Erik gözlerini açtığında karşısında gördüğü Charles ile gülümsedi. Normalde erken uyanırdı ve belli ki Charles da erkenciydi.
"Günaydın Charlie." Charles'ın saçlarını alnından çekti.
"Günaydın da, dün yaşananlar gerçek miydi?" Erik güldü.
"Olmasın mı istersin?"
"Hayır aslında gayet istediğim gibi ilerledi ama hayal olması halinde büyük yıkılacağım ve günüm kabusa dönecek." Erik onun şakağına bir öpücük kondurdu.
"Bu sanırım yeterli olur gerçekliğini kanıtlamama ama eğer daha büyük bir kanıt istiyorsan, daha iddialı şeyler yapabilirim." Charles güldü ve ona biraz daha yaklaştı.
"Dün nasıl o kadar içebildim bilmiyorum ama-"
"İyi ki içmişsin. Yoksa biz bir on sene daha birbirimizi kaybetmemek için susardık."
"Bu fikir hiç hoşuma gitmedi. Sen kesin o on sene içinde yine bir Bonita bulurdun." Erik güldü.
"Bu sefer kriterlerim Charles gibi olmak olurdu ama." Charles göz devirmemek için kendisini zor tuttu.
"Yalancı." Erik onun dudağına bir öpücük kondurdu.
"Ben yalan söylemem ve hayatımın en büyük doğrusu da sensin." Charles duyduğu iltifat karşısında gülümsedi.
"Sanırım ben-" Charles'ın telefonu çalınca Charles telefonuna uzandı. Arayan tabi ki de baş belasıydı.
"Kim?"
"Raven tabi ki." Charles aramayı cevaplamadan önce söyledi.
"Ne oldu Raven."
"Ne yapıyorsunuz siz ikiniz?" Raven büyük bir merakla sordu.
"Ne yapıyormuşuz?"
"Bize neden söylemediniz?"
"Neyi Raven?"
"Birlikteliğinizi tabi ki de!" Charles şaşkınca Erik'e baktı. Kardeşi bir yerlerine kamera falan mı takmıştı? Nasıl oluyorsa herşeyden ışık hızında haberdar oluyordu.
"Sen nereden duydun?" Raven kahkaha attı.
"Yani bu haberler doğru? Gerçi inkar etmediğine göre."
"Ne haberi ya?" Raven o an abisinin hiçbir şeyden haberinin olmadığını anladı.
"Şu an tüm magazin kanallarında ikiniz varsınız."
"Raven sonra arayayım mı ben seni?"
"Olur, enişteme selam söyle." Charles göz devirdi ve telefonu kapattı.
"Ne diyor?"
"Haberlerde ikiniz varsınız falan diyor ama anlamadım." Ardından yataktan çıktı ve oturma odasına ilerledi.
"Ne alaka?" Erik de onu takip etti. Odaya girdiğinde televizyonda kendi görüntülerini görmüştü ve bu görüntüler dün çekilmişti. Charles sarhoştu ve Erik'e dayanmış, Erik'in yönlendirmesiyle zar zor yürüyordu. Başlıkta ise "Erik Lehnsherr'in sevgilisinden ayrılmasının sebebi neydi?" Yazıyordu. Eh teknik olarak sebep Charles idi ve ortada görüldüğü üzere bir yanlış anlaşılma da yoktu. Yine de Charles şaşkınlıktan irileşmiş gözleriyle Erik'e baktı.
"Ne olacak şimdi?" Endişeyle sorduğu soruyla Erik birkaç adımda yanına geldi.
"Bir şey olacağı yok. Söyleyeceğim gerçekleri." Charles'ın elini tutarken konuştu.
"Ya kariyerin biterse? Benim yüzümden nefret söylemlerine maruz kalacaksın." Charles bunları söylediğinde Erik omuz silkti.
"Kimin ne diyeceği umurumda değil Charlie. Ben seni seviyorum ve birileri bunu yargılayacak diye seni sevmekten vazgeçmem, ki istesem de vazgeçemem." Ardından ona sarıldı. "Çünkü sandığının aksine, uzun zamandır seviyorum ben seni. Yani nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde işledin içime."