Charles sonunda tatilinin beşinci günü kardeşiyle baş başa kalabilmişti. Kardeşinin evinde oturuyor, konuya nasıl gireceğini düşünüyordu.
"Abi?" Kız, abisine döndü. Genelde böyle ciddi konuşmaz, ismini kısaltarak söylerdi.
"Efendim Raven?" Charles ciddi bir konuşma geldiğini anlamıştı.
"Ben sana bir şey söylemek istiyorum ama emin değilim." Charles merakla gözlerini kardeşine dikti.
"Söyle Raven merak ettirme."
"Ben bir saat falan sonra hastaneye gideceğim. Senin de benimle gelmeni istiyorum." Charles'ın merakı yerini endişeye bırakmıştı.
"Neyin var?" Raven abisinin endişesini farkedince gülümsedi.
"Hamilelik testi yaptım." Charles bir süre bomboş baktı. Ardından sevinçle kardeşine sarıldı. Demek o davranışlarının sebebi hamileliğiydi.
"Ben dayı oluyorum yani?" Raven sesini alçaltması için abisine sessiz bir komut verdikten sonra omuz silkti.
"Belli değil daha. Birlikte gidip sonucu öğreneceğiz." Charles kardeşini onayladı fakat sonra duraksadı.
"Eğer hamileysen ilk olarak Hank ile paylaşman daha doğru olmaz mı?" Raven abisine dudaklarını bükerek baktı.
"Sen benim abimsin. İlk önce senin duymanı istiyorum çünkü annemden bana bir sen kaldın. Eğer yaşasaydı önce ona söylerdim ama şimdi onun yerine sen geçtin. Hep bana gözkulak oldun. Annelik yapmaya çalıştın." Raven duygusal günler geçiriyordu. Bu yüzden ağlamama çalışarak abisine bakıyordu. Gerçi abisinin de kendisinden pek bir farkı yoktu. Gözleri dolmuştu.
"Tamam o zaman Raven. Git hazırlan." Raven abisini onaylayıp giyinmeye gitti. Bir yandan da testin pozitif çıkması durumunda abisini burada kalmaya ikna edebileceğini düşünüyordu. Charles uzun zamandır burada değildi ve Raven onu çok özlüyordu. Üstelik Erik de onun düşündüğü gibi biri değildi. Buraya gelmesine engel olacak hiçbir durum yoktu. Zaten yeteri kadar iyi ve ünlü bir avukattı. Burada iş konusunda da sıkıntı çekmezdi.
"Hadi gidelim." Raven hazırlanıp abisinin yanına geldi.
"Tamam Rave." Charles çok heyecanlıydı. Bu yüzden kucağındaki Dipsy'i koltuğa bırakıp kapıya gitti. Dipsy kendisine biraz öfkeli bakmıştı ama ne yapsındı. Kucağında sonsuza dek duramazdı. "Bana öyle bakma Dipsy. Önemli bir iş için gidiyoruz. Hank gelirse ona nereye gittiğimizi söyleme."
Arabaya binip hastaneye gittiler. Şimdi Raven doktorunu, Charles da Raven'ı sabırsızlıkla bekliyordu. Birkaç dakika sonra Raven kapıdan çıktı. Charles kardeşine doğru yürüdü.
"Ee ne dedi doktor?" Raven ona gülümsedi.
"Dayı olacaksın Charlie." Charles kardeşine sımsıkı sarıldı. İkisi de çok mutluydu. İkili konuşa konuşa arabaya gitti. Yemek yemeye gideceklerdi.
"Ne yemek istersin?"
"Çikolatalı pasta yiyelim." Charles kardeşini onaylayıp arabayı Raven'ın en sevdiği yere sürdü. Oturduklarında Raven konuyu açmak için en uygun zaman olduğuna karar verdiğinden konuştu.
"Charlie."
"Efendim Rave." Charles pastasından aşıran kardeşine baktı.
"Senden bir şey isteyeceğim ama söylemeye korkuyorum." Charles merakla kardeşine baktı.
"Ne isteyeceksin?"
"Burada kalsana. Yani buraya geri dön. Hamileliğimde yanımda olursun. Hem doğumdan sonra yeğeninin büyüdüğünü görürsün olmaz mı?" Charles kardeşinin ciddiyetini ölçmek için baktı.
"Orada işlerim var Raven. Zaten burada evim, işim, düzenim hiçbir şeyim yok."
"Bizim eski dairemizde oturursun. Terası yan komşuyla ortak ama sorun olmaz. Zaten iyi bir avukatsın burada da iş yaparsın ondan sonra da düzenini kurmuş olursun. Hem orada biz yokuz ama gelirsen sana yardım edebileceğimiz kadar yardım ederiz." Charles bunu düşünecekti ama halletmesi gereken işleri vardı.
"Raven buraya dönsem bile oradaki işlerimi bitirmem gerek. Bir ay kadar sürecek. Tüm davalarıma bakmam lazım."
"Ama sonra geleceksin değil mi?"
"Bilmiyorum düşünmem lazım."
"Neyini düşüneceksin Charles? Giderken bile bu kadar düşünmedin." Raven onun gelmesini istiyordu. Bunun için ağır konuşması gerekiyorsa konuşurdu.
"Gitmek kolay değildi, ki bunu en iyi sen biliyorsun ama geri dönme kararı almak da kolay değil o kadar zaman sonra hem de." Raven omuz silkti.
"O kadar zaman boyunca uzak kaldın ama değişen hiçbir şey yok Charles. Erik'i atlatabildin mi? Hayır. Hâlâ bile onun adını duyunca cümlenin devamını dinlemiyorsun. O zaman niye orada kalmaya devam ediyorsun? Kendini de bizi de güzel şeylerden mahrum etme. Çünkü ben zor zamanımda abimin yanımda olmamasını hak etmiyorum ve sen de." Charles yine de gitmek zorundaydı.
"İşlerimi halledince seni ararım." Raven iç çekti fakat konuşmayı uzatmadı çünkü bir anlamı yoktu bunun. Charles ya orada tek başına kalıp kendisini sinir küpüne çevirecekti ya da buraya gelecekti.
"Tamam." Charles kardeşine baktı. Sonuna kadar haklıydı. Yine de kararsızdı. Pastalar bitince Raven abisine baktı.
"Gidelim mi?" Charles onu onayladı. Kardeşini evine bırakıp otele döndü. Sabahleyin vakti olmayacağı için bavulunu toparladı. Sadece yarın giyeceği kıyafetleri bıraktı ve duş almaya gitti. Bir süre gelen maillerine ve aldığı davalarla ilgili belgelere baktı. Akşam yemeği vakti gelmişti. Yemeğini yiyip uyudu.
Sabah uyandığında telefonuna baktı. Raven beş altı defa aramıştı. Muhtemelen kahvaltı içindi. Charles kahvaltı için oraya gitmeyi düşünüyorduysada vazgeçti. Saat öğlene geliyordu. Otelden çıkıp yemek yemeye gitti. Sonra tekrar otele dönüp çıkışını yaptı. Bavulunu arabaya attı ardından da kardeşi, Logan ve Hank ile vedalaşmak üzere yola koyuldu. Onların yanından direkt olarak havalimanına gidecekti. Zaten pek fazla vakti kalmamıştı.
"Birazdan gidiyorsun yani?" Logan arkadaşına sarıldıktan sonra sigarasını çıkardı. Charles omuz silkti.
"Son bir kez senin mekana gitseydik iyi olurdu tabi." Logan güldü. Charles ise Hank'in yanına gitti.
"Çok özletme Charlie." Charles tek kaşını kaldırdı.
"Benden kolay kolay kurtulmak mümkün mü sanıyorsunuz? Her gün arayıp sizi bezdireceğim."
"Charlie?"
"Efendim Raven?"
"Söylediklerimi düşüneceksin değil mi?" Charles başını onaylarcasına salladı.
"Düşüneceğim Rave. Lütfen kendine dikkat et ve üzülme." Raven'ın gözlerinden bir damla yaş aktığını görünce, Charles kızın gözyaşlarını sildi.
"Sen de, gelmezsen bile seni çok seviyorum." Charles ona sımsıkı sarıldı ve geri çekilirken konuştu.
"Ben de Rave, ben de seni çok seviyorum." Ardından daha fazla üzülmemek için arabasına binip havalimanına gitti.
Merhaba
Umarım beğenirsiniz
Sizi seviyorum ballarım ❤❤