MEÇHUL
13.BÖLÜM
Leyla kafeden çıkıp etrafa kısa bir bakış attı. Gözleri Mahir'i arıyordu. Ellerini montunun cebine sokup Pars'ın, hemen ardından da Mahir'in gittiği yola baktı. Yolun aksi istikametinde ise üniversite vardı. Birkaç saniyelik ikilemde kaldı. Mahir'in gelmesini mi beklesin yoksa üniversiteye gidip Alina'yı mı bulsun? Karar vermesi zor olmadı.
Adımlarını üniversiteye çevirirken zamanın aleyhine işlediğinin farkındaydı. Soruşturmayı olabildiğince hızlı sonlandırmalıydılar. Katil bulunması ekiplerine verilen ilk işin layıkıyla sonuçlanması demekti. Aksi taktirde özel ekip olarak bir yere toplanmalarının bir anlamı yoktu. Bu vakanın yeni ekiple ilk ve son işi olacağını bilse de her şeyi en iyi şekilde yapmak istiyordu.
Büyük adımlarla üniversite binasına giderken aklına Alina'nın yüzüne getirmeye çalışıyor, aynı zamanda onu okulda bulmak için dualar ediyordu. Hava soğuktu fakat güneş tam tepedeydi. Işınları gölgelik alanda kalan karlara etki edemese de çoğunluğu eritmişti. Yine de havayı ısıtmaya yetmiyordu.
Üniversitenin bahçesinde bir grup genç vardı. Bazıları koyu sohbete dalmıştı, bazıları da hareket halindeydi. Leyla, kısa boylu sıska bir çocuğun arkasından üniversitenin binasına girdi. Alina'nın şu an hangi derste olduğunu öğrenmek için ders programını bulması gerekiyordu. Çıktığı üçüncü kat diğerlerine nazaran daha sessizdi.
Gözleri kapıların kenarlarındaki tabelaları teker teker okurken kulağına tanıdık bir ses dokundu. "Komiser hanım?"
Önce omzunun üstünden arkasına baktı. Gördüğü kişiyle vücudunu tamamen ona doğru çevirdi. "Merhaba," dedi Leyla.
"Merhaba," deyip başını aşağı yukarı salladı Volkan hoca. "Hangi rüzgâr attı sizi buraya?"
Leyla, Ahsen ve Ceylan'ın hocası olan Volkan'ın sorusuna mesafeli bir tonda, "Soruşturma için gelmem gerekti," dedi.
Volkan'ın kaşları havalanırken mavi gözleri hafif büyümüştü. "Ahsen'i buldunuz mu?" diye sordu merakla. Leyla onun bu ilgili tavrına yanıt vermedi. Konuyu kendi istediği yöne çekerek, "Öğrencilerin hangi derste olduğunu öğrenmem gerekiyor," dedi.
"Tabii, kim arıyordunuz tam olarak?
"Alina Yüksel diye bir kız. Mimarlık öğrencisiymiş, birinci sınıf. Bulabilir misiniz?"
"Ben onların derslerine girmiyorum," dedi Volkan dudaklarını mahcupça birbirine bastırırken. "Ama sizi yardımcı olacak birine götürebilirim."
"Tamam, gidelim," dedi Leyla, konunun uzanmasını istemiyordu.
"Buyurun, bu taraftan o zaman." İkisi Volkan'ın gösterdiği istikamete doğru yürümeye başladılar. Leyla hemen yanındaki adamın meraklı bakışlarını üzerinde hissediyordu. Çok geçmeden adam onu şaşırtmayarak tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Öğrencilerime böyle bir kötülük yapıldığını hatırladıkça delirecek gibi oluyorum," dedi, başını iki yana sallarken. "Aileleri perişan olmuştur şimdi."
"Sadece Ceylan ve Ahsen'in derslerine girdiğinizi söylediğinizi hatırlıyorum," diye karşılık verdi Leyla.
"Doğru hatırlıyorsunuz."
"Ahsen'den hiçbir haber alınamadığı için çoğul eki kullanmanıza gerek var mı?"
Volkan başını aşağı eğip samimi bir şekilde gülümsedi. "Mesleğinizin size kattığı özelliklerden biri de bu olsa gerek; her detaya dikkat etmek." Leyla'nın tepkisiz kaldığını görünce sözlerini açıklama ihtiyacı hissetti. "Bu üniversitede eğitim olan tüm çocukları kendi öğrencim olarak görürüm ben. Bu yüzden öyle söyledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meçhul (ASKIYA ALINDI)
Mistério / SuspenseHer fail, suç mahalline birtakım izler bırakır ve buradan da kendisine bulaşan birtakım izleri üzerinde taşır. Kriminalist Edmond Locard'ın da dediği gibi, "Her temas iz bırakır." Çözülmeyecek cinayet yoktur, izleri doğru takip etmeyen polisler va...