5

175 21 25
                                    

Charles Logan'ın isteği üzerine hazır bir şekilde otelin kapısında dikiliyordu. Az sonra Hank gelecek, kendisini alacak ve Logan ile buluşacaklardı. Charles hâlâ dünün yorgunluğunu üzerinden atmamıştı. Bu sebeple ayakta dikilirken Logan'a küfürlerini ardı ardına sıralıyordu. Neyse ki Hank küfürleri tükenmeden gelmişti.

"Günaydın." Charles bu kelimenin anlamını birkaç defa sorguladıktan sonra uykulu gözlerini Hank'e dikti.

"Günaydın Hank. Nereye gidiyoruz bilmiyorum ama bu kadar erken uyanmak şart mıydı?" Hank de arkadaşına sonuna kadar hak veriyordu. Logan yine yapacağını yapmış, deyim yerindeyse kendisini kargalar kahvaltısını yapmadan uyandırmıştı. Böyle bir şeye gerek yoktu. Konu tartışmaya bile kapalıydı.

"Bilmiyorum ama günün sonunda Logan'ı boğazlamayı düşünüyorsan, tereddüt etme çünkü hemen yanında olacağım." Charles güldü. Zaten Hank uykusundan feragat edeceği aktivitelerde bulunmayı hiç sevmezdi. Neyse ki Logan mesaj atıp nereye gitmeleri gerektiğini son dakika yazmıştı.

"Bunu öğrendiğim iyi oldu. O cüssesiyle onu tek başıma yere seremezdim." Charles arabaya bindi. Gittikleri yer Logan'ın işlettiği bardı. Sabahın köründe aç karna barda ne işleri vardı ki! Charles içmek isteseydi, içerdi.

"Ben daha kahvaltı bile yapmadım ve Logan bizi bara mı çağırdı?" Hank omuz silkti.

"Burada kral gibi olduğundan -doğal olarak- kahvaltısı da güzel oluyor." Charles'ın yüzü bir miktar aydınlandı.

"Bu duyduğum en güzel haber olabilir, hatta tek haber." Hank güldü.

"Bilmez olur muyum. Raven ile ettiğiniz kavgaların sebebini de unutmak mümkün değil zaten." Sürekli yemek hazırlamamak için tartışıyorlardı. Neyse ki Charles kurtulmuştu yoksa cadı kardeşi allem edip kallem edip kendisine yine yemekleri kilitlerdi.

"Hazır hatırlamışken sorayım Raven neden hastaneye gitti?" Charles sordu. Dün muhabbet arasında lafı geçmişti ve Raven'a bir türlü soramamıştı.

"Bilmiyorum karnım ağrıyor dedi." Hank pek merak edilecek bir şey olduğunu düşünmüyordu.

"Anladım." Charles bir ara kardeşine telefon etmeyi aklına not etti. Yaklaşık bir saat sonra kardeşi uyanırdı. Charles bir soru daha soracaktı ki araba durdu. Logan kapıdaydı ve itiraf etmesi gerekirse Charles onu görünce tüm öfkesi geçmişti.

"Kimler gelmiş kimler!" Logan ağzındaki sigarayı atıp ayağının ucuyla söndürdü ve arkadaşına sarıldı.

"Senin şu saçma sigaralarını bile özlediğimi söylesem inanmazsın ama tam olarak öyle." Charles gülmeden edemiyordu.

"Ben de senin laf sokmalarını özlemişim ama bir saate geçer." Hank ikiliyi izlerken daha fazla uzak durmayıp sarılmaya dahil oldu. Sonunda üçü ayrıldığında içeri geçtiler.

"Charles kesin sen açsındır. Hank sen de uyumak istiyorsundur ama uyuyamazsın."

"O zaman bana kahvaltı hazırlattın?" Charles sorduğunda Logan gülerek baktı.

"Tabi ki! Seni aç bıraksam tüm müşterilerime beni kötülersin." Hank bu cevap üzerine kahkaha attı. Charles'ın öyle bir potansiyeli vardı. Okul zamanı Logan'ı hocalara az şikayet etmemişti.

"Güzel fikirmiş." Charles da gülerken yanıtladı.

Üçlü daha fazla konuşmayıp kahvaltı masasına geçti. Uzun zamandır konuşmadıkları konuları konuşup özlem giderdiler. Kahvaltı faslı bittikten sonra bardan ayrıldılar.

