Beğenin lütfen 🔪
Yorum atınca götünüze mi giriyor arkadaşlar
Antrenman bittiğinde herkes yavaş yavaş toparlanıp çıkmaya başlamıştı.
"Hoşçakalın çocuklar. Naz, kapıyı kilitlemeyi unutma."
"Hoşçakalın koç!"
"Unutmam koç."
Hinatalar, Atsumular ile çıkınca salonda bir tek Teru, ben ve Kuroo kalmıştık.
Teru yere çömelmiş çantasını toplarken en sonunda çantasını omuzuna taktı ve bize çok kısa bir bakış atarak kapıya yöneldi.
Kuroo bunu görmemişti çünkü kendisi çantasını toparlamak ile meşguldü.
Sinirle ayağına tekme attığımda kaşlarını çatarak bana baktı, "Ne oldu?"
Çenem ile neredeyse kapıdan çıkmak üzere olan Teru'yu işaret ettim.
Kuroo derin bir nefes alarak çantasını omuzuna taktı, "Tamam, çıkınca konuşacağım."
"Peki."
Kuroo kapıdan çıkınca ben de hemen peşinden çıktım. Teru bahçenin çıkış kapısına kadar gitmişti.
"Teru!"
Kuroo'nun sesi ile Teru çıkış kapısından çıkmadan bize döndü.
Kuroo yanına kadar gidince ben de peşinden gittim.
Tam karşısında durduğumuzda Teru birkaç saniye bana bakıp Kuroo'ya döndü. "Bir sorun mu var?"
"Ben şey diyecektim..."
"Ney?"
"Ben dün için-"
"Takma kafana ya. Sonuçta yavşağın önde gideniyim, değil mi?"
Onları sadece 1 haftadır tanıyor olmama rağmen Teru'nun sesinin çok soğuk olduğunu ve daha önce hiç bu kadar soğuk olmadığını anlamıştım.
Kuroo'nun yüz ifadesi bile tamamen değişmişti, içinden kendine küfürler ediyor olmalıydı.
Lafa girersem belki daha iyi olur düşüncesi ile ben konuşmaya başladım. "Dün Kuroo biraz sinirliydi, sana patlamış olmalı. Değil mi Kuroo?"
"Kuroo hiçbir şeye sinirli değildi."
Teru hafifçe gülümserken başını yana eğip bana baktı. "Yıllardır tanıdığım insanı benden daha iyi mi bileceksin, Naz?"
"Ben öyle demek istemedim. Sadece, kendisi sana dediği şeyden dolayı pişman."
Kendimi anasınıfına giden çocuğumu savunuyor gibi hissediyordum. Kuroo'nun konuşması için dirseğimle onu dürttüm.
Teru'nun bu kadar soğuk olmasını benim gibi bekleniyor olmalıydı, şoka girmiş gibiydi.
"Kanka ben gerçekten dün bir anlık sinirle öyle dedim. Yoksa sana öyle demem biliyorsun."
Teru hafifçe güldü, gülerken aynı zamanda inanmaz gibi başını aşağı yukarı sallıyordu.
"Tabii canım, sen kim bana yavşak demek kim..."
Dudakları düz bir hâl aldı, "Yarınki antrenmanda görüşürüz."
Arkasını dönüp bahçeden çıktı, birkaç saniye sonra ise arabasına binip gaza basarak uzaklaştı.
Kuroo ile öylece kapıya bakıyorduk.
Biz az önce ne yaşamıştık?
Tamam. Kuroo'nun, yıllardır tanıdığı yakın bir arkadaşına ciddi bir şekilde yavşak diyip üstüne yürümesi gerçekten hoş değildi.
Hatta bunu yakın bir arkadaşım yapsa ben de hemen affetmezdim.
Ama... Her zaman güler yüzlü ve enerjik olan Teru'yu böyle görmek alışık olmadığımız bir durumdu.
Özellikle Kuroo için.
Başımı Kuroo'ya çevirdim, hâlâ kapıya bakıyordu.
Kolunu sarstım, "Kuroo."
İrkilerek bana döndü, "Hm?"
"Gidelim."
Sadece başını sallamakla yetindi.
Birlikte arabaya bindiğimizde yurduma doğru sürmeye başlamıştı.
"Teru'nun gönlünü alman gerek. Sana gerçekten kırgın. Ve haklı."
"Biliyorum..." sesi düşünceli geliyordu. "Bir şekilde gönlünü alacağım. Hem o sarı kafalı limon bizimle uzun süre konuşmadan duramaz."
İç çekerek başımı cama çevirdim, "Umarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo x Reader (Haikyuu x Reader)
Fiksi PenggemarTürkiye'de okuyan, egzersiz ve spor psikolojisi üzerine yüksek lisans yapan Naz, üniversitesindeki bir proje ile Japonya'ya gider. Orada hem okuyup hem de bir takımın yanında stajyer olarak çalışacaktır.