Önceki bölüm
Qui Jiang, "onlar gerçekten de benim çocuklarım değil" diye çığlık atmak istiyordu ama derin bir iç çekti ve Daiyu Zixin'i görmezden gelerek ilerlemeye başladı.
.
.
.
.
.
.
.
Qui Jiang, Daiyu Zixin'i umursamadan yürüdü. Kollarını birleştirmişti. Yüzü soğuktu. Çevrede ki insanlar bir Qui Jiang'a bir de Daiyu Zixin'e baktılar. Açıkçası kim olduklarını çıkartamamışlardı.Daiyu Zixin, kendini beğenmiş ve gururlu bir şekilde ilerliyordu. Bir yandan da insanları inceliyor ve bazen somurtuyor bazen de gülümsüyordu. Kimse ne hakkında düşündüğünü bilmiyordu. Oldukça tuhaftı ve insan gibi de görünmüyordu.
Qui Jiang, bir "tch" sesi çıkarttı ve homurdandı.
-Benden uzak dur! Rahatsız ediyorsun!
Daiyu Zixin, sinsi bir gülümseme ile konuştu.
-Ah öyle mi? Eşime yaklaşmayacağım da kime yaklaşacağım?
Qui Jiang, bozuntuya vermeden konuştu.
-Benden uzak dur da kime yaklaşırsan yaklaş. İstersen git eşşeklerle oyna.
Daiyu Zixin bir kahkaha attı ve hiç darılma belirtisi bile göstermeden konuştu.
-Hım, eşşekler demek. Sen iyi biliyor olmalısın. Bana da öğret o zaman.
Qui Jiang, sinirlense de fazla tepki göstermemeye çalıştı. Bunu yaparsa Daiyu Zixin'in daha da eğleneceğini hissetmişti. Ne sanıyordu kendisini?! Bir çocuk oyunu mu? O bundan çok daha fazlasıydı!
-Hıh! Beni iyi biliyor gibisin. Bir sapık gibi gizli gizli izlemekten keyif almış olmalısın.
Daiyu Zixin, bir süre düşünür gibi yaptı ve konuştu.
-Gibisi fazla. Senin için oldukça sapık olabilirim.
Qui Jiang, kendisine flörtöz bir şekilde bakan Daiyu Zixin'e ölümcül bir bakış attı.
-Canına mı susadın? Bu yaşlı adam ile ilgilenme amacın ne?
Daiyu Zixin, etrafa baktığı sırada gelişigüzel yanıtladı. Ölüm tehditini umursamıyordu bile.
-Bence bir çocuksun. Benden daha küçüksün. Kendine yaşlı adam demen tuhaf. Ayrıca şu anda oldukça genç görünüyorsun.
Qui Jiang, sessiz kaldı. Daiyu Zixin'in kaç yaşında olduğunu merak ediyordu. Kendisi bile onun karşısında bir çocuksa elbette 1000'li yaşlarını aşmış olmalıydı. Ayrıca haklıydı. Şu anda genç görünüyordu.
-Peki sen kaç yaşındasın. Ben en son 900'lerdeydim.
Daiyu Zixin, umursamaz bir şekilde konuyu değiştirdi.
-Ah, şuradaki de nedir? Neden bir çok çocuk var? Büyük bir olay mı?
Qui Jiang, sorusunun görmezden gelinmesine sinirlendi. Yine de Daiyu Zixin'in gösterdiği yere baktı ve cevapladı.
-Hadi oraya gidelim. Çocuklar yeteneğini ölçüyorlardı.
Qui Jiang, direk evine gitmeyi ve biraz dinlenmeyi planlamıştı. Fakat Daiyu Zixin, çocukların olduğu yöne doğru gitmeye başlamıştı bile. Mecburen onu takip etti.
Qui Jiang, Heise Shengli'nin son kalan bir kaç çocukla ilgilendiğini gördü. İşini ciddiyetle yapıyor ve dinlenmeyi aklından bile geçirmiyordu. Mezarlıkta bir kaç saat vakit geçirdiğini hesaplamıştı.
Qui Jiang, sıraya giren çocuklara baktı. Çok fazla beyaz, sonra sarı, yeşil ve mavi renk yeteneğe sahip olanlar vardı. Turuncu renk yeteneği olan sadece 29 kişi ve kırmızı yeteneğe sahip olan da tek bir kişi vardı. Mor ve siyah hiç yoktu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adventures of an old man [BL] [BİTTİ]
FantasyBen, mükemmel ölümsüz! Gerçek anlamda ölümsüzdüm! Rüya gibi bir yaşantım vardı. Henüz 5 yaşındayken gelişim yapmaya başlamıştım. 13 yaşındayken yaşıtlarımı çoktan geçmiş ve eski nesile yaklaşmıştım. 20 yaşındayken eski nesli geçmiştim. 43 yaşındayke...