32.Bölüm

740 86 67
                                    

Önceki bölüm

Qui Jiang ve grubu da sıraya geçtiler. Bu sıra o kadar fazlaydı ki...günlerce burada beklemeleri gerekecekti. Fakat Qui Jiang'ın bir planı vardı.

O da..
.
.
.
.
.
.
Qui Jiang'ın planı Doğu Nehir Tarikatını kullanmaktı. Nüfus ve güç her şeyi hallederdi. Doğu Nehir Tarikatında ikisi de vardı. Çok iyi biliniyorlardı. Saygınlıkları vardı.

Qui Jiang, hemen Lean'a döndü ve konuştu.

-Git, Doğu Nehir Tarikatından olduğunu söyle. Sıra beklemek istemiyorum.

Lean, bu durumdan hoşlanmıyordu. Yine de ustasına karşı çıkamazdı. Ayrıca onun gibi saygın biri asla normal insanlar gibi sıra beklememeliydi. Başını salladı ve onayladı.

Lean, ayrıldıktan sonra hızla büyük ışınlanma düzeneğinde bekleyen adamlardan birinin yanına gitti. Kimliğini gösterdikten sonra adama biraz para verdi.

Kısa bir konuşmanın ardından da Lean geri döndü.

-Usta, bizim girmemize izin verecekler. Gidelim.

Qui Jiang, gülümsedi. İşte güç bu şekilde kullanılırdı. Sıradan çıktı ve herkesin şaşkın bakışları altında düzeneğe gitti.

Grup da Qui Jiang'ı takip etmişti. Resmen kaynak yapıyorlardı. Fakat bu önemli değildi. Burada güçlüler ve zenginlerin sözü geçerdi.

Sırada bekleyen adamlardan biri kaynak yapan gruba sinirlenmişti. Hemen sinirle bağırdı.

-Hey siz! Kaynak yapıyorsunuz! Hemen sıranın sonuna gidin ve bekleyin! Bu haksızlık!

Qui Jiang, adama döndü ve sakince orta parmağını kaldırdı ve konuştu.

-Siktir git! Zayıf olduğun için kendini suçla!

Qui Jiang, adamla daha fazla uğraşmak istemedi. Fakat arkasını döndüğü anda bir tehlike hissetti. Adam ani bir hamleyle Qui Jiang'a saldırmaya çalışmıştı.

Qui Jiang'ın bakışları bir anda sertleşti. Hızla adamın kolunu tuttu ve büktü. Boşta olan eli ile de adamın arkasına geçip boynunu büktü ve yere yapıştırdı.

-Seni piç! Ne cüretle bana saldırırsın!

Qui Jiang, gerçekten de sinirlenmişti. Adamın boynunu hızla kırdıktan sonra üstünü düzeltti ve kendisini bekleyen grubuna geri döndü. Ona saldırdığı için öldürmüştü. Saldırmasaydı o da bir şey yapmazdı.

Heise Shengli, aceleyle konuştu.

-Efendim, siz iyi misiniz? Bir şey olmadı değil mi?

Xue Yue, alaycı bir tavırla konuştu.

-Jiang, o kadar kolay ölebilecek bir adam değil. Haksız mıyım?

Heise Shengli ve Xue Yue bakışmaya başladılar. Bakışları arasında resmen kıvılcımlar çarpışıyordu. İkisi de birbirine nefretle bakıyordu.

Qui Jiang, derin bir nefes verdi ve rahat bir tavırla konuştu.

-O kadar kolay ölmem. Hadi gidelim.

Qui Jiang ve grubu ölen adama bir bakış bile atmadan herkesin şaşkın bakışları altında büyük ışınlanma düzeneğinin merkezine gittiler.

Bir anda ortadan kayboldular. Tekrar ortaya çıktıklarında ise başka bir düzenekteydiler. Dışarı çıktıktan sonra grupça ilerlemeye devam ettiler.

Buradan bir hafta ilerledikten sonra kapının bulunduğu şehre giriş yapacaklardı.

Grupta konuşma çok azdı. Herkes gergindi. Qui Jiang, gördüğü rüyalar yüzünden delirecek gibiydi. Bu aralar da karnım sürekli ağrıyordu. Ayrıca daha çok acıkıyordu. Bu yüzden de sinirliydi. Sorunun nerede olduğunu anlayamıyordu.

Adventures of an old man [BL] [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin