Kuroo x Reader (Haikyuu x Reader)

Ev gibi

Beğenin lütfen 🔪

Yorum da atın

Işıkların yanıp, Hinata, Shoyo ve Atsumu'nun aynı anda bağırması ile Kuroo benden bir adım uzaklaştı.

Teni tenimden ayrıldığı an gözlerimi kırpıştırarak önce ona, sonra salona baktım.

Sadece birkaç saniyeliğine bile olsa öyle bir anın içine çekilmiştik ki, nerede olduğumu unutmuştum.

Yutkunarak salona girdim, "Teru! Doğum günün kutlu olsun aslanım!"

Teru gülmekle şaşkınlık arasında kalmış bir ifade ile bize bakıyordu. "Yok artık..."

"Dostum."

Kuroo'nun sesi ile herkes sustu, Teru ona döndü.

Kuroo sarılmak ister gibi kollarını iki yana açtı. "Doğum günün kutlu olsun."

Saniyeler geçti, herkes heyecanla Teru'ya bakarken saniyeler geçmesine rağmen Teru kıpırdamadı.

Yüzümüzdeki heyecan ve mutluluk endişeye dönüşürken birbirimize bakmaya başladık.

Lora bile bunu beklemiyor gibiydi. Ağızı hafifçe aralanmış, ne diyeceğini bilemez gibi Teru'ya bakıyordu.

O an Teru, Kuroo ile arasındaki 2 adımlık mesafeyi hızlıca kapayarak kollarını ona sardı. "Aptal herif seni."

Kuroo üstündeki şoku atlatıp Teru'nun sarılmasına karşılık verdi. "Hiç barışmayacaksın sandım oğlum... Özür dilerim."

"O ZAMAN!"

"PARTİ!

"BAŞLASIN!"

.

"Kuroo ile lisede maç için ilk karşılaşmamızda içimden onun tam bir horoz olduğunu düşünmüştüm!"

Hinata kahkahalar atarak elindeki kadehi Kageyama'nın kadehine vurdu.

"Atsumu, çok fazla içiyorsu-"

"Osamu! Annem gibi konuşmayı bırak!"

"Osamu diyince aklıma nedense popo geliyor. Ama insan vücudunda olan popo değil, popo kelimesi."

Kenma ilk başta "Ben içmem" demesine rağmen ona zorla içirmişlerdi ve 2 kadehten sonra sarhoş olmuştu.

Ne dediğini bildiğini sanmıyordum.

Suna saçlarını karıştırarak geriye doğru yatıp tamamen yere uzandı. "Uyuyorum ben. Susmazsanız kafanıza voleybol topu geçer."

Tam karşımdaki şişeyi elime alarak birkaç yudum aldım.

İçmeye devam edeceğim sırada biri şişeyi elimden zorla aldı. "Naz, çok içtin."

Başımı çevirdim, "Kuroo?"

"Çok içtin diyorum, yeter bu kadar."

"Ha? İçmek mi? Su içersek çok mu içmiş oluyoruz?"

"Hayır, olmuyoruz."

"Suyu versene o zaman..."

Elindeki şişeye doğru uzandığım sırada kendisi de gittikçe geriye doğru yattığı için en sonunda onun üstüne tamamen uzanmış oldum.

"Üstümden kalkacak mısın?"

"Suyu versene."

"Bu kadar sarhoş olacağını tahmin etmeliydim..."

Önüme düşen saçlarımı üfleyerek yüzümden uzaklaştırmaya çalışırken Kuroo elini kaldırıp saçlarımı geriye attı.

"Sarhoşken insanlar doğruyu söyler."

"Öyle mi? Nereden öğrendin?"

"Herkes bilir bunu."

"Ben bilmiyordum."

Gülümsedi. "Ben yakışıklı mıyım?"

Bir süre ona baktım. Gözlerim bulanıklaşmaya başlayınca kaşlarımı çatarak yüzüne biraz daha yaklaşıp yüzünü inceledim.

Gözleri dudaklarıma kaydığında iki elimi de aynı anda yanaklarına çarptım. "Tam bir horozsun! Horoz Kuroo!"

"Ne?" şoka girmiş gibi gözleri büyüdü.

"Yakışıklı horoz!" gülmeye başladığımda daha fazla başımı yukarıda tutamayıp göğüsüne dayadım.

"Gitsek mi? Fazla sarhoşsun."

"Sarhoş değilim, valla! Hem ben Lena'yı arayacağım, anlatacağım!"

"Neyi anlatacaksın?"

"Seninle az kalsın öpüşeceğimiz anı! O zaman kalbim çok hızlı attı! Lena'ya anlatırsam kesin o da çok heyecanlanır!"

"Naz! Ben Türkçe anlamıyorum. Japonca konuş."

"Hm? Ne? Zaten Japonca konuşmuyor muyum?"

Kuroo kaşlarını çatarak doğruldu. Bununla birlikte üstünde olan ben de doğruldum. Bu sefer kucağında oturuyordum.

Gözlerini gözümden ayırmadan elbisemin eteğini hızlıca düzeltti.

"Güzelim, ben Türkçe anlamıyorum. Japonca konuşsana."

"Zaten Japonca konuşuyorum ya!"

"Heh! Az önce konuşmuyordun. Ne dedin az önce?"

"Zaten Japonca konuşuyorum ya dedim."

"Ondan önce! Türkçe konuşurken!"

Bir süre düşündüm, "Hatırlamıyorum!"

Kendisi hayal kırıklığı ile omuzunu düşürürken ben gülümseyerek kollarımı boynuna sarıp ona sarıldım.

"Ne yapıyorsun?"

"Uykum geldi."

"Uyumak mı istiyorsun? Seni odalardan birine götüreyim mi?"

"Böyle uyuyacağım."

"Böyle mi? Bana sarılırken mi?"

"Parfümün ne?"

"Ne?"

Burnumu boynuna yaklaştırarak derin bir nefes aldım. "Kokun... Çok rahatlatıyor. Şey gibi..."

"Ney gibi?"

"Ev gibi."