elli

13.8K 950 505
                                    

oy sayısına pek önem vermem ama yorumlarınızı görmeyi çok isterim gerçekten. yanlış anlamayın herhangi bir şartlandırma yapmıyorum ama ne kadar yorum gelirse o kadar yazma isteğim artıyor daha da mutlu oluyorum <3.

————

"Onur, nerede kaldın hadi!"

Kapının önünde uyuşuk uyuşuk beklerken gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum. Sanırım ilk kez bu kapıda bekleyen Onur değil, bendim.

"Geliyorum."

Sesinin hemen ardından merdivenlerde göründüğünde tavşanlı pijamamı çekiştirip ona doğru baktım. Yarı açık gözlerim onu görür görmez kocaman olmuştu çünkü... Çok fazla yakışıklıydı.

Giydiği beyaz gömleğin ilk 3 düğmesini açmış, kollarını dirseğinden biraz daha aşağı gelecek şekilde katlamıştı. Yapılı vücudu yüzünden kol ve sırt kısmı hafif gerilmişti. Üzerine yapışık durmuyordu ama tam da vücuduna göreydi. Altına siyah kumaş bir pantolon vardı. Daha az önce ütülediğimden kusursuz duruyordu. Siyah bir kemer takmış, gömleğini pantolonunun içine koymuştu. Takım elbisesinin ceketini giymek yerine koluna asmıştı. Son olarak, karamel saçlarını düzgünce taramış dağınık halinden kurtarmıştı.

O kadar nefes kesici duruyordu ki tam şu an onun bu halini heykelleştirip evin her bir köşesine koyasım gelmişti.

Öyle ki, ağzımı bile kapatamıyordum. Çok fazla iyiydi.

"Gitmesem mi ya? Gidesim de yok. Sen de evde kalacaksın hiç hoş bir fikir değil." Yüzünü buruşturup gömleğinin yakalarını bozduğunda hemen ellerini tutup indirdim.

"Saçmalama, gitmen gerek. Beni merak etme Atlas'ı çağıracağım ya zaten."

"Ne bileyim Bulut. Gitmek istemiyorum."

Başımı omzuma düşürüp yüzüne baktım.
"Ama deden rica etti. Kırma onu."

"Dedem söylememiş olsa inan elimi bile kaldırmazdım onun için." derken o diye kastettiği babasıydı.

Veli Bey'in projelerinden birisi için yine bir davet düzenleniyordu, mecburen Onur'un da katılması gerekiyordu çünkü hiçkimse Onur ve babası arasındakileri bilmiyordu.

Annem haberi bir şekilde bizden önce öğrenip bizi aramış, davete katılabileceğini söylemişti. Onur için mekana kendi korumalarından göndermişti. Ne ben ne Onur bu fikri pek sevmesek de arada Haldun Dede ve annem olduğundan ikna edilebilmiştik.

Birkaç adımda dibine kadar girip ellerimi yakalarına çıkardım. Boynuna hafifçe dokunarak pür dikkat yakalarını düzeltmeye başladığımda ellerini belime koymuştu. Parfümünün kokusunu duyumsadığımda titrek bir nefes aldım.

"Hadi, hayatım geç kalacaksın." diye mırıldandığımda içten içe geç kalmasını da istiyordum. Şu an sebepsiz bir heyecan vardı içimde.

Belimdeki eli olduğu yeri okşarken konuştu,
"Atlas'a söyle hemen gelsin olur mu? Tek kalma fazla."

Bir elimi ensesine sarıp boynundan öptüm.
"Tamam tamam sen merak etme."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında bir an şaşırsam da öpüşüne karşılık verdim. Belimdeki elleri sıkılaşmıştı ve sırtımı biraz daha kapıya yaslamıştı. Yumuşak başlayan hareketleri yavaş yavaş hız kazanmaya başladığında afallamamı bir kenara bırakıp karşılık vermeye çalışıyordum. Sesli bir öpücükle dudaklarımdan çabucak ayrıldı.

"Biraz daha devam edersek sonumuz yatak odası gibi görünüyor." dediğinde dudaklarımı birbirine bastırıp hafifçe güldüm. Sürekli böyle konuştuğundan bir yerden sonra utanmamaya başlamıştım.

Elma Ağacı (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin