Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
1 hafta sonra:
Kuroo ile buluşmak için 1 saat boyunca hazırlanmış, mutlu bir şekilde dışarı çıkmıştım.
Ta ki bu sahneyi görene kadar.
Kuroo buluşacağımız kafede bir kız ile oturuyor ve gülümseyerek konuşuyordu.
Ben ise kafenin dışında beni göremeyecekleri bir yerde onları izliyordum.
Tamam, moral bozmamak gerekiyordu. Belki de sadece bir arkadaşıydı?
Sen de sadece arkadaşısın.
Kes sesini.
Önüme düşen perçemlerimi düzelttim ve derin bir nefes alarak kafeye ilerlemeye başladım. O sırada Kuroo'nun karşısında oturan kız ayaklandı ve Kuroo'ya veda eder gibi bir şeyler yapıp kapıya yöneldi.
Kafe kapısını açtığım an kızla karşı karşıya geldim.
Hafif morumsu saçları ve güzel bir fiziği vardı.
Güzeldi.
Kızın yüzündeki gülümseme yüzünden hiç eksilmedi, "Çekilir misiniz?"
"Ah, tabii. Pardon."
Kenara çekilip geçmesine izin verdim. Kafasını teşekkür edercesine hafifçe sallayıp kafeden çıkarak uzaklaştı.
Kafeye girip Kuroo'nun oturduğu masaya, tam karşısına oturdum.
"Hoşgeldin."
Gülümseyerek bana bakıyordu ama benim şu an gülümseyecek bir moralim yoktu.
"Merhaba."
"Teru ile barışmak için aklımda bir fikir var."
Bir şey demedim, o ise konuşmaya devam etti.
"Yakında doğum günü var, kendisi ona ilgi gösterilmesini çok sever. Ona güzel bir sürpriz parti yaparsak barışacağını düşünüyorum."
"İyi fikirmiş."
Dudaklarımın arasından sadece bu 2 kelime çıkmıştı. Çünkü aklım hâlâ az önceki kızdaydı.
Sevgilisi miydi?
Kuroo'nun yanına gayet yakışacak bir kızdı.
"Naz, bir sorun mu var-"
"Az önceki kız kimdi?"
Tek nefeste söylemiştim. Ağızı açık kaldı. Birkaç saniye bana baktı.
"Sen onu gördün mü?"
Başımı hafifçe yana eğdim, "Görmemem mi gerekiyordu?"
Telaşa kapılmış gibiydi. "Yok öyle değil."
"Sevgilin mi?"
Gözleri büyüdü, "Ha?"
"Sevgilin mi dedim. Bu kadar zor bir şey mi sordum?"
"Yok sevgilim değil o! Değil, valla!"
"Flörtün mü? Güzel kızmış, hakkını yiyemem."
"Flört mü?"
Şoka girmiş gibiydi. Ne desem ağızı daha da açılıyordu.
Sevgili değildik, bu yüzden tabii ki istediği ile birlikte olabilirdi ama ister istemez sinirlerim bozulmuştu.
Ayağa kalktım ve çantamı omuzuma taktım, "Teru'nun doğum günü planını daha sonra detaylı konuşuruz."
Arkamı dönüp birkaç hızlı adımda kafeden çıktığım sırada bileğim hızlıca tutuldu.
"Naz! Beklesene kızım!"
Başımı ona çevirdim.
"Lass sevgilim değil, flörtüm de değil!"
"Vay, ismi Lass mi? Güzelmiş."
"Teru'nun sevgilisi o!"
"Ha?"
Bu sefer şoka giren bendim.
Büyük şok.
En büyük şok.
"Liseden beri Teru'nun sevgilisi!"
"HA?"
Teru'nun sevgilisi mi vardı?
TERU'NUN SEVGİLİSİ Mİ VARDI?!
Hâlâ şokun içindeyken bileğimi Kuroo'nun elinden çektim.
Gözü elime kaydı, kapalı ağzını hızlıca açtı ama sonra geri kapadı.
"Lass sadece arkadaşım, Teru'ya yapacağımız sürpriz için onunla konuşuyordum. Gerçekten."
"Ha... Neden önce söylemedin be!"
"Şoka girmiştim! Bir anda beni sorguya çekmeye başladın! Ayrıca gözlerin... Öldürecek gibi bakıyordun!"
"Senin sevgilin sanmıştım!"
"Benim sevgilim yok! Ayrıca..."
Dudağı yukarı doğru kıvrıldı, "Sen neden buna bu kadar sinirlendin?"
Bu kitaptaki Lass, Teru kitabında olan Lass. Farklı evren, aynı karakterler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo x Reader (Haikyuu x Reader)
FanfictionTürkiye'de okuyan, egzersiz ve spor psikolojisi üzerine yüksek lisans yapan Naz, üniversitesindeki bir proje ile Japonya'ya gider. Orada hem okuyup hem de bir takımın yanında stajyer olarak çalışacaktır.