Kuroo x Reader (Haikyuu x Reader)

Kahkaha

Beğenin lütfen 🔪

YORUM DA ATIN

"YUH! NE? O ÇOCUK SENİN TAKIMDAN MIYMIŞ?"

Lena'ya Kuroo'nun da takımdan olduğunu ve ilk gün olan her şeyi detaylı bir şekilde anlatmıştım. Kendisi ise şoktan şoka giriyordu.

"Bağırma, kulağım şişti."

"Kızım sen de şaşırsana biraz! Bak ben sana kısmetin diyordum, valla kısmetin o! Kısmetin değilse Lena değilim!"

"Ne kısmeti ya? O horoz kafa mı kısmetim?"

"Horoz mu?"

Kahkaha atmaya başlamıştı.

"Bana öfkeli valizci diyor!"

"NE?!" kahkahası daha da büyümüştü.

.

"Günaydın koç."

Koç filenin yüksekliğini ayarlarken çantamı kenara bırakıp ona yardıma gittim. "Günaydın Naz, nasılsın?"

"İyiyim siz nasılsınız?"

"İyiyim ben de."

Salonun kapısı hızlıca açıldı. "İster inan ister inanma portakal, Kenma'nın oyununda senden daha ilerideyim."

"HAYIR! KENMA, KUROO YALAN SÖYLÜYOR DEĞİL Mİ?"

"Hayır, sen bok gibi oynuyorsun Shoyo."

"Sikeceğim oyunu, sabah sabah başım şişti yeter be!"

En önde Kuroo ile Hinata, onun arkasından oyun oynayan Kenma ve onun arkasından da Kageyama içeri girdi.

"Günaydın koç! Günaydın Naz!"

Hinata dünkü gibi neşeliydi. Çantasını kenara bıraktığı gibi toplara koştu.

Kageyama da çantasını bırakıp onun peşinden gitti. O ikili genelde birlikte çalışıyorlardı.

Antrenman saati daha gelmediği için Kenma direkt kenara çöküp oyuna devam etti.

Koçun bana verdiği görevlerden biri olan sulukları doldurma işine başladım. Suluk kutusunu alarak sahanın en ucundaki su doldurma yerine gittim ve yere çökerek suları doldurmaya başladım.

Daha 1 dakika geçmeden biri tam yanımda durdu.

"Günaydın."

Bu Kuroo'ydu.

"Günaydın."

"Nasılsın?"

"İyiyim, sen?"

"İyi."

Bir şey demedim. O da sessizce durmaya devam etti.

"Yurt odan güzel mi?"

"Yani, idare ediyorum."

"Okulun peki? Gidiyor musun?"

"Haftanın 2 günü, o da çarşamba ve perşembe."

Tüm sulukları doldurup kutuya koyduktan sonra ayağa kalktım.

"Yarın gelmeyecek misin yani?"

Diğerlerinin yanına ilerlerken gülümsedim, "Neden, beni mi özlersin?"

"Yo, merak ettim sadece."

"Geleceğim, sadece biraz daha geç."

"Anladım."

.

"Bu Hinata var ya! Lisede çok yaramazdı!"

Noya kahkaha attı, "Herkesten gizli eğitim kampına gittiği zamanı hatırlıyor musunuz? Koçların hepsi kızmıştı!"

"Sonra da orada eğitim almamasına rağmen bir sürü şey öğrenip geri gelmişti velet."

Kuroo gülmekten yaşaran gözünü sildi ve dirseği ile beni dürtüp Noya, Hinata ve Kageyama'yı işaret etti.

"Bu 3 salak var ya... Bu salaklar..."

Gülmekten konuşamıyordu. Bu hâline istemsizce ben de güldüm.

"BU SALAKLAR BENİM LİSEMİN OLDUĞU  ŞEHİRE GELDİKLERİNDE NORMAL BİR ELEKTRİK DİREĞİNİ TOKYO KULESİ SANMIŞLARDI!"

Kuroo daha fazla dayanamadı ve kahkahası büyürken geriye doğru düşerek yere tamamen uzandı. Hâlâ gülüyordu.

Atsumu ve Teru'da onun gelmesine eşlik ederken Noya, Hinata ve Kageyama bir şey diyememişlerdi.

"Çocuklar! Götünüzü kaldırın da çıkın artık!"

Suna ve Osamu zaten çoktan hazır oldukları için direkt kalkıp salondan çıktılar. Atsumu, Teru, Noya da onların ardından çıktı.

Diğerleri de onların ardından çıkarken Kuroo daha yeni yeni sakinleşmeye başlamıştı.

Ayağa kalkarak üstten ona baktım, elimi uzattım.

Bir süre elime baktı ve elimi tutup kalktı.