2.Bölüm

1.8K 174 47
                                    

Medya Qui Jiang. Tabi sakallarının daha uzun olduğunu hayal edin.

Önceki bölüm

Qui Jiang, derin bir iç çektikten sonra gülümsedi. Eski haline dönmeyi iple çekiyordu. Hayattan keyif almalıydı. Tabi dizleri kendisini fazla da taşıyamıyordu.
.
.
.
.
.
Qui Jiang, dizlerini zorlaya zorlaya yatağa tekrar gitti. Bu oda lanet olası bir şekilde büyüktü!

İki üç adım atmak bile tam bir işkenceydi. Hemen nefes nefese kalıyordu. Ayrıca daha fazla yürüyebilmesi için bir baston gerekiyordu. Kendisini destekleyebilmek için.

Qui Jiang, derin bir iç çekti. Ruhu, dışına vurmuş gibi yaşlı kalamazdı. En azından sonsuza kadar. Bir de kıllarını gördükçe siniri bozuluyordu.

-Ahmak herif! Neden serum kullandın ki?!

Qui Jiang, biraz homurdandıktan sonra yatağının yanında duran zili çaldı. Küçük zil, kölesini çağırmaya yarıyordu.

Fazla da beklemeden içeri bir adam girdi. Yaşı en fazla 20-25 olmalıydı. Simsiyah uzun saçları, buğday teni ve dikkat çeken siyah gözleri vardı. Ayrıca bu köle'nin mükemmel bir vücudu vardı. Uzun ve kaslıydı.

Qui Jiang, kölenin gözlerinde kısa bir an kırmızılık fark etti. Fakat hemen geçti. Köle'nin yüzü mükemmel olduğu kadar soğuktu da.

Qui Jiang, bir süre kölenin ismini hatırlamaya çalıştı. Fakat bir isim aklına gelmedi. Sonradan köle'ye bir isim koymadığını fark etti. Yani köleyi hep köle olarak çağırmıştı.

Tabi bunu yapan kendisi değil, bu bedenin sahibiydi. Bir isim koyma zahmetine girmemişti.

Köle, yerlere kadar eğildi ve konuştu.

-Saygıdeğer efendim..

Qui Jiang, köleye dikkatle baktı. Ayrıntıları tam olarak göremiyordu. Biraz homurdandı ve konuştu.

-Yaklaş da yüzünü görebileyim.

Köle, bu emre itaatsizlik edemedi. Bir köle mührüne sahipti. Yüz kasları kısa bir süre için gerilse de yine soğuk kaldı.

Köle, yerden kalktı ve Qui Jiang'ın karşısına geçti.

Qui Jiang, eliyle biraz daha yaklaşmasını işaret etti.

Köle'nin hemen kaşları çatıldı. Bu da neydi şimdi?! Neden yaklaşmak zorundaydı ki?! Biraz somurttu fakat yine de yaklaştı.

Qui Jiang, kölenin yüz hatlarını şimdi daha iyi görebiliyordu. Yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Kesinlikle çok yakışıklıydı!

Qui Jiang, bir süre ne demesi gerektiğini düşündü. Sonra derin bir iç çekti ve konuştu.

-Bana uzun süre hizmet ettin. Ben, yaşlandım. Özgür kalmak istiyorsan bunu açıkça söyle. Dileğini yerine getireceğim.

Köle, bunu beklemiyordu. Şaşkınlık içinde efendisine baktı. Ona, yaklaşık 20 yıldır hizmet ediyordu. Henüz bir çocukken sokaklardan alınmıştı. Aslında efendisine minnettardı. Onun sayesinde iyi yaşamıştı. Yiyecek yemek ve kalacak bir yer sahibi olmuştu .

Köle, efendisinin her zaman biraz aptal olsa da kötü biri olmadığını düşünürdü. Tabi bunu düşünen sadece kendisiydi. Başkaları, yaşlı abaza diye düşünürdü.

Köle, biraz sessiz kaldıktan sonra konuştu.

-Saygıdeğer efendim, acaba...siz...iyi misiniz? Neden beni Özgür bırakmak istiyorsunuz?

Qui Jiang, kölenin şaşkınlığını ve düşüncesini anlayabiliyordu. Hafifçe gülümsedi ve kafasını pencereye çevirdi ve uzaklara baktı.

Adventures of an old man [BL] [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin