Her veda acıtır mıydı?
Alışılan Vedalar da var mıydı?
Zamanla umursamayan, yeri doldurulan, eskisi kadar acıtmayan ve hatta unutulan ...
Giden geri gelmiyordu ve bir teselliyle yüreklerdeki acı dinmiyordu. Ne yazık ki hiç kimse sonsuza kadar bizimle kalmıyordu.
Ayrılıklar, vedalar her zaman vardı ve bu hayat, kalbi kırık yarım bırakılmış insanlarla doluydu .
"Keşke beni de yanlarında götürselerdi. " diye düşünmeden edemiyordu minik kumsal.
Uzağa gittiklerini söylemişti amcası. Olsun onu da yanlarına alsalardı. Hem yorulmazdı ki o . Sonuçta ailesinin yanındaydı. Fakat onu bırakıp gitmişlerdi bir vedaya bile gerek duymadan...
İnsan canından bile çok sevdiği çocuğunu arkasında bırakıp gider miydi? Bu, bu kadar kolay mıydı? Böyle olmamalıydı.
Biraz kırılmıştı minik Kumsal bu duruma . Ama bunu söylerse anne babası duyar üzülürler diye ağzını açmıyordu . Onları çok seviyor üzülmelerini istemiyordu .
Amcası onların kendisini izleyebileceklerini söylemişti. O zaman o da dışarıdan mutlu gözükebilir, gözyaşlarını içine akıtabilirdi. Bu mümkünmüş. Üzüntüden için kan ağlasada dışarıya gülümseyerek mutlu gözükebiliyormuşsun.
Annesinin kendisine anlattığı bir masaldan öğrenmişti bunu.
Oradaki prenses de öyle yapıyormuş . Herkes prensesi çok mutlu zannediyor hayatına özeniyormuş .
Oysa tanıdıkça öğreniyordun dışarıdan cıvıl cıvıl görünen insanların içlerinde ne derin yaralar taşıdığını...
Prenses çok mutsuzmuş ama bunu yansıtmıyormuş kimseye. Babası onu sevmediği bir prens ile evlendiriyormuş . Prenses buna karşı çıksa da bu durum babasının umurunda olmuyormuş .Bir prensesin muhakkak bir prensle evlenmesi gerekirmiş. Babasına göre uygun olan buymuş . Hiç bir prensesin sıradan bir adamla evlenmesinin yakışı kalır mıymış? Bu ne görülmüş ne de duyulmuş bir durummuş.
Prenses bu mutsuzluğuyla günden güne eriyormuş. Annesi bunu fark etse de , prenses annesinin üzülmesini istemediği için bir sorun olmadığını, çok mutlu olduğunu ve herkesin imrendiği bir hayatı oldugunu söyleyerek annesinin yufka yüreğine su serpiyormuş. Annesi çok ikna olmasada kızının mutlu olduğunu söylemesiyle kendini avutuyormuş.
Ne de olsa her anne yüreği yavrusunun, canından parçasının mutsuz olduğunu görmeye dayanamazmış
Onlar öyle değerli varlıklarmış ki evladını önce karnında sonra kucağında ve ömür boyu da yüreklerinde taşıyorlarmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişe Mahkum
Teen Fiction" Onlar öldü. İki kelime , bir cümle ." ... "Ama Ayaz b-ben çocukluğumun katilini bile bilmiyorum. " ... " Ve unutma her karanlığın ardında bir ışık olduğu gibi her aydınlık da bir karanlığa gebedir. " "Her gölge kaybolmaya mahkumdur ." ... "Ruhumu...