8.bölüm🔎

519 81 20
                                    

Merhaba

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum:))

Keyifli okumalar

                                                                                           MEÇHUL

8.BÖLÜM

Leyla, Ahsen'in evini kontrol etmek için tekrar onun mahallesine gelmişti. İlk geldiğinin aksine sokaklarda çok daha fazla insan vardı. Arabayla mahallenin içine girmek istemedi. Etraftaki insanlar arabasına abartılı bir merakla bakıyordu. Pek pahalı bir araba da değildi oysaki. Ateş'in arabasını görseler ne tepki verirler acaba?, diye düşündü kendi kendine. Oto sanayini önünde durdu. İnmeden önce silahını kontrol edip beline taktı.

Orta okul yaşlarında bir çocuk koşarak yanına gelip kapısını açtığında elini silahından çekti. "Hoş geldin abla," dedi çocuk sanki onu tanıyormuş gibi samimi bir tonda.

"Hoş buldum yakışıklı," derken arabadan inip çocuğun saçlarını karıştırdı.

Çocuk, "Aman abla yapma saçlarım yağlı, kirlenmesin ellerin," deyip utançla gözlerini kaçırdı. Leyla parmak uçlarına bulaşan motor yağını çocuğun kirli tişörtüne sildi. "Ustanı çağırsana."

"Hemen çağırıyorum."

Çocuk koşarak yanından uzaklaştığında arabasına yaslandı komiser. Çok geçmeden "Abla!" diye bir ses yankılandı kulaklarında. Başını sağa çevirince ellerini havluya silen orta yaşlı bir adamla çocuğun ona doğru geldiğini gördü. Adamın üstünde yer yer kirlenmiş mavi bir tulum vardı. Yüzü sakallı, buna tezat olarak kafası keldi.

"Beni çağırmışsın," dedi kabaca.

Leyla laf kalabalığına girmek yerine cebinden rozet ve kimliğinin takılı olduğu cüzdanını çıkarıp yüzünün sağ tarafında havaya kaldırdı. Leyla'nın polis olduğunu anladığı gibi adamın umursamaz tavrı değişti, güldü. "Hoş geldiniz komiserim. Nasıl yardımcı olabilirim size?"

"Arabam ben gelene kadar size emanet. Başına bir şey gelmesin," dediğinde usta hızla başını salladı.

"Tabii komiserim, tabii. Siz hiç merak etmeyin, gözüm gibi bakacağım arabanıza," dediğinde Leyla onun katarakt gözüne bakıp derin bir nefes aldı. Bir şey söylemeden başını salladı.

Arabası kilitleyip oradan uzaklaşacakken aklına gelen şey ile duraksadı. Omzunun üzerinden arkaya baktı. İkisi de olduğu yerde bekliyordu.

"Buralarda güvenlik kamerası var mıdır?"

Usta ile çırağı birbirine sorgular gibi baktı. Sonra başları aynı anda Leyla'ya çevrildi. Usta gülerek, "Komiserim burada kamera falan ne arasın?" diye sordu. Konuşurken eliyle mahallelerini göstermişti. Leyla ona hak verdiğinden bir şey söyleyemedi.

Önüne dönüp mahalleye girdiğinde birkaç kişinin dikkatini çekmişti. Genelde duvar dibine çöken serseri tiplerdi. Hiçbirini umursamadan ellerini montunun ceplerine sokup büyük adımlarla yokuş aşağı sokağı inmeye devam etti. Ahsen'in evinin önünde durduğunda etrafa bakındı. Sokakta soğuk havaya rağmen keyifle top oynayan çocuklar vardı. Demir kapıyı itip içeri, küçük bahçeye girdi. Bahçenin kapısını gıcırtılı bir ses eşliğinde geri kapattı.

İlk geldiğinde hava aydınlık olmadığı için iyi göremese de şimdi bahçeyi inceleme fırsatı bulmuştu. Dışarıda pek bir şey yoktu. Bahçe de ev gibi küçüktü. Bir köşede üstü tozlanmış plastik masa ve dört sandalye vardı. Diğer köşede ise duvar dibine dikilmiş, kış olduğu için kuruyan çiçek dalları vardı.

Meçhul (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin