Charles son yaşananlardan sonra Erik'e eskisi kadar mesafeli davranmıyordu. Tamam yine onun evine gitmiyordu ama en azından toplu bir buluşma olduğunda günü herkese zehir etmiyordu. Ayrıca kardeşiyle de barışmıştı. Raven kendisini sinirlendirmiş olsa da bunu kötü bir niyetle yapmamıştı.
"Charles akşama her zamanki kafedeyiz." Charles iç çekti. Raven besbelli ondan gelmesini istiyordu.
"Saat kaçta?" Rave telefonun diğer ucundan onun gelmek istemediğini anlamıştı. Bunun için müneccim olmasına gerek yoktu.
"8'de. O zamana kadar senin işin de bitmiş oluyor. Adliyeden direkt gelirsin."
"Arabamı tamire verdim. O kadar yolu bu yorgunlukla gelemem." Raven bu tarz bir cevap alacağını biliyordu.
"Tamam bizimkilere sorarım yakında olan varsa seni de alıp gelir."
"Tamam Raven. İşim var şimdi." Raven görüşürüz dedikten sonra kapattı. Charles da acaba bugünün şanslısı kim diye düşünerek -kendisi olmadığı kesindi eğer o olsaydı doğrudan evine giderdi- kendine bir kahve ve biraz kurabiye aldı. Yedikten sonra da işine döndü.
Charles işi bitince telefonuna baktı. Raven mesaj atıp çıkınca kendisini aramasını söylemişti. Charles da onu aradı.
"Ne oldu Raven?"
"Yakınlarda kimse yok diye seni almaya gelemiyoruz. En iyisi sen eve geç-"
"Olur zaten çok yorgunum."
"Lafımı tamamlatmadın. Eve gidince yemek hazırla hepimiz sana geliyoruz." Charles herkesin evine doluşmasını istemiyordu açıkçası.
"Yiyip gelin. Bu yorgunlukla kimseye yemek hazırlayamam." Raven'ın bir şey demeye hakkı yoktu çünkü Charles haklıydı.
"Tamam o zaman biz kafeye gider yemek yeriz. Sen de o zamana kadar dinlenirsin. Sonra sana geçeriz." Charles taksiye bindikten sonra kardeşine yanıt verdi.
"Tamam ama şimdiden söylüyorum çok geç gelirseniz evime almam." Raven güldü.
"Erik'in evinden gireriz."
"İyi oldu hatırlattığın, terasın kapısını da kilitleyeyim."
"Neyse beni oyalama daha fazla. Akşama görüşürüz."
"Görüşürüz." Charles telefonu kapatıp etrafa baktı. Eve varması neyse ki çok vakit almamıştı. Taksi durduğunda ücreti ödeyip indi. Eve girdiğinde rahatlıkla bir nefes aldı. Kendisine yemek hazırlayacaktı fakat önce duş almalı, yorgunluğunu atmalıydı. Nitekim öyle de yaptı.
Duştan çıktığında tamamen dinlenmiş sayılmazdı ama hatrı sayılır bir rahatlama söz konusuydu.Mutfağına gidip yiyecek bir şeyler hazırladı ve yedi. Sonra içeriye geçip biraz daha dinlenmek adına televizyonun karşısındaki koltuğuna geçti. Gerçi televizyon izlemeyi sevmezdi ama içeride ses olsun diye açmış, telefonuyla ilgileniyordu. Birkaç saat Erik'in sosyal medya hesaplarına bakmış, vaktini bayağı boşuna harcamıştı. Bu gidişatı durduran şey kardeşinin geliyoruz diye mesaj atmasıydı. Charles iç çekerek koltuktan kalktı ve etrafı toparladı. Zaten yaklaşık beş dakika sonra kapı çaldı.
"Hoşgeldiniz." Kapıdaki beşliye baktı. Diğerleri -özellikle Scott ve Ororo- de gelir diye düşünmüştü ama sorun değildi. Sonuçta yedi kişidense beş kişi daha iyiydi. Hatta Charles keşke Bonita da olmasaydı diye düşündü. Kız onun bulunduğu her yerdeydi ve bu bir süre sonra can sıkıcı oluyordu. Yine de pek bozuntuya vermedi.
"Hoşbulduk." Hep bir ağızdan söyleyip içeri geçtiler. Neyse ki gelirken içecek bir şeyler ve atıştırmalık da almışlardı.
"İçeri geçin ben de atıştırmalıkları koyup geliyorum." Charles onları içeri yolladı ve uyuşukça kaseleri doldurdu. Biraz uykusu vardı ama herhalde onlar gidene kadar dayanırdı. O sırada Raven geldi.