"Nereye gidiyoruz?" Charles sorduğunda Hank omuz silkti. O da kendisi kadar bilgi sahibiydi. Logan ise güldü. Fakat geldikleri yer tanıdıktı. Okula gitmek istemedikleri zamanlar ya da okuldan çıktıklarında üçünün gittiği yerdi burası. Hiç değişmemiş, adeta yıllara meydan okumuştu.

"Nasıl, özlediniz mi?" Charles eskileri deli gibi özlemiş olduğunu farketti.

"Çok özlemişim." Charles konuştu ardından Hank cevap verdi.

"Ben de uzun zamandır buraya gelmiyordum." Oturup uzun süre konuşmadılar.

"Charlie merak ediyorum da zor olmadı mı?" Logan sorduğunda Charles ona döndü.

"Oldu. İlk günler geri dönmemek için çok uğraştım ki siz de hiç yardımcı olmadınız bu konuda. Sürekli gel diyordunuz. Buraları silmeye çalışmak zordu ben de silmeden üstüne kattım." Charles kimseyi silememişti hâlâ bile Erik'i özlüyordu.

"Peki Er-"

"Ondan bahsetme Logan. Çünkü konuşmak istemiyor." Hank hemen söze dahil oldu. Logan da sorusunu sormaktan vazgeçti. Charles gittikten sonra Erik çok yıpranmıştı. Üstelik onlara biseksüel olduğunu ve Charles'a neden öyle şeyler söylediğini de anlatmıştı.

"Bu arada unuttum ama Raven akşam yemeğine bekliyor. Onun okuldan arkadaşları da gelecek. Belki özlemişsindir onları da." Charles konunun değişmesinden memnun, gülümsedi.

"Olur."

Sonraki saatler su gibi geçip giderken üç arkadaş ayaklandı. Bacakları oturmaktan uyuşmuştu ve gülmekten gözlerinden yaşlar gelmişti. Charles onları ne kadar özlediyse onlar da Charles'ı o kadar özlemişti.

"Haydi kalkalım." Hank akşam yemeği saatinin yaklaştığını görünce Charles'a döndü.

"Nereye?" Logan sordu.

"Raven akşam yemeği için çağırıyor dedim ya." Logan başını aşağı yukarı salladı.

"Beni de mekana bırakıp öyle gidin."

"Ne mekanı sen de geliyorsun akşam yemeğine." Logan teslim olurcasına elini kaldırdı. Mekana tüm gün gitmediği için çok işi vardı ama Hank'in sözlerinden ve Charles'ın bakışlarından reddetme gibi bir şansı olmadığını anlamıştı.

"Çabuk gidelim Raven'a olan özlemimin hemen geçip bıkma evresine geçme durumu var. Yemeğe geç kalınması durumunda tonlarca laf sayabilir ve ben o lafları hiç özlemedim." Charles kardeşinin çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da dakik olduğunu elbette biliyor ve bazen bundan tiksiniyordu.

"Tamam." Logan yanıtlarken arabaya binip eve gittiler. Charles kapıdan girdiği an kardeşi sarıldı ardından da Raven'ın arkadaşları ona selam verdi. Tabi sarı pofuduk kediyi de unutmak olmazdı. Kedi gelip Logan'a sırnaştı.

"Raven al şu Dipsy'i!" Logan kedi sevmezdi. Aslında küçükken onlardan korkuyordu.

"Karışma kedime yoksa sigaralarını çöpe atarım." Charles ikiliye bakıp yalnızca göz devirdi. Neyse ki atışmaları tartışmaya dönmemişti ve herkes masaya oturmuştu. Fakat Charles'ın dikkatini çeken bir detay vardı. Raven fazlasıyla duygusal ve sinirliydi. Tamam kardeşi bazen dengesiz davranabiliyordu fakat bugün her zamankinden daha farklıydı.

Bu yüzden Charles yemek boyu çok fazla konuşmayıp, kardeşinin davranışlarına odaklandı. Müsait oldukları en kısa zamanda onunla konuşacaktı.

Merhaba

Umarım beğenirsiniz bu bölümleri hızlı geçmek için çok fazla anlatmıyorum ve Erik buradalarda yok. Öyle ki Charles, bahsinin geçilmesine bile izin vermiyor. Bir süre böyle ilerleyecek umarım sizi çok sıkmaz.

Umarım beğenirsiniz.

Sizi seviyorum çikolatalı çileklerim 💘💘

Platinum (Cherik) AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin