-8 Yıl Sonra-
Charles telefon sesiyle uyandı. Dün çok yorulmuştu ve sabah telefon sesiyle uyanmak istediği bir şey değildi. Sonuçta uzun zamandan beri bu kadar uzun süre uyuyamamıştı. İşinde başarılı bir avukat olmak her zaman iyi olmuyordu.
"Evet?"
"Charlie hala uyuyor musun sen! Hemen kalk ve hazırlan uçağı kaçıracaksın." Doğru, bugün işi yoktu çünkü şehir dışına çıkıyordu.
"Rave kafamı ütüleme. Hazırlanacağım şimdi, tabi sen telefonu kapatırsan." Raven abisine sövmemek için dilini ısırdı.
"Tamam görüşürüz. Biliyorsun biz de evden taşınıyoruz bugün. Otelinin konumunu atarsın." Hank ve Raven evlendikten sonra bir daire satın almışlardı fakat daire Raven kedi sahiplendikten sonra kendilerine yetmemişti. Bu yüzden yeni bir ev almışlardı ve bugün taşınacaklardı. Eski daireyi de kiraya falan verirlerdi.
"Tamam Raven. Hank'e selam söyle." Raven abisini onaylayınca Charles telefonu kapattı. Şimdi iş, bavulunu hazırlamaktı. Yataktan kalkıp duş aldı. Ardından en sık giydiği takımlarını -ne olur ne olmaz-, birkaç parça günlük kıyafetini ve son olarak kalan eşyalarını koyup bavulu kapattı. Şimdi tek işi giyinmek ve asla gitmem dediği şehre gitmekti.
Erik ile tartıştıkları o günden sonra bir daha okula gitmemiş, mümkün olduğunca hızlı bir şekilde oradan taşınmıştı. Raven kendisiyle gelmek istememişti çünkü Hank ile bir ilişkisi vardı. Charles bunu sorun etmemişti. Hank ne kadar son zamanlarda sinirlerini bozmuş olsa da -ki Raven'a yılışması sınırını bozan şeydi.- Raven'ı çok seviyordu.
Charles aklındaki düşüncelerle giyindi ve yola çıktı. Çoktan havalimanına gelmişti. Neyse ki çok erken gelmemişti. Bir saat yoktu uçağın kalkmasına. Raven'ı aramaya karar verdi. Kendisine ulaşamadığı takdirde tüm günü ona zehir edebilirdi.
"Rave?"
"Evet Charlie?"
"Ben uçağa biniyorum sürekli arayıp taciz etme."
"İyi seni merak edende kabahat!" Charles kardeşinin rol yaptığını biliyordu.
"Seni seviyorum Rave."
"Ben de Charlie. İyi yolculuklar." Telefonu kapatıp cebine koydu ve uçağa gitti. Eski şehrine gideceği için bir yandan heyecanlı bir yandan da isteksizdi. Aklına arada Erik geliyordu. Cidden ona çok önem vermişti. Öyle ki şehri terk ettiğinde en çok onun yokluğunu hissetmiş, onu özlemişti ama Raven ne zaman bahsini açsa konuyu kapatıyor, kardeşi onun hakkında mesaj yazdığında okumadan siliyordu. Onun ne yaptığıyla zerre ilgilenmiyor, ilgilenmek de istemiyordu açıkçası. Çünkü ondan bir defa haber alırsa devamını da isteyeceğini biliyordu. Sırf bu yüzden onu sosyal medyadan bile bulmaya çalışmamıştı.
Charles'ın tüm yolu bu ve benzeri düşüncelerle geçti. Uçak indiğinde de, arabasına bindiğinde de aynı düşünceler kafasında dönüyor, sarmaşık gibi beyninin derinliklerine kadar iniyordu. Neyse ki bu düşüncelerine otele varınca ara vermek zorunda kaldı.
Yalnızca bir hafta kalacağı odasına çıkarken kardeşine konumu attı. Raven onu görmek için daha fazla beklemek istemiyordu keza kendisi de kardeşini görmek için sabırsızlanıyordu. Hank'i ve Logan'ı da özlemişti ama doğal olarak kardeşini özlediği kadar değildi. Odasına geldiğinde eşyalarını dolabına yerleştirdi.
Bir yarım saatin ardından Raven geldiklerini yazdığında, hemen aşağıya indi. Ve işte Raven karşısındaydı. Koşarak abisine gitti ve kucağına atlayarak sarıldı. Onu çok özlemişti. Öyle ki gözlerinden birkaç mutluluk yaşı döküldü. Charles'ın da kardeşinden pek bir farkı yoktu. O da aşırı duygulanmıştı.
"Seni çok özledim." Raven abisinden ayrıldığında söyledi. Charles onun gözyaşlarını silerken, kendi dolu gözleriyle Raven'a gülümsedi.
"Ben de Rave. Sanki iki yıl değil de, iki asır olmuş gibi. Üstelik neredeyse her gün beni arıyor ve taciz ediyorsun." Raven güldü.
"Bırak yalan söylemeyi. Sen de mutlu oluyorsun aradığımda." Charles elini kardeşinin omzuna atıp Hank'e doğru ilerledi.
"E tabi kardeşimin araması, beni özlemesi güzel şeyler." O sırada Hank ile sarıldılar.
"Hoşgeldin Charlie." Charles göz devirdi.
"Bana şöyle seslenmeyin diye kaç defa söylemem lazım?" Charles sorunca Hank omuz silkti.
"Raven söyleyince oluyor ama."
"Kendini onunla mı kıyaslıyorsun? Bilmiyorum farkında mısın ama o benim kardeşim." Raven abisine gözleri parlayarak baktı.
"Bu bana izin verdin mi demek oluyor?" Charles ona da hitap konusunda kızıyordu fakat kızın onu pek salladığı yoktu.
"Yoo' sana ekstra kızcağım demek oluyor." Raven gözlerini kıstı.
"Bazen tam bi sinir bozucu oluyorsun. Pardon ya bazen demişim." Charles göz devirdi. Bu kız asla büyümeyecek, büyüse bile ona hayatı zindan etmeye devam edecekti.
"Logan nerede?"
"Raven ile vakit geçirmen için gelmedi ama yarın tüm gün üçümüz takılacakmışız." Hank Charles'a beklediği cevabı verdi.
"İyi o zaman. Bu arada Rave, saçların gönderdiğin fotoğraflardan çok daha güzel." Raven saçlarını kestirmişti ve kestirdiği an abisine atmıştı. Raven gülümsedi. Tam cevap veriyordu ki Hank konuşmaya dahil oldu.
"Ben acıktım ya. Siz tok musunuz?"
"Ben hem aç hem de yorgunum. Yorgunluğa çare yok ama yemek yesek gerçekten de iyi olur." Charles dostuna katılıyordu. Bu yüzden otelden çıktılar ve Raven'ın Charles'a göstermek istediği kafeye gittiler.
"Nasıl buldun Charlie? Bu tarz yerleri seviyordun okul zamanı." Hank ismini yine kısaltarak söylediğinde iç çekti. İsmi Charlie olarak kalmıştı.
"Bahsettiğinize değen bir yer. En azından konsepti öyle. Yemekleri de tatmam lazım." Üçlü oturup yemek yedi. Yemek yerken de uzun uzadıya sohbet ettiler. Bir ara konu Charles'ın geçen yıllarda bulup ayrıldığı sevgilisine geldi. Charles konuyu hemen geçiştirip kapattı. Üçü de artık tıka basa doyduğunda kalktılar.
"Biz eve gidiyoruz Charles, sen de dinlen biraz." Charles omuz silkti. Onun için sorun yoktu.
"Beni otele bırakın da sizin ne yaptığınız önemli değil."
"Sana bizde kal demiştim ama tam bir inatçı olduğun için otelde kalıyorsun." Raven sitemle konuştuğunda, Hank de ona hak verdi. Charles onları rahatsız etmek istemediğini söyleyerek onlara gitmemişti.
"Konu çoktan kapanmıştı Rave o yüzden tartışmayacağım. Hemen uyumak istiyorum." Charles'ın cevabı üzerine birlikte otele gittiler. Charles ikiliye veda edip odasına çıktı. Çok yorgun olduğu için hemen uyudu.
Merhaba
Umarım beğenirsiniz. Böyle zaman atlaması olmasının sebebi aklıma gelen fikirdi.
Sizi seviyorum elmalı kurabiyelerim ❣❣