Erik buraya ilk taşınacaklarını öğrendiğinde bunu asla istememişti. Ama şimdi bu durumdan memnundu. Aradan üç dört ay geçmişti ve hayatı boyunca yaşamadığı mutluluğu burada yaşıyordu. Arkadaşlarıyla arası iyiydi ve önceki arkadaşlıkları gibi kendisiyle popüleritesi için arkadaşlık yapmıyorlardı.
Neredeyse her gün, Charles ile arkadaş olduğu için şükrediyordu.Charles sayesinde Logan ve Hank ile de tanışmıştı. Gerçi sınıfın geri kalanı Charles'ı pek seviyor gibi değildi. Erik henüz bunun sebebini anlayamamıştı fakat Charles'ın derslerde aşırı başarılı olmasından dolayı olduğunu düşünüyordu.
"Ne düşünüyorsun öyle?" Charles yanında oturan arkadaşına sordu.
"Hiçbir şey. Aklıma önceki okuldaki arkadaşlarım geldi." Charles tek kaşını kaldırdı.
"Önceki okulunda da böyle popüler miydin? Eğer öyleyse çok fazla arkadaşın vardır." Erik omuz silkti.
"Öyleydim ve çok arkadaşım da vardı ama sizin gibi arkadaşlarım olmadı hiç." Charles arkadaşının bunu iyi anlamda söylediğini biliyordu.
"Merak etme bizim de senin gibi arkadaşımız olmadı." Erik karşısındaki tonunu çok beğendiği mavi gözlere baktı. Gayet ciddiydi.
"Nasılım ki ben?" Charles omuz silkip etrafa bakındı. Çoğu kişinin gözü yine Erik'in üzerindeydi.
"Popüler ve biraz korkutucu? Baksana herkesin gözü sende. Kimse senin olduğun yerde konuşmuyor bile." Charles kendisine edilen hakaretlerin, Erik varken dile getirilmediği farketmişti. Gerçi Erik'in olmadığı yerde edilmeyen hakaretler başka yerlerde ediliyordu ama Charles bunun asla sona ermeyeceğinin bilincindeydi. Kalan son üç hafta buna katlanabileceğini düşünüyordu.
"Olabilir ama hiçbiri umurumda değil." Erik bunu söyledikten sonra ellerinde kahveyle gelen Hank ve Logan'a döndü.
"Niye bu kadar geç geldiniz? Hadi Hank Raven'ın yanından kalkamıyor, sen nasıl bu kadar oyalandın onu anlamadım." Charles Hank'e bakınca sinirlenmiyor değildi ama Raven onunla mutluydu bu yüzden ağzını açıp yorum yapmıyordu.
"Hank'i getirmek uzun sürdü yoksa beni biliyorsunuz." Logan elindeki kahveyi Charles'a verirken söyledi.
"Tabi tabi. Scott ile iki saat konuştun, ben seni çağırmasam geleceğin yoktu. Şimdi geçmiş karşıma bana iftira atıyorsun." Charles, Hank'in söylediklerinden sonra Erik'e döndü.
"Cidden bunu söylemek zorunda mıydın?" Erik omuz silkip tartışmakta olan ikiliye baktı.
"Böyle yapacaklarını bilseydim sormazdım."
"Bu konuşma uzun süre devam edecek biliyorsun değil mi?"
"Ne yapabilirim ki? İkisi de birbirinden saçma haraketler sergiliyor."
"Logan bugün eve mi yoksa annene mi gideceksin?" Logan, Charles'ın seslendiğini duyunca susup ona baktı.
"Bilmiyorum Charlie. Annem dün aradı ama hiç gidesim yok. Biliyorsun ki cuma günlerini evde geçirmeyi çok seviyorum. Şu son zamanlarda okula da gelesim yok."
"Gelme o zaman senin yüzünden biz de geliyoruz." Erik konuştu.
"Devamsızlığım bitti. Mecburen geleceğim ve siz de ben yalnız kalmayayım diye geleceksiniz."
"Kusura bakma ama benim devamsızlığım var. Bu yüzden gelmeyeceğim." Charles konuştuğunda Logan kaşlarını çattı. Arkadaşım dediği çocuk bildiğin kendisini satıyordu.
"O gelmezse ben de gelmem. Birlikte geliyoruz sonuçta." Erik Charles'a baktı.
"Hank senin bahanen ne?" Logan ikiliden hayır görmeyeceğini anlamış, solundaki Hank'e sordu.