Charles kahvaltısını hazırlarken bir yandan Erik'in ne zaman uyanacağını düşünüyordu. Gece terasta uyuyakalmıştı ve Charles da üzerine battaniye örtmüştü. Aslında çok ağır olmasaydı onu evine taşırdı. Allahtan oturduğu yer üç kişilikti de bacakları dışarıda kalsa da gövdesini uzatmıştı. Charles düşüncelere dalmışken -ki çoğu Erik'in biseksüel olmasıyla ilgiliydi- terasın kapısı çaldı. Charles kapıyı açtı.
"Günaydın Charles. Dün rahatsızlık verdiysem çok özür dilerim." Charles boşver dercesine omuz silkti.
"Günaydın." Bir süre sessizlik oldu. "İçeri gelsene." Erik gülümseyerek içeri girdi.
"Eskisi gibi olacak mıyız?" Charles mutfağa ilerlerken bir anda durup Erik'e baktı.
"Sana artık kızgın değilim Erik." Erik onun mavilerini baktı. Bunu anlamak için müneccim olmaya gerek yoktu sonuçta. Yalnız, beklediği cevap bu değildi.
"Merak ettiğim bu değil Charles, eskisi gibi olacak mıyız?" Erik ona birkaç adım yaklaştı.
"Olamayız tabi ki Erik. İkimiz de sekiz yıl önceki kişiler değiliz. İşlerimiz farklı, senin hayatında biri var. Nasıl olabiliriz ki?" Erik cidden şuan onu sarsıp kendine getirmek istiyordu.
"Olabiliriz Charlie. Sorun gerçekten buysa, inan önemi yok."
"Bunu tartışmayalım daha fazla olur mu? Çünkü şuan bunu yapmak istemiyorum."
"Tamam ama beni bir daha bırakma." Charles ona gülümsedi.
"Öyle bir şey yapmaya şuan niyetim yok Erik." Ardından masaya ilerledi. Erik de hemen arkasında, onu takip ediyordu.
"Yine bir sürü şey hazırlamışsın." Erik mutlulukla kahvaltılıklara baktı. Az önceki konuşma hiç olmamış gibiydi.
"Biliyorsun ki kahvaltı benim için en önemli öğün." Bunun üzerine Erik kahkaha attı.
"Bilmez miyim geç kalmalarımızın tek sebebi senin kahvaltı seanslarındı!"
"Kahvaltıyı senden çok seviyorum diye kıskanıyorsun değil mi?" Erik gözlerini belertince Charles istemeden kahkaha attı.
"İki lokma yemeği mi kıskanacağım?" Charles ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra mavilerini onunkilere dikti.
"Kediyi kıskanan yemeği de kıskanır diye düşündüm." Erik tek kaşını kaldırdı. Yıllar önceki olayı hatırlaması şaşırtıcıydı.
"Kedi çok sırnaşıktı. Tamam ben de olsam sırnaşırım ama onunki abartıydı." Charles yanıtlamak için davrandı fakat telefonu çalınca kalkmak zorunda kaldı. Arayan kişi de asla aklına gelmeyecek olan eski sevgilisiydi. Tabi Charles numarasını sileli çok olduğundan, tanıyamamıştı.
"Alo?"
"..."
"Seninle konuşmak istemediğimi gayet net belirttim sanıyordum."
"..."
"Kötü olman umurumda değil. Beni bir daha arama." Charles telefonu bırakıp kahvaltısına geri döndü.
"Kimdi?" Erik merakla sorudu. Charles'ın gülümserken ziyadesiyle hoş görünen yüzünün birden asılmasının nedenini anlamamıştı.
"Boşver önemsiz biri." Charles, Erik'i yanıtladı.
"Yüzün öyle demiyor ama." Charles onun bir yanıt almaya kararlı olduğunu anladığından uzatmadan cevapladı.
"Eski sevgilimdi." Erik kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı.