10.Bölüm🔎

527 83 34
                                    

Merhaba

Oy ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum:))

Keyifli okumalar❤️


MEÇHUL

10.BÖLÜM

Leyla arabasına yaslanıp dakikalarca bekledi. Aklında tartıp duruyordu Pınar'ın söylediklerini. İçten içe Ahsen'in suçsuz olmasını istiyordu fakat tüm oklar onu gösterirken bu mümkün değil gibiydi.

"Leyla?"

Omzunun üzerinden arkaya baktığında Mahir'in hızlı adımlarla ona doğru geldiğini gördü. Bedenini arabadan ayırıp doğruldu. "Konuştun mu kızla?" diye sordu Mahir, kumral saçlarını eliyle karıştırırken.

"Konuştum." Sonra Pınar'ın söylediklerini anlattı ona.

"Ben de Ercan'ı buldum."

"Ne söyledi?"

"İsmail adam yaralamadan 4 ay hapis yatmış zamanında. Hakkında hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlamalar olsa da ıspatlanamadığı için ceza almamış. Çağrı da tahmin ettiğimiz gibi uyuşturucu bağımlısı. Zengin ailenin tek çocuğu, bildiğimiz şımarık, aklı bir karış havada tiplerden. İsmail buna uyuşturucu buluyordu, Çağrı da karşılığında ona para veriyordu işte. Bu yüzden birlikte takılıyorlarmış."

Leyla, "İsmail'de de maşAllah yok yok," deyip başını olumsuzca iki yana salladığında Mahir ona onay verir gibi gözlerini kapatıp açtı.

"Yaşasaydı başı büyük beladaydı." Duraksayıp alt dudağını hafifçe sarkıttı. "Gerçi ölümden daha büyük bela da yok ya."

"Ailesi bu durumda ne yapıyordu acaba?" diye sorduğunda Mahir başını iki yana salladı. "Ailesi yok. İsmail 3 yaşından beri çocuk yurdunda büyümüş."

Leyla sıkıntıyla iç çekip "Merkeze dönelim," dedi.

"Bu nasıl renk lan?" diye Mahir memnuniyetsiz bir şekilde konuşunca Leyla'nın gözleri ona çevrildi. Mahir yeni fark ettiği parlak yeşil arabaya yüzünü buruşturarak bakıyordu. Gülümsemeden edemedi Leyla. Mahir ile ilgili en iyi bildiği şeylerden biri parlak renklerden nefret ettiğiydi. Yıllar sonra bile aynı şekilde kalmasına başını iki yana sallayarak karşılık verdi Leyla. Sessizce arabasına oturdu.

İkisi merkeze ulaştıklarında Leyla, poşetteki telefonu Uraz'a uzattı. "Bunu incelemeye götürür müsün? Ahsen'in telefonu sanırım." Cebinden flash belleği de çıkardı. "Bunlar da gezi raporlarının kayıtları."

Değerli bir ipucu buldukları için gözlerinin içi parladı Uraz'ın. Poşeti ve belleği Leyla'dan alıp "Hemen komiserim," dedi ve kaşla göz arasında ortadan kayboldu.

Ekip odasına girdiklerinde içeride sadece Beliz ve Ateş vardı. Beliz elindeki kahve kabını havaya kaldırmış, her an Ateş'e fırlatacak gibi duruyordu. "Seni parça pinçik etmemem için bir sebep söyle bana!"

Beliz'in bağırmasına karşı Ateş karizmatik bir şekilde güldü. Ellerini kotunun cebine yerleştirip yan döndü. "Çünkü çok yakışıklıyım. Dünyaya böyle büyük bir kayıp yaşatamazsın."

"Sen nasıl narsist bir adamsın ya. Özür dile hemen," derken atacağını belirtmek ister gibi kahveyi gösterdi. Koltuğun arkasında saklanıyordu Ateş. Karşıdaki koltuğun arkasındaysa Beliz vardı.

"Ne diye özür dileyeceğim? Alt tarafı hobbit dedim, yalan mı?"

"Lan ben sana zürafa diyor muyum?"

Meçhul (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin