Charles sabahtan beri sinirleriyle oynamaktan başka bir şey yapmayan sevgilisine baktı. Cidden Erik bugün kendisini sinir etmek için özel bir çaba harcıyor gibiydi. Önce fanlarıyla samimi fotoğraflar çekmiş, ki hepsini de Charles'a çektirmişlerdi, daha sonrasında da bir fanının Bonita'nın harika olmasıyla ilgili çektiği nutuğu dinlemiş ve dolayısıyla ona da dinletmişti. Şuanda da elinde telefonuyla canlı yayın açmış, bir şeyler anlatıyordu ve bu Charles için artık dayanılmaz bir hale gelmeye başlıyordu. Sabahtan beri sırf Marie'ye "seni dünyadaki herşeyden çok seviyorum." dediği ve sürekli onunla ilgilendiği için sevgilisinden trip yiyordu. Ve yalnızca bununla da kalmıyordu çünkü Erik canlı yayını üstü çıplak bir şekilde yapıyordu. Charles onun bunu bilerek yaptığına adı gibi emindi tabi ama dikkatini bir türlü kendisine çekemiyordu. Ne yapsındı o da elindeki son kozu oynayacaktı.
Bu sebeple Erik'in gözlerinin içine baka baka gömleğini üzerinden çıkardı. Kumaş pantolonu da bacaklarından sıyrılıp düştüğünde yalnızca boxerla kalmış ve sonunda aptal sevgilisinin dikkatini çekebilmişti. Eh, en azından son kozu hâlâ işe yarıyordu.
"Görüşürüz hepinizi çok seviyorum." Erik yayını kapatmak için konuştuğunda Charles gülümseyerek baktı ona.
"Ne yapıyorsun?" Charles omuz silkti.
"Duş alacaktım, kıyafetlerimi çıkardım bu yüzden." Erik onun bedenini süzdüğü sıra devam etti. "Ama senin ne yaptığını açıklayamıyorum. Belki sen açıklarsın, öyle değil mi tatlım?" Yavaş adımlarla sevgilisinin dibine kadar girdi ve kucağına yerleşti. Şimdi Erik'i nasıl nefessiz bıraktığını da, çillerini de, yüzündeki şaşkın ifadeyi de çok daha yakından görüyordu. "Bence neden böyle üstsüz şekilde yayın açtığınla başlayabilirsin." Erik dağılan dikkatini toplamak için büyük çaba sarf etti. Biraz kendisine gelir gibi olduğunda bakışlarını Charles'ın dadaklarına dikti.
"Söylediğin hiçbir şeyi anlamadım." Erik dürüstçe düşünme yetisini yitirdiğini söylediğinde Charles yumuşar gibi oldu.
"Dedim ki, neden üstsüz şekilde canlı yayın açıyorsun sen?" Erik güldü.
"Seni kızdırmak içindi. İşe yaradı mı?" Charles sevgilisinin yanaklarını usul usul okşarken mırıldandı.
"Yaradı tatlım ama nedenini hâlâ merak ediyorum."
"Çünkü seni kıskand-"
"Erik Marie bir bebek ve senin aksine ne kadar sevildiğini duyması gerekiyor."
"Sorun Marie değil ki! Onu ben de çok seviyorum."
"O zaman ne?"
"Adliyeden çıkan iki kişi senin hakkında konuşuyordu bugün. Birisi seni çoktan ayarttığını, ondan başkasına bakmayacağını falan
söyledi. Bir de ona çok kibar davrandığından, düştüğünde nasıl yardım ettiğinden bahsetti. Dedi ki "eminim sevişirken de böyle nazik davranır, zaten eli yumuşacık." Biliyorum çok aptalca ama sinirimi bozdu." Charles gülümsedi."Ah tatlım, sadece seni sevdiğimi biliyorsun. Kimsenin bunu değiştirmeye gücü yetmez, benim bile." Erik Charles'ın dudaklarına bir öpücük bıraktı.
"Biliyorum ama yine de sinirlerimi bozulmasına mani olamadım." Charles onun saçlarını okşadı.
"Peki, bugünlük yaptığın şu hareketleri sorun etmeyeceğim. Lütfen bir daha tekrarlama çünkü fanların çok büyük sorun olmasa da Bonita'nın senin için daha iyi olduğunu düşünen kişiler beni oldukça rahatsız etti. Onunla tekrar birlikte olman fikri bile katiyen düşünmek isteyeceğim bir düşünce değil." Erik sevgilisine sarılıp boynuna bir öpücük bıraktı fakat geri çekilmeden konuştu.