıkıca tutmuşken " Nedir bu tanrım? Nasıl bir ironi? Neden hiç olmayacak bir yaratığa tutuluyorum." diye tanrıya yakındı. Duyduğu hissiyat karnını sürekli saplanan ve bağırsaklarını düğümleyen keskin sancılardan bile beterdi. Dina Osmanoğlu onun Lilith' iydi.