Beğenip yorum yapın lütfen😼
"Ben hâlâ Japonya'ya gittiğine inanamıyorum. Belki rüyadayızdır, olamaz mı?"
Çok heyecanlı ve mutlu olduğum için kendimi tutamayarak kalabalık otobüsün içinde minik bir kahkaha attım.
İnsanlar bana dönünce gülmemi kestim ve hızlıca birkaç kez başımı eğip özür dileyerek geri telefona döndüm.
"Otobüstekilere rezil olmadan inersem çok güzel olacak."
"Bana oradan manga getirmezsen gerçekten bozuşuruz. Ah, bir de istediğim boyalar! Onları da getir, lütfen!"
"Daha yurda bile gitmedim... Biraz sakinleş. İstediklerini sana kargoyla yollayacağım."
İnmem gereken durağın ismi otobüste anons edilince telefonu omuzumla kulağım arasına sıkıştırarak 2 valizimi elime aldım ve çantamı da tek omuzuma takarak zar zor otobüsten indim.
"Otobüsten indim, seni daha sonra ararım olur mu aşkım?"
"Yuh! Ayy aşırı heyecan yaptım, sanki giden kişi benim! Sonra konuşuruz, görüşürüüz!"
Ben kapatmadan telefon kapanınca telefonu cebime koyarak etrafa baktım.
Japonya'nın en kalabalık şehirlerinden birindeydim.
Tanrı bana yardımcı olsun.
.
15 dakika sonra yurdun yakında olduğuna emin olsam bile bir türlü bulamayacağımı anlayınca birine sormaya karar vererek durdum.
Valizleri kaldırımın kenarına çekerek yolun kapanmasını engelledim ve kaldırımdan geçenlere baktım.
O sırada hemen önümden kulağında kulaklık, altında şort ve spor taytı giyen bir erkek geçti.
Daha fazla uzaklaşmadan omuzunu dürttüm. Ama durmadı.
Fark etmemiş miydi?
Birkaç adım atarak bu sefer kolunu tuttum, "Bakar mısınız?"
Adım atmayı kesti ve kulaklık tekini çıkarıp kafasını bana çevirdi, "İstemiyorum."
Gözlerim şaşkınlıkla aralandı, "Anlamadım?"
"Broşür istemiyorum."
"Broşür mü?"
"Reklamcı değil misin?"
Kendimi baştan aşağı süzdüm, o sırada o da beni süzerek geri bana baktı.
"Reklamcı gibi mi gözüküyorum, beyefendi? Elimde broşür mü var? Broşür görüyor musunuz?"
Anlık sinirimi beklemiyor olacak ki gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Affedersin, ben seni reklamcı sanmıştım."
"X yurdu nerede biliyor musunuz?"
"X yurdu mu?" tekrar beni süzdü, "Sen öğrenci misin?"
"Yok, öğrenci sapığıyım. Gidip yurttaki öğrencilerin kapılarını çalacağım."
Vücudunu tamamen bana döndürdü ve diğer kulaklığını da çıkararak ellerini ceplerine koydu. "Biraz sinirlisin sanırım. Daha kibar olsan?"
"Ya bakın valizlerim şurada..."
Ellerimle valizlerimin olduğu yeri işaret edip başımı oraya çevirdim.
"Ben orada valiz görmüyorum ama-"
"VALİZLERİM!"
"İyi misi-"
"HASSİKTİR VALİZLERİM NEREDE AMINA KOYAYIM?!"
"Hangi dil bu? Daha az önce Japonca konuşmuyor muyduk biz?"
Telaşla bizden sadece 5-6 adım mesafede olan valizlerimi bıraktığım yere ilerledim. "Valizlerim buradaydı!"
"Valizin olduğuna emin misin?"
Hemen yanımda durmuş bana bakan horoza benzer saçı olan adama baktım. "Pardon da sen bana şizofren mi demeye çalışıyorsun?!"
"Ne alaka ben öyle-"
"Kesin hırsız çaldı!"
Sinirle ellerimi saçlarıma attım, "Kesin Lena'nın nazarı! Kesin nazar değdirdi bana!"
"Hangi dil bu ya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo x Reader (Haikyuu x Reader)
FanficTürkiye'de okuyan, egzersiz ve spor psikolojisi üzerine yüksek lisans yapan Naz, üniversitesindeki bir proje ile Japonya'ya gider. Orada hem okuyup hem de bir takımın yanında stajyer olarak çalışacaktır.